Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Saadet Partisi grup önerisi çerçevesinde, gündüz kuşağı televizyon programlarının toplumsal etkileri üzerine dikkat çekici açıklamalar yaptı. Coşar, bu programların özellikle kadınlar üzerindeki etkisine ve medya etiğine değindi.
Coşar, gündüz kuşağı programlarının, reyting kaygısıyla, toplumsal değerlerden yoksun yayınlar yaptığını vurguladı. Bu programlar, nefret ve şiddet içeren söylemlerle toplumun huzurunu bozarken, bazen ülke gündemini de uzun süreler boyunca meşgul ediyor.
RTÜK'e Yöneltilen Eleştiriler
Bu programlara dair RTÜK’e yapılan şikayetlerin büyük bir çoğunluğunun dikkate alınmadığına dikkat çeken Coşar, RTÜK'ün bu konudaki etkisizliğini eleştirdi. Özellikle kadın cinayetlerini meşrulaştıran ifadelerin yayınlanmasına sessiz kalındığını belirtti.
Milletvekili Coşar, muhalif kanallara ağır cezalar uygulanırken, yandaş kanalların hafif yaptırımlarla geçiştirildiğini ifade etti. Bu durum, medya üzerindeki siyasi baskıların bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Kadına Yönelik Şiddet ve Medya
Kadına yönelik şiddet ve nefret söylemleri, özellikle Türkiye'de ciddi bir sorun. Coşar, bu tür ifadelerin, hangi kanalda olursa olsun, kabul edilemez olduğunu vurguladı. Konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu;
''Gündüz kuşağı programlarının yer aldığı bu önergede bahse konu olan gündüz kuşağı programlarına öncelikle değinmek istiyorum. Bu programlar toplumsal bir mesaj içermediği gibi, tamamen reyting için yapılan, nefret ve şiddet sözleri içeren programlardır. Hedef kitlesi çoğunlukla kadınlar olan bu programlar kimi zaman ülke gündemini uzun süre meşgul etmektedir.
Bu programlarda değinilen konular toplumun birçok kesiminde rahatsızlık yaratmakta ve RTÜK’e şikâyet edilmektedir. Genel olarak RTÜK’e gelen 100 şikâyetten 80’ini bu programlar oluşturmaktadır. RTÜK gelen binlerce şikâyete rağmen bu programlar hakkında ne rapor hazırlamış ne de ciddi yaptırımlar uygulamıştır. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyemiz İlhan Taşcı bir gündüz kuşağı programı sunucusunun yayında “Benim üzerime kuma gelen kadını öldürmek için an kollarım.” sözlerini RTÜK’e şikâyet etmiştir.
Kadın cinayetini meşrulaştıracak bu söylemin bir kadın tarafından dile getirilmesi bir başka sorundur. Bu ve buna benzer kadına yönelik nefret söylemleri, özellikle kadın cinayetlerinin kol gezdiği ülkemizde kim tarafından gelirse gelsin kabul edilemez. Mevcut program yandaş kanallarda olunca göstermelik para cezalarıyla geçiştirilmiştir ancak Halk TV ve Tele1 gibi muhalif kanallara ise ceza üstüne ceza kesilmektedir.
Anayasa Mahkemesince sansüre yol verilmesinin ardından RTÜK, Hükûmeti eleştiren, halkın haber alma hakkı için mücadele eden basın emekçilerimize, yayıncılara ağır cezalar vereceğine, mesleğini yapan gazetecilerin siyasi davalarla tutuklanmasına sessiz kalacağına, her türlü şiddet ve nefret söylemlerinin yer aldığı, binlerce şikâyetin bulunduğu bu ve benzeri programlara ciddi yaptırımlar uygulamalıdır. RTÜK bu tür programlara neden sessiz kalmaktadır?'' dedi.