Dervişoğlu: Cumhuriyet Düşmanlığı, Osmanlı Padişahları Üzerinden Yapılmamalı

İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, iktidarın tarihi günlerdeki sembolik hareketlerini eleştirerek, cumhuriyet düşmanlığının Osmanlı padişahları üzerinden yapılmaması gerektiğini vurguladı.

İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının birtakım semboller ve ritüeller etrafında şekillenmesine dikkat çekiyor. Dervişoğlu, sembollere sıkıştırılmış kutlamaların, cumhuriyetin ve bu toprakların tarihini tam olarak yansıtmadığına inanıyor. Cumhuriyetin, millet tarafından kurulduğunu ve yaşatıldığını belirterek, bu özel günün ancak tarih ve kazanımlarının idrak edilmesiyle kutlanabileceğini vurguluyor.

Dervişoğlu, Türkiye'nin şanlı bir maziden geldiğini ve bu coğrafyada sadece cumhuriyeti kurmadığını, iki cihan imparatorluğu daha kurduğunu hatırlatıyor. Bu imparatorlukların bakiyesi üzerine inşa edilmiş cumhuriyetin, sadece "kahramanlıklarla elde edilmiş bir eser" olarak tanımlanamayacağını belirtiyor. Cumhuriyetin kazanımlarının, Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlıkları ve vizyoner devlet anlayışıyla tanıtılmasını talep ediyor.

100'üncü Yıl Kutlamalarının Önemi

Dervişoğlu, Cumhuriyet Bayramı’nın 100. yıl kutlamalarının kendisine yakışır bir biçimde yerine getirilmesini istiyor. 50. yıl kutlamalarında 200'e yakın kitap yazıldığını, binlerce panel düzenlendiğini hatırlatarak, yüz yıllık cumhuriyetin getirdiği eserlerin anlatılmasını ve bu özel günün derin anlamının fark edilmesini arzuluyor.

Hükûmetlerin Katkıları ve Muhafazakâr Sağ Geleneği

Ülkede hizmet vermiş tüm hükûmetlere şükran duyduğunu ifade eden Dervişoğlu, muhafazakâr sağ geleneğin bazı yanlış anlaşılmalar ve tatmin etme çabaları nedeniyle doğruları ıskalayabileceğine dikkat çekiyor. Dervişoğlu, iktidarın birilerini mecburen ikna etme veya tatmin etme gibi bir sorumluluğu olmadığını, bu tür kaygıların doğruları ıskalamaya neden olabileceğini vurguluyor. İzmir Milletvekili, bu gerçeklerin hafızalarda önemli bir yere yerleşmesini temenni ediyor.

Konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu;

Cumhuriyet bayramını millet kutluyor ama birtakım semboller ve ritüeller de devreye çıkarılıyor. Ben, sembollere sıkıştırılmış Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da en başından beri karşıyım. Şimdi, cumhuriyeti kuran millettir, cumhuriyeti yaşatma iradesini sergileyen de millettir, cumhuriyeti kutlamak da onu ancak idrak ederek olur yani kendi kendinize cumhuriyeti kutlayamazsınız.

Biz, şanlı bir maziden geliyoruz, bu tarihin bize yüklediği sorumlulukları da biliyoruz; bu yaşadığımız coğrafyada sadece cumhuriyet kurmadık biz, iki cihan imparatorluğu daha kurduk. Dolayısıyla, bu coğrafya üzerinde kurulmuş imparatorluklar ve o imparatorlukların bakiyesi üzerine inşa edilmiş cumhuriyetin, bize “kahramanlıklarla elde edilmiş bir eser”miş gibi tanımlanmasıyla yetinemeyiz.

Cumhuriyetin bize getirdiği kazanımlar var; elbette ki kahramanlıklarımızla Kurtuluş Savaşı’nı verdik, vizyoner devlet anlayışımızla cumhuriyeti yoktan var ettik ve sıfırdan inşa ettik ama kazanımlarının anlatılmasını istiyoruz. Cumhuriyet Bayramı’nın 100’üncü yıl kutlamalarının kendisine yakışır bir biçimde yerine getirilmesini istememizin arkasında yatan gerekçe bu. Örneğin, 50’nci yıl kutlamalarında 200 tane kitap yazılmış.

Örneğin, üniversitelerden, bankalardan, sivil toplum kuruluşlarından, onlarla beraber şahısların destekleriyle 200’e yakın kitap yazılmış, binlerce panel düzenlenmiş cumhuriyetin faziletlerini anlatan. Yüz yıllık bir cumhuriyetin dünden bugüne getirdiği elbette ki birçok eser de vardır, bunların hiçbirine itirazımız yok.

Bu ülkede taş üstüne taş koymuş hangi hükûmet olursa olsun hepsinin hizmetlerine ve gayretlerine biz büyük bir şükranla yaklaşıyoruz, hepsine medyunuşükranız ama muhafazakâr sağ geleneğin bir hastalığı vardır -ben de o geleneğin içinden gelmiş bir insan olarak bunu söylüyorum- herkesi tatmin etmeye yönelik söylemler geliştirmek ve işte bu söylemleri de kamuoyuyla buluşturmak ister, herkesi tatmin etmek ister ya da bir şey yaparken “Bunu böyle söylersem acaba başkası ne anlar” türünden de birtakım kaygılar yaşayarak doğruları ıskalamak gibi bir durumla da karşı karşıya kalır.

Bu gerçeğin altını çizerek hafızalarımızda önemli bir yere yerleşmesini istiyorum. Birilerini mecburen ikna etmek, birilerini tatmin etmek gibi bir sorumluluğu yoktur iktidarın.

Siyaset Haberleri