Herkes sözünü söyledi. Yeni Türkiye inşasının önündeki bürokratik oligarşi ve vesayet gibi bariyerleri kaldıracak sistemsel değişim sürecinin tamamlanması için sadece saatler kaldı. CHP’nin koordine ettiği Hayır bloğunda yer alan FETÖ, PKK, DHKPC, DAEŞ, AB, ABD ve MHP’nin siyaset kaçkınlarının, saatler sonra oylayacağımız 18 maddelik Anayasa paketi yerine havada kalan söylemlerle yürüttüğü propaganda süreci, referandumun bir sistem değişiminden çok öte anlamlar ifade ettiğini de gösterdi bize. Belli ki bu saydıklarımız, devletin ve sistemin içine yuvalanan habis urların ana damarlarından besleniyordu, bu yüzden de o urların yaşaması için müthiş bir direnç gösteriyordu.
Hiç şüphe yok ki; 50 yıla yakın zamandır Türkiye’nin -belli dönemlerde tavan yapmakla birlikte- hep htiği bu sistem değişimi arzusunun referandum paketiyle milletin önüne gelmesini tetikleyen son etken, 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe ve işgal girişimiydi.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun adeta buz dolabına kaldırdığı bu değişim iradesi, bugün olduğu gibi 15 Temmuz’da da “milletin safında” yer alan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin işaret fişeğiyle indirildi buzdolabından.
Bu değişim iradesinin bir referandum paketi olarak önümüze sunulmasını, bunu özgür irademizle saatler sonra oylayabilecek olmayı öncelikle 15 Temmuz şehit ve gazileriyle sokağa dökülen milyonlara borçlu olduğumuzu inkar edemeyiz.
TSK içinde yuvalanan asker üniformalı Fetullahçı teröristler ve işbirlikçilerinin 15 Temmuz gecesi giriştiği Darbe ve işgal girişimi başarılı olsaydı, belki bir daha on yıllarca sandık yüzü göremeyecektik.
İşte bu saiklerle, herkesin sözünü söylediği bir sürecin akabinde saatler sonra “tercih” mührünü vururken, Türkiye’nin asla unutamayacağı 15 Temmuz Diriliş gecesini hiç çıkarmayın aklınızdan. Tercihinizin, o Diriliş ruhunun bir Şahlanış’a dönüşmesinin önünü açacağının bilinciyle vurun mührü.
Dedim ya herkes sözünü söyledi. Biz de belli aralıklarla saatler sonra gideceğimiz sandığın ne anlama geldiğini aktarmaya çalıştık. Son olarak; sizleri o Diriliş gecesine dair içimizde fırtınalar koparan duyguları yansıtmaya çalıştığım “Dirilişin adı 15 Temmuz” şiirimle ve vicdanınızla baş başa bırakıyor, Yeni Türkiye inşasının önündeki bariyerlerin kaldırılması, 15 Temmuz şehit ve gazileriyle sokağa dökülen milyonlarda vücut bulan Diriliş ruhunun Şahlanışa dönüşmesi için tarihi sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyorum.
DİRİLİŞİN ADI 15 TEMMUZ
Öyle bir geceydi ki; yoktu dünyada bir eşi…
Yoktu tarihin benzeteceği bir özdeşi.
Belliydi hedefleri;
Önce ADAM gibi ADAM sonra bu cennet vatan.
Milletin, bağrına bastığı ‘ADAM’a, uğruna öleceği vatana
Sahip çıktığı bir geceydi.
Ölümü öldürenlerin şehadete yürüdüğü,
Kahraman bekleyen yığınların, kahramanlaştığı bir geceydi…
Müslümanlıkla yoğrulmuş topraklara çöken karanlığın,
“YILDIZ”larca aydınlatıldığı bir geceydi.
‘Ekmeksiz susuz yaşarım ama vatansız yaşayamam’ diyenlerin,
Tıpkı Çanakkale’de, Kut’ül Amare’de olduğu gibi;
İmanla imkana karşı koyduğu bir geceydi.
Temmuz sıcağında bile buz kesen tankların kan saçan namlularının,
Çıplak ellerle tıkandığı bir geceydi.
Alınlara doğrultulmuş silahlara, ölüm yağdıran jetlere,
Gövdesini siper eden yiğitlerin, harmanlaştığı bir geceydi.
Havuzlarda abdestini alıp, kaldırımlarda namaz kılanların,
Allah Allah nidalarıyla arşı, inlettiği bir geceydi.
Geri dönmeyi düşünmeden eşiğe adım atanların,
Şehadet makamında, döndüğü bir geceydi.
En alçak ihanetin açtığı savaşta,
Cihad meydanının pehlivanlarla, taştığı bir geceydi.
Gözünü kırpmadan şehadete koşanların,
Milyonlar tarafından, kıskanıldığı bir geceydi.
Ankara’da Yıldız anneyi İstanbul’da İlhan Abi’yi
Köylüm Seyit Ahmet’i Yozgatlı Özgür Gençer’i
Rahmetle andığımız şehitleri, minnet duyduğumuz Gazileri,
Tarihin altın harflerle, yazdığı bir geceydi.
Gökte buluşan Ay’la Yıldız’ın,
Yerdeki kana şavkını, vurduğu bir geceydi…
@zihnicakir / ZİHNİ ÇAKIR