CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul 1. Bölge Apartman Görevlileri ile bir araya geldiği programda yaptığı konuşmada, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir." sözünü hatırlatarak, "Hiç kimse bu coğrafyada kendini kimsesiz, sahipsiz zannetmesin." dedi.
Apartman görevlilerinin yeri geldiğinde 24 saat görev yaptığını ancak görünmediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Siyaset kurumu sizi görmüyor. Bir sürü büyük laflar ediliyor, vatan, millet, Sakarya... İyi de her gün çalışan, doğru dürüst bayramı ve tatili bile olmayan, oturduğu yerler çok sağlıklı olmayan yüzbinlerce insanın sorunuyla acaba siyaset kurumu ilgilendi mi?" diye sordu.
Bütün apartman görevlilerinin "dostları" olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, apartman görevlilerinin sorunlarına talip olduğunu ifade etti.
"Apartman görevlilerinin tamamına iş vereceksiniz"
İzmir'deki depremde yıkılan binalar olduğunu ve çok sayıda vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İzmir'e birinci gidişimde depremi yerinde gördük, hastanelere gittik, yaralıları ziyaret ettik. Bir süre sonra tekrar İzmir'e gittim. Kimlerle bir araya geldim? Evleri yıkılan apartman görevlileriyle bir araya geldim. Neden? Bina yıkılmış, hadi diğerlerinin oturacağı, ikinci bina, üçüncü bina vesaire bir yerler olabilir. Apartman görevlisi ne olacak, gidecek yeri bile yok. Belediye başkanlarımızla beraber o apartman görevlileriyle toplantı yaptık. Bütün belediye başkanlarına dedim ki 'Apartman görevlilerinin tamamına iş vereceksiniz, sigortalı işi olacak. Ben bir daha geldiğimde hiç kimse işsiz kalmayacak.' Bir yerlere taşındılar, ufak tefek birikimleri oldu, yeni bina bulacak ki orada apartman görevlisi olarak çalışacak. Yeni bina yok. Peki bu insanlar aç ve açıkta mı kalacak? İktidar sahipleri sizi düşünmediler, ama bu kardeşiniz düşündü."
Apartman görevlilerine güçlü olmak için örgütlenmelerini de öneren Kılıçdaroğlu, "Hak arama konusunda zayıfsınız, güçsüzsünüz. Hakkınızı aradığınız zaman yönetici diyebilir ki 'Senin sözleşmeyi feshettim arkadaş çek git.' Gidecek yeriniz bile yoktur. O nedenle örgütlenmek önemlidir. Demokrasilerde örgütlenmek önemlidir. Örgütlenmek kavga etmek anlamına gelmez onu da söyleyeyim. Kavga ayrı bir şey hak istemek ayrı bir şey. Kavgadan hayır gelmez hak istemek hepimizin görevidir." ifadelerini kullandı.
Apartman görevlilerinin çoğunun kayıt dışı çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, "Sigortasız çalıştırmak o kişinin geleceğini çalmak demektir." dedi.
"Adaleti beraber arayacağız"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, anayasada "Çalışmak herkesin hakkıdır ve devlet çalışma alanlarını büyütmek, geliştirmek zorundadır. Devlet bütün imkanlarıyla herkese istihdam alanı yaratmak zorundadır" denildiği hatırlattı.
Bugün Türkiye'de 10 milyonun üzerinde işsiz olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"İş bulamıyorsunuz çocuklarınıza. Neden? Torpiliniz yok. Torpil olacak ki çocuklarınıza iş bulasınız. Hatta üniversite mezunu olup işsiz olanlar var. Üniversite mezunu kadın, 'İki çocuğum var hiçbir yerde iş bulamadım, diplomam hiçbir işe yaramadı evlere temizliğe gitmek zorundayım çünkü çocuklarıma birisinin bakması lazım o da benim görevim' diyor. Üniversiteyi bitirmek de çözüm olmuyor artık iş bulmak için. Güçlü bir torpiliniz olmazsa, iktidardan yana bir torpiliniz olmazsa iş de bulamıyorsunuz. KPSS'de yüksek puanlar alabilir çocuklarınız, sözlüde eleniyor. Niçin? Torpili yok diye. Birlikte olmaz zorundayız. Adaleti istiyorsanız adaleti beraber arayacağız. Hakkı istiyorsanız, hakkı beraber arayacağız."
İnsan Hakları Eylem Planı
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, dün İnsan Hakları Eylem Planı'nın açıklandığını hatırlatarak apartman görevlilerine, "Yasaların öngördüğü bütün haklar size teslim edildi mi?" diye sordu.
Hakların teslim edilmesi için hiçbir engel olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Sizin hakkınızı teslim etmeyen kişi 'İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyorum.' diyor. Arkadaş önce benim bir hakkımı teslim et, ondan sonra çık başka haklar varsa onlar için mücadele et. Benim hakkım teslim edilmiyor. 'Efendim düşüncesinden ötürü kimse hapse girmeyecek.' Bugün düşüncesinden ötürü hapishaneler tıka basa dolu. Farklı düşündü diye... 'İnancından ötürü kimse hapse girmeyecek.' İnancından ötürü hapiste olan binlerce kişi var şu anda. Düşüncesini açıkladı diye insanlar hapislerde. O yüzden insanlar korkuyorlar 'Örgütlenirsek başımıza bir bela gelir mi?' diye. Eğer bir ülkede bir siyasi parti, bir devleti 19 yıl yönettikten sonra kalkıp da 'Ben İnsan Hakları Eylem Planı açıklıyorum' diyorsa o ülkede insan hakları yok demektir. Yani insan haklarının olmadığını itiraf etmek demektir. 19 yıldır ben mi yönettim, 19 yıldır siz mi yönettiniz, 19 yıldır başkaları mı yönetti? 19 yıldır siz yönetiyorsunuz, 19. yılın sonunda diyorsunuz ki 'İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklayacağım, kimse düşüncesinden ötürü hapse girmeyecek, hak arayan insanlar hapse girmeyecek, şunlar olmayacak, bunlar olmayacak. Herkesin işi olacak, herkesin gücü olacak.' 10 milyon insana kim iş verecek? Ben mi iş vereceğim siz mi vereceksiniz? Siz bu devleti yönetiyorsunuz. Hapishaneler niye tıka basa dolu? Bir insan düşünebilir, düşüncesini ifade edebilir, düşüncesinden ötürü bir insanın hapse girmesi kadar yanlış bir şey yoktur. Allah'ın verdiği en değerli şey nedir? Akıldır. Aklımızı kullanacağız. Ben aklımı kullandığım zaman 'Suç işliyorsun' diyor. Niye suç işleyeyim? Düşüncemi niye ifade etmeyeyim? Hepimiz düşüncelerimizi ifade etmeliyiz, anlatmalıyız, konuşmalıyız."
"Önümüzdeki süreç içinde araştırma önergesi vereceğiz"
Apartman görevlilerinin çoğunlukla en alt katta güneş görmeyen dairelerde yaşadığına değinen Kemal Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına yeni binalara imar verirken apartman görevlilerinin evinin güneşi, manzarayı görecek şekilde verilmesini istediğini anlattı.
Kılıçdaroğlu, apartman görevlilerinin çocuklarının da iyi eğitim alması gerektiğini belirtti. Bu mücadeleyi sadece apartman görevlileri için değil taşeron işçiler için de yaptığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Taşeron işçilerin sosyal güvenlik hakları sizden daha kötüydü. Onlara da dedim önce örgütlenin, dernekler kurun. En sonunda 1 milyona yakın taşeron işçiye zorla, söke söke kadro aldırdık. Hala, 300-400 bin kişi var. 'Emekliye iki maaş ikramiye.' Bu memlekette eğer taş taş üstüne konmuşsa emeklinin sayesinde. Sonra veriyorsun emekli aylığı, geçinemiyor onunla. Niye geçinemiyor. Bari hiç değilse Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer ikramiye verin de torununa hiç değilse bir para versin. Onun da kavgasını yıllar yılı verdik ve oldu." diye konuştu.
Şimdi apartman görevlilerinin kavgasını verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Sizin dertlerinizi sadece burada değil, TBMM kürsüsünde de anlatacağız. Önümüzdeki süreç içinde araştırma önergesi vereceğiz. Bütün apartman görevlilerinin derdi ne? Sorunları ne? Sorunları aşması için nelerin yapılması gerekir? Siz yolsuzluk yapmıyorsunuz, yediğiniz her lokma ananınız ak sütü kadar helal. O zaman sizin hakkınızın hukukunuzun savunulması lazım. Onlar savunmazlar. Onlar dünya malına tamah ederler. Benim öyle bir niyetim yok. Boğazımızdan aşağı haram lokma da inmemiş. Onun için çok rahat konuşuyoruz." ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, apartman görevlilerinin de çocukları ile tatil hakkı olduğunu dile getirerek, "Başkan söylüyor, 'Apartman görevlisi 6 ayda bir cep telefonunu değiştiriyormuş, kapısının önünde arabalar bekliyormuş.' Söyleyen kim? Dünyadan bir haberi olmayan milletvekili. Beyefendi senin kapının önünde bir değil, beş araba olabilir. Sen bir yerden değil, beş ayrı yerden maaş alabilirsin. Sarayın beslemesi olabilirsin. Peki bu insanlar ne yapacak. Zor bela geçiniyorlar." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Öyle insanlar var ki milletvekili emekli aylığı alıyor ayrıca dört yerden maaş alıyor. Aylık geliri, 50-60 bin lira. Bunlar paraya bile doymuyorlar. Size verilen mütevazı aylığa ise orada da en büyük cimriliği yapıyorlar. Asgari ücret neden bu kadar? 2 bin 800 küsur lira. Biz 3 bin 100 lira yaptık asgari ücreti kendi belediyelerimizde. Niçin? Orada çalışan işçinin hakkı var. Topluma hizmet etmek budur. Biz topluma hizmet etmek istiyoruz. Sizin sorunlarınızı çözeceğiz. Göreceksiniz bu ülkede kavga olmadan, huzur içinde bütün sorunların nasıl çözüldüğünü göreceksiniz. Siyaset cebe çalışmaz, siyaset halka çalışır. Biz halk için çalışacağız.
Bu ülkede huzur olduğu zaman dünyanın en güzel ülkesi Türkiye. Neden zengin bir ülke olmasın? Neden birileri 5-6 maaş alırken, birileri işsiz kalıyor veya asgari ücretle geçinmek zorunda kalıyor. Birileri 5-6 maaş alırken neden birileri pazar artıklarından acaba 'çoluk çocuğuma bir meyve, bir sebze, bir domates, bir patates bulurum' diye arayışı içine giriyor. 21. yüzyılın Türkiye'sinde bunları istemiyoruz. 21. yüzyılın Türkiye'sinde hepimiz huzur içinde, birlikte yaşamak, alın teri dökmek istiyoruz. Avantadan para değil, çalışarak, kazanarak geçinmek istiyoruz. Türkiye'yi ancak öyle büyütebiliriz."
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de yeni bir siyaset anlayışını egemen kılacaklarını, düşüncesinden ötürü hiç kimsenin hapse girmeyeceğini belirterek, "Hapishaneler tıka basa dolu ama bu asla doğru değil. İnsani değil. Benim gibi düşünmedi diye insanlar hapse mi atılır? Beni desteklemedi diye insanlar hapse mi atılır? 'Efendim biz bunu yapacağız.' diyorlar. Peki bu hapishanelerin durumu ne arkadaş? Onları oraya kim attı? İnançları dolayısıyla binlerce kişi hapishanede. Ben bunu söylediğim zaman bana kızarlar. Her türlü hakareti yaparlar. Ben bunları hiç ama hiç dinlemem, benim gönlüm sizden yana." dedi.
Programda, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile Konut-İş Sendikası Başkanı Alican Kayhan da konuşma yaptı. Konuşmaların ardından basına kapalı devam eden programda apartman görevlilerinin talepleri dinlendi.