ATAŞEHİR'İN DİLİ OLSA DA KONUŞSA...

ZİHNİ ÇAKIR

AVAZTÜRK, “ufak tefek” bir internet sitesi olarak geçtiğimiz günlerde hem gazetecilik mesleğinin hem de muhafazakar mahallenin bağrına habis bir ur gibi saplanmış “şantaj” çetesine savaş açmıştı.

Hepinizin malumu olduğu üzere “kumpas, montaj ve şantaj” FETÖ’cülerden kalan bir miras. Haliyle bu mirası hayasızca tüketenler de geçmişte bu örgütle bu bağlamda iş çevirmiş, bu yolla sermayesini katlamış sözde gazeteciler oluyor.

İstanbul medyasında olup da 17/25 Aralık’a kadar Mehmet Baransu’nun da içinde bulunduğu bir çetenin, İstanbul’daki kelli felli iş insanlarını “ŞANTAJ” yoluyla “kopardığını” bilmeyen yok sanırım. Hatta bu çetenin, o dönem İstanbul’un ünlü bir projesinin tepe katlarında düzenledikleri tavla partileriyle, kopardıkları paraların kutlamalarını yaptıkları dillere pelesenk olmuştu.

Hülasa; Ataşehir’in dili olsa da konuşsa…

***

Bu kısa hatırlatmadan sonra gelelim asıl mevzuya, ŞANTAJ çetesine…

AVAZTÜRK olarak gazeteciliğin namusuna halel getiren bir çeteya açtığımız savaşta, çetenin bize de benzer yöntemlerle saldıracağını elbette biliyorduk.

Yanıltmadı ve kamera karşısına geçip, şahsımla ilgili; “kurşunlandığım” yalanından, adını ilk kez ondan duyduğum ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı olduğunu sonradan öğrendiğim “Erhan Erol diye biriyle Fatura-matura ilişkim olduğu” hezeyanlarına kadar tek bir cümlesi bile doğru olmayan iftiralar sıraladı. Son hezeyanı da “dolandırıcılıktan sabıkalı olduğum” iftirasıydı.

Elbette yargı önünde ondan bu iftiralarının hesabını tek tek soracağım. Ancak şahsımı hedef alan bu İFTİRA kampanyasını dinleyince, başkaları için kurdukları ve bu sebeple haklarında soruşturma açılan KUMPAS yöntemlerine dair de izler belirdi. Belli ki bu işi MESLEK haline getirmişler.

Kimsenin şundan şüphesi olmasın ki; ne şahsım ne de AVAZTÜRK, bu mesleği kirleten, bu mesleği rant aracına çevirenlerle ilgili mücadelesinden zerre miskal geri adım atmayacak.