Asgari Ücretli ve Çalışanlar 2024’te Nasıl Bir Enflasyonla Karşı Karşıya Kalacak?

Türkiye’de enflasyon, 2024 yılında da yüksek seyretmeye devam edecek. Bu da, asgari ücretli ve çalışanların, alım gücünün erimesine neden olacak. Bu haberde, enflasyonun nedenleri, sonuçları ve çözüm yolları analiz ediliyor.

Türkiye’de enflasyon, son yıllarda hızla yükselerek vatandaşların alım gücünü ciddi şekilde eritti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi verilere göre, tüketici fiyatları her ay ortalama %3 civarında artıyor. Bu da yıllık enflasyonun %40’ın üzerinde seyretmesine neden oluyor. Peki, 2024 yılında enflasyon ne olacak? Asgari ücretli ve çalışanlar, enflasyon karşısında nasıl bir gelir kaybı yaşayacak? Bu soruların cevabını aradığımız haberimizi okumaya devam edin.

Resmi Enflasyon Gerçeği Yansıtmıyor

Türkiye’de resmi enflasyon, TÜİK tarafından hesaplanıyor. Ancak, bu hesaplama yöntemi, birçok eleştiriye maruz kalıyor. Çünkü, TÜİK, tüketici fiyatlarını belirlerken, sepetindeki ürünleri ve ağırlıklarını sık sık değiştiriyor. Bu da, gerçek enflasyonun gizlenmesine ve vatandaşların yaşadığı fiyat artışlarının yansıtılmamasına yol açıyor. Örneğin, TÜİK, 2021 yılında sepetindeki 418 üründen 88’ini değiştirdi. Bu değişiklikler, enflasyonu düşük göstermek için yapıldığı iddia ediliyor.

Bunun yanı sıra, TÜİK, enflasyon hesaplamasında, indirimli ürünleri de dikkate alıyor. Bu da, piyasadaki gerçek fiyatları yansıtmıyor. Örneğin, TÜİK, 2021 yılında, indirimli ürünlerin ağırlığını %15’ten %25’e çıkardı. Bu da, enflasyonu yaklaşık 2 puan düşürdü.

Asgari Ücret ve Maaş Zamları Enflasyonun Altında Kalıyor

Türkiye’de asgari ücret, her yıl, işçi, işveren ve devlet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Ancak, bu komisyonun kararları, aslında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından veriliyor. Çünkü, komisyonun oy çokluğuyla karar alması gerekiyor. Bu da, devletin oylarının belirleyici olması anlamına geliyor.

Asgari ücret, 2021 yılında, brüt 3.577,50 TL, net 2.825,90 TL olarak belirlendi. Bu da, yıllık %21,56’lık bir artışa denk geliyor. Ancak, bu artış, 2021 yılında %36,08 olan yıllık enflasyonun çok altında kaldı. Dolayısıyla, asgari ücretli, 2021 yılında, reel olarak %11,4’lük bir gelir kaybı yaşadı.

Özel sektörde çalışanların durumu da farklı değil. Özel sektörde, maaş zamları, genellikle enflasyon oranında veya daha düşük yapılıyor. Bu da, çalışanların alım gücünün erimesine neden oluyor. Örneğin, 2021 yılında, özel sektörde, ortalama maaş zammı %25 oldu. Bu da, yıllık enflasyonun 11 puan altında kaldı.

2024 Yılında Enflasyon Ne Olacak?

Türkiye’de enflasyon, 2022 yılında da yüksek seyretmeye devam edecek. TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Kasım ayında, tüketici fiyatları %3,17 arttı. Bu da, yıllık enflasyonun %21,31’e yükselmesine neden oldu. Bu oran, Merkez Bankası’nın %14,1 olan yıl sonu enflasyon tahmininin çok üzerinde gerçekleşti.

2024 yılında ise, enflasyonun tek haneye inmesi beklenmiyor. Hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’a göre, 2024 yılında, yıllık enflasyonun %9,8 olması hedefleniyor. Ancak, bu hedefin gerçekçi olmadığı, birçok uzman tarafından dile getiriliyor. Çünkü, Türkiye’de, enflasyonu tetikleyen birçok faktör bulunuyor. Bunlar arasında, kur artışı, enerji fiyatları, gıda fiyatları, talep baskısı, maliye politikası, para politikası, beklentiler ve enflasyonu enflasyon yapması sayılabilir.

Bu faktörlerin, 2024 yılında da devam edeceği varsayılırsa, enflasyonun tek haneye inmesi mümkün görünmüyor. Örneğin, Türk Lirası, 2021 yılında, dolar karşısında %40’ın üzerinde değer kaybetti. Bu da, ithalat fiyatlarını ve dolayısıyla tüketici fiyatlarını yükseltti. Enerji fiyatları da, küresel piyasalarda artmaya devam ediyor. Bu da, Türkiye’nin enerji ithalatçısı olması nedeniyle, enflasyon üzerinde baskı oluşturuyor. Gıda fiyatları da, iklim değişikliği, kuraklık, arz-talep dengesizliği, maliyet artışları ve spekülasyonlar nedeniyle, yüksek seviyelerde seyrediyor.

Talep baskısı da, enflasyonu yükselten bir diğer faktör. Türkiye’de, pandemi sonrası, tüketim harcamaları arttı. Bu da, mal ve hizmet fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Maliye politikası da, enflasyonla mücadelede etkili olamadı. Hükümet, pandemi döneminde, kamu harcamalarını artırarak, ekonomiyi canlandırmaya çalıştı. Ancak, bu da, bütçe açığını ve borçlanmayı artırdı. Bu da, enflasyonu yükselten bir faktör oldu.

Para politikası da, enflasyonla mücadelede yetersiz kaldı. Merkez Bankası, faizleri artırarak, enflasyonu düşürmeye çalıştı. Ancak, bu da, yeterli olmadı. Çünkü, faiz artışı, ekonomik büyümeyi ve istihdamı olumsuz etkiledi. Ayrıca, faiz artışı, kur üzerinde de istikrar sağlayamadı. Çünkü, kur, sadece faizden değil, siyasi ve jeopolitik risklerden, yabancı sermaye hareketlerinden, döviz rezervlerinden ve dış ticaret açığından da etkileniyor.

Beklentiler de, enflasyonu yükselten bir başka faktör. Türkiye’de, enflasyon beklentileri, yüksek seviyelerde seyrediyor. Bu da, fiyat belirlemede ve ücret pazarlığında, enflasyonun yukarı yönlü baskı yapmasına neden oluyor. Enflasyon beklentilerini düşürmek için, güvenilir ve tutarlı bir enflasyonla mücadele politikası gerekiyor. Ancak, Türkiye’de, bu politikanın uygulanması, zor görünüyor.

Enflasyonu enflasyon yapması da, enflasyonu yükselten bir diğer faktör. Bu, enflasyonun, kendisini besleyen bir süreç haline gelmesi anlamına geliyor. Yani, enflasyon, fiyatları ve ücretleri artırıyor. Bu da, talebi ve maliyetleri artırıyor. Bu da, enflasyonu artırıyor. Bu da, fiyatları ve ücretleri artırıyor. Bu da, talebi ve maliyetleri artırıyor. Bu da, enflasyonu artırıyor. Bu şekilde, enflasyon, kendi kendini sürdüren bir döngü haline geliyor.

Asgari Ücretli ve Çalışanlar Ne Yapmalı?

Türkiye’de, enflasyon, 2024 yılında da yüksek seyretmeye devam edecek. Bu da, asgari ücretli ve çalışanların, alım güçlerinin erimesine neden olacak. Bu durumda, asgari ücretli ve çalışanlar, ne yapmalı? Bu sorunun cevabı, kolay değil. Ancak, bazı öneriler sunabiliriz.

  • Asgari ücretli ve çalışanlar, gelirlerini artırmak için, ek iş yapabilir, mesleklerini geliştirebilir, yeni beceriler edinebilir veya yatırım yapabilirler. Ancak, bunların hepsi, zaman, emek ve sermaye gerektiriyor. Ayrıca, ekonomik koşullar, bunları yapmayı zorlaştırıyor.
  • Asgari ücretli ve çalışanlar, harcamalarını azaltmak için, bütçe yapabilir, tasarruf edebilir, gereksiz harcamalardan kaçınabilir veya ucuz alternatifler arayabilirler. Ancak, bunlar da, yaşam kalitesini düşürebilir, sosyal ve psikolojik sorunlara yol açabilir veya yeterli olmayabilir.
  • Asgari ücretli ve çalışanlar, haklarını savunmak için, sendikalara üye olabilir, toplu sözleşme hakkını kullanabilir, eylem ve protesto yapabilir veya siyasi tercihlerini gözden geçirebilirler. Ancak, bunlar da, riskli olabilir, karşılık bulmayabilir, engellenebilir veya yeterli olmayabilir.

Sonuç

Türkiye’de, enflasyon, son yıllarda hızla yükselerek, asgari ücretli ve çalışanların alım gücünü ciddi şekilde eritti. 2024 yılında da, enflasyonun tek haneye inmesi beklenmiyor. Bu da, asgari ücretli ve çalışanların, gelir kaybına uğramaya devam edeceği anlamına geliyor. Bu durumda, asgari ücretli ve çalışanlar, gelirlerini artırmak, harcamalarını azaltmak veya haklarını savunmak için çeşitli yollar deneyebilirler. Ancak, bunların hiçbiri, kolay veya kesin çözümler değil. Asgari ücretli ve çalışanların, enflasyonla mücadelede, hükümetin ve Merkez Bankası’nın, güvenilir ve tutarlı bir politika izlemesine ihtiyacı var.

Ekonomi Haberleri