Kahramanmaraş merkezli peş peşe gerçekleşen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler 10 ilde etkili oldu. Adeta asrın yıkımı olan depremde neredeyse 10 ilde sağlam bina sayısı yıkılan binalardan çok az kaldı.
Peki 10 ilde toplam kaç bina sağlam kaldı? Sağlam kalan binaların ortak özelliği nelerdir? Tüm bu sorular vatandaşın merceğinin altında.
Deprem bölgelerinde çekilmiş fotoğraflara bakarken, yıkılmış binaların hemen yanında sağlam kalan yapılar görülüyor. Belki onlar da hasar almıştır ama en azından ayakta kalabilmişler.
Lakin dehşet içinde olanlar sadece deprem sahasında olanlar ve uzaktan izleyenler değil.
Yıkılan binaların müteahhitleri, inşasında imzası olan mühendis ve teknikerler de tedirginlik içinde olmalılar. İmar aykırı bir şey yapmış mıydık, projeye harfiyen uymuş muyduk, malzeme noksanlığımız var mıydı, sorularının karşılığını hatırlamaya çalışıyorlardır.
Belediyelerin inşaat ruhsatı veren ve denetimden sorumlu birimlerinde çalışanlar da “ Acaba bir eksikliğimiz olmuş mudur” şüphesi taşıyorlardır.
İhtimal ki, 2018 yılında çıkarılan ve kısaca ‘İmar affı’ denilen kanun çok gündeme gelecek…
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici madde 16 ile “Afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması” amaçlanmıştı.
Bu düzenlemeyle, 31.12.2017 tarihinden önce imar mevzuatına aykırı olarak yapılan binalar için yapı sahiplerinin başvuruları üzerine ‘Yapı Kayıt Belgesi’ verilmesi öngörülmüştü. İşte bu ‘yapı kayıt belgesi’ bina sahiplerine mevcut haliyle kullanma hakkı veriyordu. Örneğin yapılarda su, elektrik ve doğalgaz bağlanmasını sağlıyordu.
Fakat aynı düzenleme içinde yer alan “ Yıkım kararlarından ve tahsil edilmeyen para cezalarından vazgeçilmesi, bu yapılarda maliklerin yarısının muvafakatinin bulunması halinde ‘yapı kullanma izin belgesi’ aranmaksızın cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edilebilmesi” imkanı sağlayan cümle çok tartışılmıştı.