Hukuk sistemimizde “tedbir” “iştirak” ve “yoksulluk” olmak üzere üç çeşit nafaka vardır. Bunlardan iştirak nafakası, müşterek çocuk için ödenirken, tedbir nafakası boşanma davası sonuçlanıp, kara kesinleşinceye kadar, geliri yüksek tarafın geliri düşük tarafa verdiği nafakadır.
Gelelim yoksulluk nafakasına. Boşanma sonucu yoksulluğa düşecek tarafa verilir. Ancak bu nafakaya hükmedilirken tarafların boşanmaya yol açan kusurların, sosyo-ekonomik durumları göz önünde bulundurularak ve sadece kadın lehine değil, erkek lehine de hükmedilebilir.
Ülkemizde çoğunlukla erkeklerin kadına ödemesi şeklinde vuku bulur. Az sayıda olsa da erkeğe de ödenene tanık olmuşluğumuz var.
- Boşanmaya giden yolda kadının kusursuz ya da erkeğe göre daha az kusurlu olmasından(!)
- Erkeğin gelir durumunun kadının gelir durumundan genellikle çok daha iyi olması. (Eşitliğe aykırı olup olmaması ise tartışılır.)
Kabul edelim çoğu zaman kocalar izin veriyorsa çalışabiliyor kadın bu memlekette.
Kocası çalışmasına izin vermiyorsa ne yapacak kadın boşanınca? Yaşadığımız ülke Türkiye, sen 15 yaşında aldığın kadını kırk yaşına kadar mutsuz et, aldat, şiddet uygula, evden çıkarma, sonra kadını boşa, o kadına nafaka vermek isteme, mağdur et, ortada bırak sonra gitsin çalışsın de!
Evet kadın nafaka almalı ama “Benim karım çalışamaz” diyen, karısına yıllarca işkence eden, onu toplumdan soyutlayan adeta bir mülk gibi gören, gerçek anlamda mağdur edilen, yıllarca hor görülen, boşanınca nafaka vermemek için boşandım ben gitsin çalışsın diyorsa bu nafaka bu kadına süresiz olarak verilmeli ve anasının ak sütü kadar helal.
Buraya kadar her şey normal… “ KADINI KORUMAK ESAS AMAÇ ”
Ama…
Evlilik gibi kutsal bir müesseseyi; temeli saygı, sevgi, karşılıklı hoşgörü, fedakarlık gibi unsurlar yerine tamamen maddiyata endeksleyerek yapan,
Evlilik cüzdanını hesap cüzdanı, çocuğunun nüfusunu mülk tapusu olarak gören,
Bu durumu suiistimal eden,
Aile kavramını, kadın kavramını yok eden, çocukları bu işe alet eden,
Sırf aralarında ki husumet yüzünden (ben bunu süründürürüm)kafası güden,
Bu işi meslek edinen ve adeta bir boşanma maaşı haline getiren,
Nafakayı silah gibi gören kadınlar, en basit sorunlarda bile boşanma yoluna gidebiliyor.
Sonuç olarak; evet kadını ve aileyi korumak esas amaç ama gerçekten mağdur ve emekçi kadına bu nafaka süresiz olarak verilmeli. Gerçekten mağdur kadınlarımızın tespiti için yerel yönetimlerimiz, kadın platformlarımız, derneklerimiz devreye girmeli. İl, ilçe ve köy bazlı saha çalışmaları yapılmalı ve mağdur kadınlarımızla bu işi meslek edinen kadınlarımız ayrılmalı.
“Yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olmakla beraber yoksulluk nafakasının süresiz olması ciddi sorunları beraberinde getiriyor. Kanun hükmünde her ne kadar ‘eşlerden biri' ibaresi yer alsa da uygulamada genel olarak erkeğin kadına nafaka vermesi söz konusu oluyor. Bu durum kadınların nafakalarının kesilmemesi için çalışmamasına ve sosyal hayattan soyutlanmasına sebep olurken aile kurumunu ve daha da önemlisi erkekten çok kadını mağdur ediyor.
İkinci evliliğini yapan eş iki kadına da bakmakla yükümlü olurken, nafakayı alan eş nafakam kesilir mantığı ile gayrimeşru ilişki yaşıyor ya da imam nikâhı yapıyor. Bu evlilikten doğan çocuklar ise ciddi manada mağdur oluyor.
Yüz binlerce kadın-erkek süresiz yoksulluk nafakası konusunda sorun yaşıyor. Yüzlercesi bunun düzelmesi için çaba gösteriyor. Diğerleri ya küfür ediyor, Ya ahirete havale ediyor.
Nafaka ile yükümlü olan kişii nafakayı ödeyemezse ne oluyor?
Her nafaka bedeli için 3 aya kadar tazyik hapsi cezası alabiliyor.
Hapis yatarsa nafaka ödeme yükümlülüğünden kurtulmuyor.
Hapis de yatsa yine o hapis nedeni olan nafaka dahil ödeme sorumluluğu devam ediyor.
Aylardır bana gelen vaka örneklerinden bazıları:
.ÖRN: 9 yıldır çocuksuz nafaka ödüyor. Sürekli ödemiş, bu ara işsiz kalmış. Sürekli icraya veriliyor. Hâkime " işsizim, her ay 350 lirayı nasıl ödeyeceğim " diyor. hatta " işim olunca ödeyeyim ama şu an nasıl öderim? Diyor. Mağdur olduğunu iddia eden 9 yıl önce boşandığı çocuksuz eşin, lüks mekânlarda, gayet bakımlı fotoğraflarını gösteriyor.
N.T: Ben de bir yoksulluk nafakası mağduruyum. Üstelik eski eşim ölen babasından da yetim aylığı almasına rağmen maalesef hâkim davamı ret etti. Ayrıca eski eşim Nisan ayında SGK'dan da isteğe bağlı olarak emekli olacak.
Not: Biz anlaşmalı boşandık.
Ö.Ş : 40 günlük bir evliliğin ardından 8 yıldır nafakaya ödüyorum.Eski eşimden çocuğum yok. Hayatımı kararttı. Sonra beni yeniden hayata bağlayan ikinci eşimle tanıştım ve evlendik. Bir kızımız oldu. Şimdi eşim ve kızımdan utanıyorum. Bana bunca acıyı ve zulmü çektiren kadına, ailemin rızkından her ay para göndermek zorunda kalıyorum.
OB: Uzman Çavuş; 2015'te evlendim. 3 ay sürdü. Çocuk yok. Yüksek nafaka ve tazminat almak için türlü türlü iftiralar ve yalan beyanlar verildi. Her şey beni meslekten attırmak ve daha fazla para almak için yapıldı. Çocuksuz kadına ömür boyu yoksulluk nafakasına hükmedildim.
İnsanın bunca vaka gördükten sonra emekli olmuyorsun ablacım yahu! Boşanıyorsun diyesi geliyor.