Bu düpedüz 'FETÖ ile mücadele size mi kaldı' mesajı veren 'yargı tutulması'!

ZİHNİ ÇAKIR

Erişim Sağlayıcılar Birliği’nden gelen son mailde kahir ekseriyeti FETÖ ilişkilerini açığa çıkaran olmak üzere toplamda 34 haberimizle ilgili mahkemelerin “erişim engeli” ve “link kaldırma” kararının yerine getirilmesi talep ediliyor.

Akıl tutulması adeta; pardon “yargı tutulması”

Mesela bu haberlerimizden biri, FETÖ’nün firari “Örgüt İmamlarından” Adil Öksüz’ün gözaltındayken konuştuğu 3 kişiden biriyle ilgili. Bu sebepten gözaltına alınmış. Adil Öksüz’le ne konuştuğu sorulmuş muhtemelen. Ve kuvvetli suç şüphesine karşın sabit adres falan gibi gerekçelerle “Adli Kontrol şartı ve Yurt dışı yasağı konularak” serbest bırakılmış.

Sözünü ettiğimiz kişi Prof. Dr. Recep Kaymakçı. Eğitim Bir Sen, Kaymakçı’nın bu durumunu bile bile, 4 Ocak günü kamuoyuna açıkladığı “Müfredatın Demokratikleştirilmesi” başlıklı raporda Kaymakçı’ya teşekkür etmiş.

Sendika kaynakları, Kaymakçı’ya, raporun hazırlanma sürecindeki HİZMETleri nedeniyle teşekkür edildiğini söylüyor. Biz de bunu “Adil Öksüz’ün görüştüğü iki kişiden biri ihraç edildi diğerine TEŞEKKÜR edildi” başlığıyla şu şekilde haberleştirmişiz:
***

İlk kez AVAZTÜRK’ün ortaya çıktığı Eğitim Bir Sen’in “Müfredatın Demokratikleştirilmesi” başlıklı rapordaki ayrıntının dehşetinin ne kadar büyük olduğunu ortaya çıkaran sürpriz bir gelişme yaşandı. FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün, 15 Temmuz sonrası gözaltındayken görüştüğü kişilerden biri olan Atatürk Araştırma Merkezi İdari İşler Müdürü Hasan Balcı KHK ile kamudan ihraç edildi. AVAZTÜRK, Öksüz’ün o gece görüştüğü kişilerden bir diğeri olan Prof. Dr. Recep Kaymakcan’ın, Eğitim Bir Sen tarafından hazırlanan ve 4 Ocak günü açıklanan “Müfredatın Demokratikleştirilmesi” başlıklı raporda görev aldığını, sendika Genel Başkan Yardımcısı tarafından kaleme alınıp rapor ile birlikte yayınlanan TEŞEKKÜR bölümünde özel olarak teşekkür edildiğini ortaya çıkarmıştı. Kaymakcan’ın, FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün firarı sonrasında başlatılan soruşturma çerçevesinde, gözaltındayken onunla görüşen kişilerden biri olduğu anlaşılmış, bu çerçevede göz altına alınmış ve Adli Kontrol Şartı ile serbest bırakıldığı ortaya çıkmıştı. Asker olan iki oğlunun darbe ve işgal girişimine doğrudan katıldığı tespit edilen Atatürk Araştırma Merkezi İdari İşler Müdürü Hasan Balcı’nın kamudan ihraç edilmesine karşın Eğitim Bir Sen’in bu kişinin suç ortağını, açıklandıktan sonra belli bir kesimde büyük kırılmalara yol açan ve her kesimden “provokasyon” eleştirileri alan “Müfredatın Demokratikleştirilmesi” başlıklı raporda görevlendirmesi üstelik de TEŞEKKÜR’le mükafatlandırması eğitim çevrelerinde büyük tepki çekti.

(http://www.avazturk.com/amp/haber-adil-oksuz-un-gorustugu-iki-kisiden-biri-ihrac-edildi-digerine-tesekkur-edildi-23537.html)

***

Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin erişim engeli/link kaldırma kararı verdiği haberin tamamı bu.

Erişim engeli verilen haberlerin tamamını burada yeniden paylaşmayacağım elbette lakin dikkat çeken başka haber ve yazılarla ilgili de aynı tutum söz konusu.

Mesela başka bir haberimizde, “Eğitim Bir Sen Seydikemer’in FETÖ tutuklusu İlçe Başkanına sahip mi çıktı” başlığı FETÖ’den tutuklu Eğitim Bir Sen Seydikemer İlçe Başkanı İrfan Deveci için sendikanın seferber olmasını haber yapmışız. Ne var ki Ankara 8. Sulh Ceza hakimliği (http://www.avazturk.com/amp/haber-egitim-bir-sen-genel-merkezi-seydikemer-in-feto-tutuklusu-ilce-baskanina-sahip-mi-cikti-23116.html) linkinde yer alan haberimize de Eğitim Bir Sen’in müracaatı üzerine erişim engeli kararı almış. Oysa haberde, sendikanın Muğla Temsilcisi Önder Uçak’ın sosyal medyadan paylaştığı ve sendika Genel Başkan yardımcıları ile avukatının Muğla’daki tutuklu Deveci için yürüttükleri temasların fotoğrafına da yer vermiştik. Anlaşılan yargı bu temaslardan sadece birkaç gün sonra Sendika temsilcisi Deveci’nin tahliye edilişini görmek yerine, Eğitim Bir Sen Genel Merkez heyetinin Muğla seyahatini Ankara ayazından güneyin sıcaklığına “kaçamak” kabul etmiş.

Yine “Fetö’ye dokunan hala yanıyor” başlıklı habere dair de Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli kararı verilmiş.

“EGM’de iki kritik yardımcının şok bağlantıları” başlıklı belgeleriyle yayınladığımız haberimize de Ankara 9. Sulh Ceza Hakimliği erişim engeli getirmiş.

Bunlar yetmemiş, İnanç Yılan’ın kaleme aldığı “FETÖ’nün Adaleti” başlıklı Yüksek yargı camiasını derinden sarsan seri yazılar için de Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği erişim engeli/link kaldırma kararı vermiş.

Bu şekilde 34 haber için yargının yaptırım kararı verebildiğini bir düzende FETÖ ile mücadele samimiyetini sorgulamayalım da neyi sorgulayalım.

FETÖ devleti işgal ederken “hepiniz oradaydınız” diyebileceklerimizin, bugün karınca kararınca bu örgütün uyuyan hücrelerine, kripto unsurlarına dokunmaya çalışan bizler üzerindeki bu baskısına her gün gelen en az 2 adet savcılık ya da mahkeme celbini de ekleyeyim. Bir taraftan İçişleri Bakanlığı üst düzey bürokratlarının öte yandan Emniyet Genel Müdürlüğündeki malum isimlerin ve dahi bazı Valilerin aracılar vasıtasıyla gönderdiği “KHK ile kapatma” tehditleri de cabası…

140 karakterlik bir twitten Ağır Cezada yargılandım. Teröristbaşının açtığı onca davada onlarca yıl hapis istemiyle hem de daha 1 ay evvel bile yargılandım ama hiçbiri bu denli hayal kırıklığına sebep olmadı.

Şimdi bütün bu veriler ışığında siz değerli okurlarımıza soruyorum:
Bu koşullar altında FETÖ ile mücadele edebilir misiniz?

Yargı bile tüm imkansızlıklara rağmen karınca kararınca mücadele etmeye çalışan bizlere karşı böyle bir tutum içindeyken üstelik…