Türkiye ekonomisi, 2023 yılında hem büyüme hem de borsa performansı açısından olumlu bir tablo çiziyor. Ancak enflasyon, ekonomik istikrarın önündeki en büyük engel olarak duruyor. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi %14,1 iken, ağustos ayında enflasyon %19,25’e yükseldi. Peki, enflasyonun yıl sonu hedefine ulaşma ihtimali nedir? Enflasyonun nedenleri nelerdir? Enflasyonla mücadele için ne yapılmalıdır?
Bu soruların cevabını aramak için Prof. Dr. Binhan Elif Yılmaz ile bir röportaj gerçekleştirdik. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından biri olan enflasyon konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Enflasyonun nedenleri
Yılmaz, enflasyonun nedenleri arasında hem iç hem de dış faktörlerin olduğunu belirtti. İç faktörlerden birinin talep baskısı olduğunu söyleyen Yılmaz, “Şimdi aslında geçen yılın Ağustos ayına ya da ondan önceki yılın Ağustos aylarında şöyle bir baktığımızda enflasyon oranı yaklaşık %1,5 arasında aslında. Aynı şey Temmuz ayı için de geçerli. Fakat bu sene gerçekten Ağustos ayı enflasyonu %8,9 aralığında olmasını bekliyorduk ama hani Türkiye şartlarında işte özellikle gıda açısından sorunu olmayan gibi duran ülke açısından şöyle bakınca gıda enflasyonunu ya da diğer kalemlerdeki yüksek seyrediş itibariyle olmaması gereken bir rakamdı. Yani %1,5 yaz enflasyonu diye bir şey vardır. O biraz daha düşüktür.” dedi.
Yaz döneminde böyle yüksek bir enflasyon oranının sonbaharda daha da artacağına işaret eden Yılmaz, “Eğer yaz döneminde böyle ise enerji tüketildiğinde, doğalgaz ve ısınma ihtiyacı bir taraftan ve okul giderleri düşündüğümüzde demek ki enflasyon çok daha yüksek olacak.” diye konuştu.
Yılmaz, gıda fiyatlarının yanında akaryakıt fiyatlarının da enflasyonda önemli bir rol oynadığını vurguladı. “Öncelikli benzin yani işte ortalama şu akaryakıt 2 aylık artış artık %90 civarında bunun içinde ÖTV var ve petrol fiyatları petrol fiyatları da yükseliyor. Tabii ki bir taraftan yani Merkez Bankası En azından hiçbir şey olmasa bile bu Petrol fiyatlarındaki değişiklik sebebiyle öngörüsünü kesinlikle çok daha yüksekmesi gerekiyor yani yıl sonu %14,1’in üzerinde çıkarması gerekiyor.” dedi.
Yılmaz, enflasyonun diğer bir nedeninin de enflasyon beklentilerinin bozulması olduğunu söyledi. “Öncelikle enflasyon beklentileri bozuyor. Daha yüksek bir enflasyonun geleceğine ilişkin endişe kendisini gösteriyor. Bu tüketicinin neredeyse borçlanarak yaşamını sürdüreceği anlamına geliyor'' dedi.
Yılmaz, enflasyonun son olarak dış faktörlerden de etkilendiğini belirtti. “Bir de başka türlü talep var. Yani satın alma gücü aslında ücretlinin çok düşüyor. Ama burada bazı kayıtlara girmeyen şimdi milli gelir hesabına girmeyen sığınmacılar var. Onların talebi çok yüksek.
Turistler var. Türkiye onlar için çok ucuz bir ülke hala. Bizdeki enflasyon bu kadar yüksek olmasına rağmen yine hala kurdaki değişiklik sebebiyle ucuz bir ülke'' dedi.
Enflasyonun etkileri
Yılmaz, enflasyonun ekonomik ve sosyal açıdan olumsuz etkileri olduğunu ifade etti. Enflasyonun gelir dağılımını bozduğunu, reel ücretleri düşürdüğünü, tasarruf eğilimini azalttığını, yatırım kararlarını zorlaştırdığını ve ekonomik büyümeyi engellediğini anlattı.
Yılmaz, enflasyonun çalışanlar için de ciddi bir kayıp anlamına geldiğini söyledi. “6 aylık enflasyon %43’e geldi. Bundan daha 2 ay önce 6 aylık enflasyon %19-77 diye çalışanlar için belirlenen bir cep artışı vardı. Daha 2 ay önce iki katını çıktı. 6 aylık enflasyon 2 ay öncesine göre alınan o ücret artışlarını şöyle bir baktığımızda çoktan eridiğini görebiliyoruz.” dedi.
Enflasyonla mücadele için ne yapılmalı?
Yılmaz, enflasyonla mücadele için hem maliye politikası hem de para politikasının uyumlu ve kararlı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurguladı. Maliye politikasının bütçe açığını ve kamu borcunu kontrol altında tutması, vergi reformu yapması, harcamalarını kaliteli ve verimli bir şekilde yapması gerektiğini söyledi.
Para politikasının ise bağımsız ve güvenilir olması, faiz oranlarını enflasyon beklentilerinin üzerinde tutması, kur politikasında serbest dalgalanmaya izin vermesi gerektiğini belirtti.
Yılmaz, ayrıca yapısal reformların da enflasyonla mücadelede önemli olduğunu ifade etti. Rekabet ortamının iyileştir