Diyarbakır'ın Bağlar İlçesi, Türkiye'nin en çok konuşulan haberlerinden birine ev sahipliği yapıyor. AKP'li Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu'nun merkezinde olduğu iddia edilen ve kamuoyunu derinden sarsan bir vurgun skandalı ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı, Bağlar Belediyesi'nde yaşanan bu büyük usulsüzlük üzerine derinlemesine bir soruşturma başlattı.
Bağlar Belediyesi'nin imar ve ihale işlemleri konusunda dikkat çekici iddiaların merkezinde bulunması, kamuoyunun bu konuya olan ilgisini daha da artırdı. İddialara göre, Belediye Başkanı Hüseyin Beyoğlu ve belediyenin emlak istimlâk müdürlüğünde görevli yöneticiler, iş sahiplerinden haksız menfaat sağlamak ve belediyeye ait değerli arsaları hileli yollarla satmak suretiyle büyük bir vurgun gerçekleştirdi.
İçişleri Bakanlığı'nın gönderdiği müfettişler, 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren Bağlar Belediyesi'ne ait 12 farklı ada ve parselde arsa satışı yapıldığını tespit etti. Bu arsaların satış süreci, sahte kaşe ve imzaların kullanıldığı, gerçek değerlerinin çok altında fiyatlandırıldığı bir dolandırıcılık şemasını ortaya koyuyor.
Soruşturma kapsamında, emlak danışmanlık hizmeti veren dört büyük firmadan alınması gereken fiyat tekliflerinin sahte belgelerle manipüle edildiği, böylece arazilerin gerçek değerinin çok altında satışa sunulduğu belirlendi. Emlakçılar, kullanılan kaşe ve imzaların kendilerine ait olmadığını ve herhangi bir teklif vermediklerini ifade ettiler, bu durum soruşturmanın derinleştirilmesine yol açtı.
Bu usulsüzlükler sonucunda, belediyeye ait arazilerin satışından elde edilmesi gereken gelirin büyük bir kısmının kamu zararına uğratıldığı ortaya çıktı. Müfettişlerin raporunda, sahte teklifler ve ıslak imzalar kullanılarak düzenlenen satış işlemlerinin, arsaların gerçek değerinin çok altında gösterilerek kamu zararına neden olduğu vurgulandı.
Bazı durumlarda, yüksek değerli imarlı arsaların, neredeyse yarı fiyatına alıcı bulduğu ve bu işlemlerden sonra arsaların gerçek değerleri üzerinden tekrar satılmak üzere piyasaya sürüldüğü tespit edildi. Diğer yandan, bazı değerli arazilerin susuz tarla gibi vasıfsız arazilerle takas edildiği ve bu yolla da kamunun zarara uğratıldığı belirlendi.
Bu skandalın yankıları, Diyarbakır sınırlarını aşarak tüm Türkiye'nin gündemine oturdu. İçişleri Bakanlığı'nın soruşturmasının sonuçları, hileli satışlarla ilgili adli işlemlerin başlatılması ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için önemli bir adım olarak görülüyor. Kamu zararının tazmin edilmesi ve hileli satışların iptali için gerekli adımların atılacağı belirtilirken, bu olayın benzeri usulsüzlüklerin önlenmesi adına bir dönüm noktası oluşturması bekleniyor.
Diyarbakır Bağlar'daki bu vurgun skandalı, yerel yönetimlerde şeffaflığın ve hesap verebilirliğin ne derece önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Kamu kaynaklarının korunması ve etik yönetim ilkelerine bağlı kalınması gerektiğini vurgulayan bu olay, ilerleyen günlerde daha fazla detayın ortaya çıkmasıyla Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye devam edecek.