İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türk siyasetindeki demokrasi anlayışı ve kamu yöneticilerinin durumu hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın seçim çalışmalarına katılması üzerine sorulan bir soruya yanıt veren İmamoğlu, geçmiş dönemlerde adalet, içişleri ve ulaştırma bakanlarının seçim dönemlerinde görevlerinden ayrılarak bağımsızlık ilkesine vurgu yapıldığını ancak günümüzde bu durumun tamamen değiştiğini belirtti.
İmamoğlu, bakanların ve diğer kamu yöneticilerinin seçim çalışmaları kapsamında kasap dükkanları ve benzeri yerleri gezerek oy istemesini eleştirdi. Bu durumun demokrasi anlayışına zarar verdiğini ve bakanların zor duruma düşürüldüğünü ifade etti. İmamoğlu, bu sürecin bakanlar üzerinde yarattığı baskı ve zorluklara dikkat çekerek, devlet yönetimindeki bu yaklaşımın sadece bakanları değil, onların ailelerini ve yakın çevresini de olumsuz etkilediğini vurguladı.
"Bugün aslında Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu ülkeye yaptığı en büyük kötülüklerden biri, kendi yakın çevresindeki yetenekli insanları bile çürütüyor olması." diyen İmamoğlu, kamu yöneticilerinin daha önemli sorunlara odaklanması gerektiğini, ancak siyasi baskılar nedeniyle bunun mümkün olmadığını eleştirdi. İmamoğlu, kamu yöneticilerinin asıl görevlerinin ülkenin ekonomik ve sosyal sorunlarına çözüm bulmak olduğunu, ancak mevcut durumda bu sorumlulukların göz ardı edildiğini ifade etti.
İmamoğlu, konuşmasında ayrıca İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olarak 16 milyon insanın temsilcisi olduğunu ve halkın sesini duyurma, haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı durma sorumluluğu hissettiğini belirtti. 31 Mart'ta yapılacak seçimlerde halkın kararını vereceğine ve demokratik sürecin işleyişine güvendiğine dair inancını dile getirdi.
İmamoğlu’nun açıklamaları, Türkiye’deki siyasi atmosferin ve demokrasi anlayışının derinlemesine bir analizini sunarken, kamu yöneticilerinin ve bakanların seçim süreçlerindeki rolleri üzerine ciddi soru işaretleri ortaya koyuyor. Kamu ahlakı ve demokrasi ilkelerinin korunmasının önemi bir kez daha gündeme gelirken, bu konudaki tartışmaların devam edeceği öngörülüyor.