Dünyada birçok devlet ve millet, komşu ülkelerinde yaşanan kaos ve istikrarsızlığı menfaatine uygun görmüyor. İstanbul Milletvekili Bülent Kaya da bu noktada Türkiye'nin Suriye ile olan karmaşık ilişkisine dikkat çekiyor. Türkiye'nin 950 kilometrelik sınırı olan Suriye'de yaşananlar, Türkiye'yi jeopolitik olarak zora sokarken, aynı zamanda insani dram ve göç sorununu da beraberinde getiriyor.
Bülent Kaya, Türkiye'nin Suriye ile olan sınırının sadece coğrafi bir yakınlık olmadığını, aynı zamanda derin kültürel ve etnik bağlara da sahip olduğunu belirtiyor. Suriye'de yaşanan istikrarsızlık, Türkiye'ye hem jeopolitik hem de güvenlik açısından büyük bir maliyet getiriyor. Amerika ve Rusya gibi büyük güçlerin bölgede jeopolitik hesapları, insan hakları ve bölgesel istikrarı gölgelemekte.
Suriye Halkının Maruz Kaldığı Zulüm
Suriye'deki kaosun en büyük mağduru şüphesiz ki Suriye halkıdır. Rejimin ve destekçilerinin zulmü altında yaşayan Suriyeliler, iç ve dışarıda mülteci pozisyonuna düşmüş durumdalar. Kaya, Türkiye'nin bu konuda büyük bir insani sorumluluk taşıdığını ve kendi ülkesinde yaşayan vatandaşların akraba ve soydaşlarının dramlarını göz ardı edemeyeceğini ifade ediyor.
Suriye'de yaşanan olayların Türkiye'ye olan etkilerini gözler önüne seren en çarpıcı örneklerden biri, Halep'in düşüşü sonrası yaşanan göç dalgasıdır. Milyonlarca insan, İdlib gibi bölgelere ve Türkiye sınırlarına göç etmiş, Türkiye'de ciddi bir sığınmacı sorunu oluşturmuştur. Kaya, Türkiye'nin bu konuda derin bir göç sorunuyla karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Kaya şu açıklamalarda bulundu;
Dünyada hiçbir devlet ve millet komşu ülkesinde hele hele de Türkiye gibi 950 kilometre sınırı olan ve kendi ülkesinde yaşayan vatandaşların akrabalarının, soydaşların yaşadığı bir başka ülkede bugün yaşanan kaos ve istikrarsızlığı istemeyeceği açıktır. Hiçbir millet ve ülke bunu kendi menfaatine görmez, görmemelidir.
Ancak Suriye, maalesef bir rejimin ve destekçilerinin zulmü, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya gibi jeopolitik hesapları olan ve bu jeopolitik hesaplarını her türlü insan hakları ve bölgesel istikrarın önünden gören anlayışı sebebiyle bölgeyi kontrollü bir kaos içerisinde bırakan bir sürecin bölgede hâkim olmasını sağlamışlardır.
Suriye halkı zaten rejim tarafından zulme uğrarken bir de bu süreçler sebebiyle hem içeride hem de dışarıda mülteci pozisyonuna düşmüştür. Suriye'de yaşanan her Türkiye’ye hem jeopolitik hem beka ve güvenlik maliyeti oluşturmuştur hem de kendi ülkesinde yaşayan vatandaşlarının, akraba ve soydaşlarının insani dramlarını ve göç sorununu devasa bir şekilde ortaya çıkarmıştır.
Bunlara örnek olarak Halep'in düşüşünün ardından milyonlarca insanın hem İdlib gibi bölgelere göç etmelerini hem de sınırlarınıza dayanıp Türkiye'de ciddi bir sığınmacı nüfusu oluşturmalarını gösterebilirsiniz.