Milli Eğitim Bakanı Selçuk'un Türkiye Gazetesi'ne yapmış olduğu açıklamalar:
ÖZEL OKULLAR MESELESİ
Özel okullarda yaşanan sıkıntılar bir süredir Türkiye'nin gündeminde. En son Doğa Kolejinde yaşandı. Sayıları hızla artan özel öğretim kurumlarının açılma şartları konusunda yeni bir düzenleme getirilecek mi?
- Yaklaşık bir yıldır üzerinde çalıştığımız bir konu. Burada eğitimle ilgili bir kurumun bir özel okul açması talebine ilişkin olarak eğer eğitimden kazandığı parayı eğitime harcayacaksa ve buradaki sürdürülebilirlik konusunda gereken teminatı verebilecekse, mesela öğretmen maaşı gibi, oradaki idari personelin maaşı gibi, bir okulun bir yıllık giderlerinin, diğer cari giderlerinin ne olacağı gibi, bu hususlarda bir teminat ortaya konulması ihtiyacı var. Ve üzerinde çalıştığımız taslak da bunları içeriyor. Tabi bu nihayetinde Meclis'imizin vereceği bir karar. Bu hadiseyle ilgili olarak da tabi toplumun Milli Eğitim Bakanlığından normal olarak bir beklentisi var. Ancak, bu okullardaki problem eğitimsel bir problem olmanın ötesinde finansal bir problem ve kaynak yönetimi konusunda bir sıkıntı var görünüyor. Fakat çok kısa süre içerisinde bu tümüyle çözülmüş olacak diye ümit ediyoruz.
PISA'DA YÜKSELİYORUZ
¥ Bununla bağlantı PISA'da da bir eleştiri var yıllardır...
- PISA'da yükselmeye başladık. 2021'deki PISA araştırmasında çok daha iyi noktaya geleceğiz.
SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK
Kadro bekleyen öğretmenler konusu var. Seksen bin civarında sözleşmeli öğretmen devlet okullarında görev yapıyor. Bunların kadro beklentileri var. Bu beklenti karşılanacak mı?
- Kanun çok açık, 4+2 yıllık bir sözleşmelilik söz konusu iken biz bunu 3+1'e indirdik, yani dört yıl içerisinde kişinin kadrolu öğretmen gibi bir statüye geçmesini sağlıyoruz. Şimdi Türkiye şu dönemde belirli şartları oluşturmadan sözleşmeli öğretmenlikten vazgeçme durumunda değil. Ve sözleşmeli öğretmenlik sayesinde bütün bölgemizde eşit dağılımlı bir öğretmen ihtiyacı karşılanabiliyor. Sözleşmelilerin dışında ücretli öğretmenlerimiz de var. Ücretli öğretmenliğin şartlarının daha da iyileştirilmesi konusunda bazı çalışmalarımız var.
ELEKTRİKLİ ARAÇLAR DALI
Yerli otomobile katkı konusunda sizin de çok ciddi çalışmalarınız var. Bu konudan biraz bahseder misiniz?
- Bursa'da 'Elektrikli Araçlar Dalı' açıyoruz. Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi var, onların destek verdiği; bu okulda başlayacak ve buraya da merkezi sınavla öğrenci alacağız elektrikli otomobille ilgili dala. Elektrikli araç üretiminde araçların servis hizmetleri, bakım hizmetleri, onarımları vs. gibi birçok husus var. 9, 10, 11, 12. sınıflarda da farklı derslerle elektrikli araçlar ele alınacak. Mesela 9. sınıfta önce bir temel motorlu taşıtlarla ilgili bir bilgi aldıktan sonra, 10, 11, 12'de de elektrikli araçlar teknolojisi, elektrik motorları, üreteçler, elektrikli araçların hareket ve iletim sistemleri, batarya teknolojileri, yakıt hücreli elektrikli araçlar, otonom teknolojiler, yani kendi kendine giden arabalar, şarj teknolojileri ve aynı zamanda da o dalda gerekli olan mesleki yabancı dil konusunda eğitim alacaklar. Bunlar olduğunda çocuklar 12. sınıfa da geçmiş olacaklar ve üretim yapılan tesislerin içinde, servis bakım hizmetlerini veren işletmelerde pratik olarak yetişmelerini sağlamış olacağız. Taslak bir müfredat hazırlandı.
İTHALATA GÖRE OKUL
Bu ilk defa olacak Türkiye'de. Çok önemli. Bu başarılı olursa diğer alanlarda da başarılı olunur.
- Biz 'Türkiye neyi ithal ediyor?' diye bir ithalat çözümlemesi yaptık ve gördük ki, mesela mikro mekanik diye bir alan var ve asgari bin 500 kişi lazım her sene istihdam edilecek. Fakat mezun sayısı sıfır. Hemen Bursa'da bir okul açtık, mesela hakemlik lisesi, futbol hakemliği, Futbol Federasyonuyla birlikte. İhtiyaç var okula ama hakem yok. Çim teknisyeni gerekiyor golf sahaları vesaire için. Ahşap oyuncak ithal ediyoruz ama bunun üretimi yapılmıyor, okullarda öğrenci yetiştirilmiyor. O zaman bunun okullarını açtık geçen sene, çok başarılı şu anda. Yüzlerce okul açtık iş garantili. İthalat yaptığımız alanda 'Eleman arıyorum bulamıyorum', 'İş arıyorum bulamıyorum' çatışmasını çözmemiz lazım. Tam da bunun için şunu yapıyoruz: İllerdeki sektörlerin dağılımına baktık ve bu illerdeki sektörlerle o ildeki meslek liselerinin alan ve dallarının dağılımına baktık; örtüşme çok düşük. Şimdi ne yapmaya başladık bir yıldır? Bu örtüşmeyi yüzde 100 hale gelecek şekilde dönüştürüyoruz.
EĞİTİMDE DİJİTAL DÖNÜŞÜM VAKTİ
2020 projeksiyonlarınız vardır mutlaka bizim bilmediğimiz, kamuoyunun da bilmedikleri.
- Dünyadaki dijital dönüşüme bağlı olarak eğitimin de dönüşmesi üzerinden hareket ediyoruz. Her okulun parmak izi gibi tekil olarak incelenebilmesi, izlenebilmesi, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi aşamalarının mümkün kılındığı bir yıl olacak bu yıl. Her bir okulu ben mobil olarak izleyebileceğim. Hatta şöyle düşünün: Her bir okulun herhangi bir sınıfındaki akıllı tahtada neye dokunulduğunun datasını da toplamak mümkün olacak. Yani sadece okulun geneli değil. Bunun pilot uygulaması yapıldı. Sadece okulun fotoğrafını çekmek, MR'ını çekmek önemli değil. Tamam, bunu belirledin. Diyelim ki '30 ana parametrede senin şu parametrelerde durumun iyi, şurada zayıfsın, şurada gelişmen gerekiyor' dedik. 'Tamam da nasıl yapacağım?' diyecek okul? 922 ilçede öğretmen destek noktası kuruyoruz. Bu noktaların her birisi her bir okulda neye ihtiyaç olduğunu biz merkezi olarak belirleyebiliyoruz. Ankara Keçiören'de büyük bir merkez kurduk, burada yaklaşık 120 tane uzman çalışacak ve 922 noktadaki uzmanlarla bir ağ içinde anlık haberleşme imkanına sahip olacaklar.
PROBLEMLER ANLIK GÖRÜLECEK
Anlık müdahale anlamına geliyor. Diyelim ki bir okulda öğretmenlerin toplumla ilişki konusunda bir eğitime ihtiyaçları var veya siber güvenlik konusunda bir eğitime ihtiyacı var, okulda o problemi görüyoruz. Görünce hem yüz-yüze hem de uzaktan öğretimle, hizmet içi eğitim nasıl yapılacak, bu okulun finansman problemi nedir, altyapıyla ilgili fiziksel olarak problemi ne? Bu okulda akıllı tahtayla ilgili durum nedir? Bu okulda öğrencilerin kantinde neyi tükettiğine ilişkin veri nerededir? Bunu artık bu sene, 2020 bunun yaygınlaşma yılı olacak.
ÇOCUĞUNUZU KENDİNİZLE KIYASLAMAYIN
İnternet bağımlılığı, cep telefonu bağımlılığı? Bunu çözecek bir eğitim modeli var mı?
- Çocuklar hep iyi hissettikleri ve sevdikleri yerde olmak isterler. Eğer aileler kaliteli zaman geçirmeyi bilirlerse çocuklar orada olmayı isterler. Ama 'Hadi git başımdan' şeklinde bir şey oluşursa ya da 'Hadi televizyon seyret', 'çık dışarı oyna' biçiminde bir şey olursa, çocuk için daha iyi seçenekler ortadan kalkmış olur. Çocuğun annesi-babasıyla geçirdiği vakitten mutlu olması lazım.
Herkes eline cep telefonunu alıyor, herkes odasına çekiliyor, öyle bir şey kalmadı Sayın Bakan'ım maalesef.
- Mesela biz bir takvim çıkardık, eğitim takvimi. Orada günlük oyunlar var, yani ailelerin birlikte oynayabileceği, anne-babaların çocuklarla, kardeşlerin birbirleriyle, arkadaşların birbiriyle oynayacağı oyunlar vesaire. Her gün farklı farklı etkinlik, hepsi eğitsel değere sahip. Oradan oyunlar seçebilirler takvimden, bunlar ücretsiz.
Başka bir tavsiyeniz var mı efendim bir eğitimci olarak, Bakan olarak değil de bir eğitimci olarak soruyorum?
- Anne-babalar çocukları kendi öz geçmişleriyle yargılamasınlar. Çünkü bugün ilkokulda olan çocuk ne olmak istiyorsun, büyüyünce ne yapmak istersin sorusunu sorsak bile verdiği cevap o üniversiteyi bitirdiğinde o meslek ortada olmayacak büyük ölçüde.
ARA TATİL SİSTEMİMİZ ÇOK TUTTU
Bakan Ziya Selçuk, yarıyı tatili öncesi öğrencilere ve ailelere önemli tavsiyelerde bulundu. Selçuk şunları söyledi: "Öncelikle teknoloji bağımlılığına yol açacak bir ortamın oluşmaması, çocukların doğayla buluşma fırsatlarının artırılması gerekir. Çocuklar mümkün olduğu kadar çok kitap okumalı, yani illa dersle ilgili bir şey okumasından bahsetmiyorum, hatta ders dışı okumasının daha öncelikli olduğundan bahsediyorum. Ara tatille ilgili çok olumlu dönüşler var. Aslında daha bu ilk deneyimimizdi, ama illerdeki yöneticiler öylesine sahiplendiler ki milyonlarca öğrencimize inanılmaz destek verdiler, ben bu kadarını beklemiyordum doğrusu. Çok tuttu."
ÜRETİMDE PATLAMA BEKLİYORUZ
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bu yıl okullardaki üretimlerde sıçrama beklediklerini söyledi. Selçuk, "Eğitim-üretim-istihdam ilişkisine 2020'de çok vurgu yapacağız. Çünkü biz eğitimi ekonomiyle doğrudan ilgili görüyoruz, ayrıca istihdamı da çok önemsiyoruz. Bu anlamda da okullardaki üretimde bir patlama bekliyoruz bu sene. Yani okulların üretimi çok artacak ve okullardaki patent sayısı, faydalı model sayısında yüzde 1000'e yakın bir artış bekliyoruz. Bu patent, faydalı model, üretim, satış, pazarlama, okulların, meslek okullarının özellikle bu alandaki çalışmaları. Bir de, fen liselerine yönelik özel bir projemiz olacak bu sene, onların daha iyileştirilmesine yönelik" dedi.