MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "17 Ağustos 1999 başta olmak üzere, tüm depremlerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Allah milletimizi görünür, görünmez bütün musibetlerden korusun. Depremden değil, kayıtsızlık, kararsızlık ve hazırlıksızlıktan ürkelim. Japonya'da tek tük yaralanmaya neden olan bir depremin, ülkemizde nasıl oluyor da binlerce insanımızın hayatına kastettiğini düşünelim." ifadelerini kullandı.
"Tarihin bazı an ve kesitlerinde hayat susar, insan sükut eder, yalnızca felaket seslenir, acı dile gelir. 17 Ağustos 1999 tarihi işte böyledir. 18'inci yıldönümünde Büyük Marmara Depremi'ni hüzünle hatırlıyoruz. Umutların, hayallerin kartondan şato gibi devrilmesine hala hayıflanıyoruz." ifadelerine yer veren Bahçeli, depremde 17 bin 373 insanın yaşamını kaybettiğini, 48 bin 901 insanın da yaralandığını hatırlattı.
Bahçeli, Marmara Depremi'nde 96 bin 796 konut ile 15 bin 939 iş yerinin yıkıldığı ya da ağır hasar aldığını ve deprem sonucunda oluşan yıkımın, kahredici olduğunu vurgulayarak "Yılların ihmaller zinciri, alınması gereken tedbirlerdeki gevşeklik, müteahhit zaafları, kentleşmedeki çarpıklıklar birleşti, üzerimize düştü." değerlendirmesini yaptı.
"Zaman, ön ve önlem alma zamanıdır"
Devlet Bahçeli, o dönem yaşanan olumsuz şartlara rağmen 57. Cumhuriyet Hükümeti'nde sorumluluk alanlarına giren işleri süratle yaptıklarını ve yaraları sardıklarını belirterek şöyle devam etti:
"Depremin açtığı dipsiz kuyuyu örtmek, feryatları dindirmek, enkazı kaldırmak amacıyla insanüstü gayret sarfetmiş, geceyi gündüze katmıştık. MHP'nin uhdesinde bulunan bakanlıklar, 17 Ağustos Büyük Marmara Depremi'nin yaralarını sarmak için Allah var ya çok çalışmış, çok çabalamıştı. Şehirlerimizi canlandırmış, insanımızın elinden tutmuş, kıt imkanlarla büyük bir seferberlik ruhuyla afetin yıkıntılarını temizlemiştik.
Elbette deprem konusunda fuzuli ve mekanik cümlelerle konuşmaya gerek yoktur. Buna ihtiyaç da yoktur. Zaman, ön ve önlem alma zamanıdır. Tedbir takdiri bozar mı? Bozmaz ama tedbirsizliğin de akılsızlık, ahmaklık, cehalet, felaketlere davet olduğu açık seçik bir gerçektir. Alalım tedbiri, edelim tevekkülü, bırakalım takdire. Bilelim ki deprem değil sağlıksız, ilkel, malzemeden çalınarak yapılan binalar öldürür."
"Enkaz üzerinde siyaset yapılmamalıdır"
Bilimsel çalışmaların Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen depremlerin batıya kaydığına işaret ettiğini aktaran Bahçeli, 1900'lü yılların başından bugüne kadar meydana gelen 6 bine yakın depremin hazırlıksızlıktan, binalardaki zayıflıktan can kaybına yol açtığını vurguladı.
Bahçeli, paylaşımında şu görüşlere yer verdi:
"Uyarıyla sürekli dillendirilen İstanbul depremi, Allah muhafaza, gerçekleşse doğabilecek feci sonucun boyutu korkunç olacaktır. Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz. Atıl değil aktif, mücadeleci bir şekilde olası depremin hasarını en aza çekmenin yollarını bulmalıyız. 2012'de başlatılan kentsel dönüşüm seferberliği talana, yalana, ranta, vurguna, yağmaya izin vermeden genişletilmeli, yaygınlaştırılmalıdır. Geçmişle kavga etmeden, siyasi çetele tutmadan, suçlu arayışına girmeden, gelecek planlanmalı, enkaz üzerinde siyaset yapılmamalıdır."
"Kayıtsızlık, kararsızlık ve hazırlıksızlıktan ürkelim"
Devlet Bahçeli, Gölcük, Kocaeli, Yalova, Sakarya'da tarifi olmayan kederler yaşandığına ve gelecekte aynı acıların tekrarlanmaması gerektiğine işaret ederek şunları kaydetti:
"2030'a kadar 7 milyona yakın konutun yeniden yapımı söz konusudur. Bu rakamı artırmanın, tarihi geriye çekmenin çarelerine bakmalıyız. 17 Ağustos 1999 başta olmak üzere, tüm depremlerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Allah milletimizi görünür, görünmez bütün musibetlerden korusun. Depremden değil, kayıtsızlık, kararsızlık ve hazırlıksızlıktan ürkelim. Japonya'da tek tük yaralanmaya neden olan bir depremin, ülkemizde nasıl oluyor da binlerce insanımızın hayatına kastettiğini düşünelim."