Türkiye, devlet koruması altındaki iki çocuğun ölüm haberleriyle sarsıldı. Bursa’da bir inşaatta 17 yaşındaki Yasemin Cemre İçli’nin cansız bedeni bulunurken, İstanbul’da bir bakım evinde 3,5 yaşındaki Adnan Berk Kanı Dinç rahatsızlanarak hayatını kaybetti. Aileler, çocuklarının kurumlarda şiddet gördüğünü iddia ederken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise iddiaları yalanladı.
Bursa’da Uyuşturucu ve Cinayet
27 Ağustos 2023 Pazar akşamı, Bursa’nın Yıldırım ilçesindeki bir inşaat alanında içi su dolu asansör boşluğunda Yasemin Cemre İçli’nin cansız bedeni bulundu. 17 yaşındaki genç kız, Ekim 2021’den beri Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın koruması altındaydı. 23 Ağustos 2023 tarihinde kuruluştan izinli olarak ayrılan İçli, izin süresi bitiminde kuruluşa dönmemişti. Bunun üzerine kuruluş görevlileri ivedilikle kolluk kuvvetlerine kayıp bildiriminde bulunmuştu. Ancak 17 yaşındaki kız bulunamadı, ta ki cansız bedenine ulaşılana kadar.
Olayla ilgili olarak aynı yaştaki Bedirhan G. gözaltına alındı. Zanlı, suçunu itiraf etti ve tutuklandı. Zanlının ifadesine göre, İçli ile birlikte uyuşturucu aldıkları sırada kavga ettiklerini, kendisinin İçli’ye tekme attığını, dengesini kaybedip asansör boşluğuna düştüğünü söyledi.
Bu olay, devlet koruması altındaki bir çocuğun nasıl uyuşturucu kullanabildiği, nasıl uyuşturucuya erişebildiği, nasıl böyle ortamlarda bulunabildiği gibi soruları gündeme getirdi. Ayrıca, bu çocukların izne çıkabildikleri, kurumun burada daha önleyici ve kapsayıcı tedbirler alması gerektiği gibi görüşler de dile getirildi.
Tüm soruların ve ihmal iddialarının aydınlatılmasını bekleyen aile ve kamuoyu, bakanlıktan bir açıklama bekledi. Bakanlık ise yazılı bir açıklama yaparak davaya müdahil olduklarını duyurdu.
İstanbul’da Şiddet ve Ölüm
Bir acı haber de İstanbul Bahçelievler’deki Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan geldi. 3,5 yaşındaki Adnan Berk Kanı Dinç, devletin bakım evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Küçük çocuğun ailesi, oğullarının yurtta şiddet gördüğünü öne sürdü.
Anne Edanur Kanı Dinç, 23 Ağustos’ta çocuklarını görmeye gittiğinde oğlunun sol gözünde bir morluk ve kızarıklık olduğunu fark ettiğini söyledi. Daha sonra 24 Ağustos’ta dilekçe vererek şikayetçi olduğunu, darp raporu aldığını, oğlunu almak istediğini ancak vermediklerini anlattı.
Baba Murat Kanı Dinç ise hastaneye kaldırdıklarında oğlunun kalbinin durmuş olduğunu, iki sefer kan kustuğunu, ciğerlerinin yırtılmış olduğunu doktorların söylediğini belirtti. Aile, kurumda çalışanların çocuklarına şiddet uyguladığını iddia etti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise yaptığı açıklamada, kamera kayıtlarının incelendiğini, herhangi bir ihmal olmadığını, darp izine rastlanmadığını bildirdi. Bakanlık, çocuğun ölüm nedeninin henüz belirlenemediğini, adli tıp raporunun beklenildiğini de kaydetti.
Maddi imkansızlık nedeniyle çocuklarını yurda teslim eden anne Edanur Kanı Dinç ise kurumdan şikayetçi oldu. Diğer çocuğunu geri alan anne, oğlunun ölümüne sebep olanların cezalandırılmasını istedi.
Devlet Korumasındaki Diğer Çocuklar
İki ayrı ilde devlet korumasındaki iki ayrı çocuğun yaşamını yitirmesi, Türkiye’de devletin koruyamadığı çocuklar sorununu yeniden gündeme taşıdı. Bu kurumlarda daha önce de vahim olaylar yaşandığı, gündeme geldiği hatırlatıldı. Uzmanlar, bu çocukların korunması için çocuklarla ilgili ne gerekiyorsa o desteği her yerden almaları gerektiğini vurguladı.
Bursa’daki olayda katil zanlısı da çocuk, ölen kızımız da çocuk. Her şey var: Ölüm, çocuklar ve uyuşturucu. Ve devlet. O kadar üzgünüm ki kelimelere dökmem çok zor. Geçenlerde Bayrampaşa’daki bir kurumda da 14 yaşındaki bir kızın intihar ettiği haberini aldık. Bu çocuklar neden bu kadar sahipsiz bırakılıyor? Bu anlayış devam ettiği sürece ne ilk ne de son olacak. Maalesef bu kız çocuğumuz ne ilk ne de son olacak.