“CHP’nin anketçisi” diye bilinen Hakan Bayrakçı geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon programında CHP Sözcüsü Özgür Özel’i kastederek öyle laflar etti ki, Özel’in bu lafların altından kalkabilmesi imkansız.
Bayrakçı, “İktidara geliyoruz, ayağınızı denk alın” diye bas bas bağırıp memurları ve bürokratları tehdit eden CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'i kastederek ne dedi peki?
“O oylar ittifak oyları. Cumhuriyet Halk Partisinin oyuyla konuşacaksın sen. İYİ Parti elini çektiği zaman 10 puan gider. HDP elini çektiği zaman 10 puan gider. Saadet Partisi elini çektiği zaman 3 puan gider. Senin havan ne? Boyun kadar konuşacaksın. Bak 7 tane anket yayınlandı hepsi 26-25. Bana bi daha anket yayınlattırmayın. Özgür efendi çıkmış diyor ki geliyoruz koşuyoruz. Hadi canım, hadi” dedi.
Bu sözleri bir CHP içi kavga olarak okumakla birlikte, Türkiye ve Türkiye’nin bütünlüğüne karşı kurulmuş kirli bir ittifakın, üstelik CHP’li bir anketçi tarafından dile dökülmesi olarak okudum esasında ben.
Hatırlarsınız, geçtiğimiz günlerde HDP’li Sırrı Süreyya Önder, HDP ile İYİ Parti arasında ikili diyaloğa varan bir “stratejik ittifaktan” söz etmişti. Öyle ki; o görüşmelerin nasıl bir içeriği varsa artık, Sırrı Süreyya Önder, “bizimle yaptığı görüşmelerle istikamet belirleyen İYİ Parti bize istikamet çizemez” demeye getirmişti sözlerini.
Sonra İYİ Parti yetkilileri ile Sırrı Süreyya Önder, yine kapalı kapılar ardında bir görüşme yaptı (kesin bilgi). Bu görüşme üzerine Önder, açıklamalarını yumuşatmak babında, “seçimle ilgili değil başka bir zaman” falan gibi ifadelerle “stratejik ittifak” görüşmelerinin üzerine örttü.
Ne var ki artık mızrak çuvala sığmıyor.
Sırrı Süreyya Önder’in, İYİ Parti heyetiyle yaptığı görüşmeden sonra örtmeye çalıştığı skandalı bu kez de Ahmet Türk ifşa etti.
Ahmet Türk yaptığı açıklamada, "Siyasette saklı kalması gereken bazı şeyler vardır" ifadeleriyle Sırrı Süreyya Önder’in açığa çıkardığı “stratejik ittifak” görüşmelerini teyit etti adeta.
İşte Hakan Bayrakçı’nın bir anlamda CHP içi hesaplaşma olarak okunabilecek “ittifak” çıkışı ve oy dağılımları üzerine yaptığı yorumu bu nedenle önemsiyorum.
Bayrakçı, HDP’nin “gizli özne” olarak tutulduğu “Millet İttifakı”nın ayaklarını sayıp bir de oy dağılımlarını veriyor.
Bunu sadece bir anketçi ünvanıyla değil aynı zamanda CHP içini iyi bilen bir isim olarak deklare ediyor.
Birileri istedikleri kadar süslü cümleler kurup PKK’nın kumanda ettiği HDP ile ittifaklarını gizleyedursunlar, istedikleri kadar HDP ile görüşme yapanları “alçaklıkla” suçlasınlar, bu kirli ittifak her gün biraz daha gün yüzüne çıkıyor.
İşte o ittifak gün yüzüne çıktıkça, şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun, “Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir dünya için, bu kadar fırıldak olmanın anlamı yoktur” sözünü, onun “yol arkadaşlığı” rantını harcaya harcaya bitiremeyenlerin yüzüne yüzüne vurası geliyor insanın.
Hangi siyasi başarı yarım yüzyıla yakın zamandır binlerce polis ve askerle birlikte bebek çocuk kadın demeden katleden ve Türkiye'nin bütünlüğüne kastetmiş bir örgütün kontrolündeki sözde siyasi yapıyla ittifakı meşru kılabilir ha…
Bu ittifak görüşmelerinin gerçekleştiği tahmin edilen dönemde İYİ Parti’nin milliyetçi söylemlerle bezenmiş cümleler kuran milletvekillerinden Yavuz Ağıralioğlu, “Her HDP’li PKK’lı değildir” ifadelerini kullanmıştı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de, “HDP’nin Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olduğunu” öne sürmüş ve HDP Eş Genel Başkanı “Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini” belirtmişti.
"MHP yönetiminin milliyetçilikten uzaklaştığı" söylemleri ile bu partiden ayrılıp İYİ Parti’yi kuran Meral Akşener ile bu partinin milliyetçi söylemleri öne çıkaran milletvekili ve eski sözcüsü Yavuz Ağırailoğlu’nun Sırrı Süreyya Önder’in ifşa ettiği “stratejik görüşmeler” döneminde sarfedilmiş yukarıdaki sözleri bile Türkiye ve Türkiye’nin bekasını tehdit eden HDP’li ittifakın varlığının için ipucu aslında.
Hepimiz, “gizli stratejik ittifak görüşmelerinin” ortaya çıkması ile İYİ Parti’de milliyetçilik ve ülkücülük konusunda birkaç samimi isim olabileceği ve tepki göstereceği beklentisine girdik, yalan değil.
Ancak anladık ki; o isimlerin samimiyetleri sadece süslü cümlelerin içine gömülmüş birer zehirmiş.
HDP ile aynı çatı altında ittifak edebilen, ifşa olan bu ittifakı redderken de bir devlet politikası olan çözüm sürecindeki siyasi garabetlere atıfta bulunanlar,
Bahçeli düşmanlığından geçirdikleri ataklarla kendilerini HDP’lilerin kucağına bırakanlar, sözüm size;
İttifakınız batsın sizin be…
Yere batsın sizin milliyetçiliğiniz.
Yerin dibine girsin sizin samimiyetiniz…