Erdoğan: Mazlumların ahını bu dünya kaldıramaz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adana'da vatandaşlara hitap etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Artık Tendürek Dağları'nda, Gabar'da, Cudi'de, Bestler Dağları'nda yetmez dedik. Cerablus'ta, Rai'de, Dabık'ta, Bab'da, orada artık Türk askeri, Özgür Suriye Ordusu ile beraber mücadelesini sürdürdü. PKK'sıyla, YPG'siyle, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle tüm terör örgütlerine karşı tarihimizin en büyük mücadelesini yürütüyoruz." dedi.

Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde, yaklaşık bir yıllık aranın adından tekrar Adanalılarla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Adana'nın ilçelerinden, mahallelerinden gelenleri selamlayan Erdoğan, "Nasılsınız gadasını aldıklarım?" diye sordu.

Programa katılmak için Kozan'dan kent merkezine gelen vatandaşları taşıyan bir otobüsün İmamoğlu çıkışında kaza yaptığını dile getiren Erdoğan, kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 20 kişinin yaralandığını belirtti. Erdoğan, "Ne kadar hassasiyet gösterirsek gösterelim, bazen kazaların önüne geçmek mümkün olmuyor. Kazada hayatını kaybeden kardeşlerime Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm Adanalılara başsağlığı diliyorum. Aynı kazada yaralanan kardeşlerime Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum." şeklinde konuştu.

Tarih boyunca Türkiye'nin başının ne zaman dara düşse ilk ayağa kalkan yerlerden birinin Adana olduğunu ifade eden Erdoğan, "Anadolu'da Kurtuluş Savaşı yeni başlamışken, 'Adana'ya gavur gelmiş.' diye ayağa kalkan bu şehrin yiğitleri düşmanı dize getirmişlerdir. Toroslar gibi heybetli, Çukurova gibi bereketli, Akdeniz gibi vakur duruşuyla delikanlılığın kitabını yazmış insanlarıyla Adana'nın karşısında kim durabilir? Fransız ordularını, Ermeni çetelerini bu topraklara geldiklerine, geleceklerine pişman eden Adana, bugün de istikbal mücadelemizin en ön safında yer alıyor." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Adana'nın, terörle mücadelede son iki yılda 72 şehit verdiğini belirtti. Bu sırada alandaki vatandaşların, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez." sloganları üzerine Erdoğan, "Eyvallah, zaten Rabbim müjdeyi veriyor." karşılığını verdi.

- "BU FETÖ ALÇAKLARINI ONLAR ÇILDIRTTI"

"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ancak siz bilemezsiniz." ayetini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Böyle inandıkları için zaten 15 Temmuz'da bizim gençlerimiz, hanım kardeşlerimiz, yaşlılarımız F-16'lardan kaçtı mı? F-16'ların, tankların, topların üzerine üzerine gitti mi? Bakıyorsunuz bir hanım kardeşimiz, hiç yılmadan tankın üzerine gidiyor. Onlar zannediyor ki 'Hanım olduğu için korkar'. Onlarda Nene Hatun yüreği var, onlar korkmaz. Onlar, bunları çıldırttı zaten. Bu FETÖ alçaklarını onlar çıldırttı. 249 şehidimiz, 2 bin 193 yaralımız, gazimiz oldu ama bu ülke, vatan o alçaklara teslim edilmedi. Allah'ın izniyle bundan sonra da teslim edilmeyecek. Aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz."

15 Temmuz darbe girişiminde, Ankara Gölbaşı'nda 6, İstanbul'da bir Adanalı'nın şehit edildiğini hatırlatan Erdoğan, tüm şehitlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

Erdoğan, Adanalı'nın, acısını yüreğine gömüp, vatan hizmetine devam ettiğinin altını çizdi.

Adana yöresine ait, "Şu Kışlanın Kapısına" türküsünün bir kısmını okuyan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ölümü Allah'ın emri olarak, bunu gören Adanalı'nın sitemi, sadece ayrılığa olmuştur. Biz de Adanalı gençlerimiz, bir daha sevdiklerinden ayrı kalmasınlar diye terör örgütlerinin kökünü kurutmanın çabası içindeyiz. Artık sivrisineklerle değil, doğrudan bataklıklarla uğraşıyoruz. Bunun için mücadele alanımızı, sınırlarımızın dışına uzanacak şekilde genişletiyoruz. Artık Tendürek Dağları'nda, Gabar'da, Cudi'de, Bestler Dağları'nda yetmez dedik. Cerablus'ta, Rai'de, Dabık'ta, Bab'da, orada artık Türk askeri, Özgür Suriye Ordusu ile beraber mücadelesini sürdürdü. PKK'sıyla, YPG'siyle, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle tüm terör örgütlerine karşı tarihimizin en büyük mücadelesini yürütüyoruz. Hamdolsun silahlı kuvvetlerimizle, polisimizle, güvenlik korucularımızla dağ taş her yerdeyiz. Teröristlere göz açtırmıyoruz, açtırmayacağız."

Erdoğan, Türkiye'nin, terör örgütlerinin saldırılarına en çok siyasi istikrarın bozulduğu dönemlerde uğradığını, terör örgütlerinin o dönemlerde "sırtlan gibi ortaya çıkıp hırlamaya" başladıklarını vurguladı.

1970'li ve 1990'lı yılların karanlık günlerinin de böyle olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra ortaya çıkan birkaç aylık belirsizlik döneminde yaşananları unutmadınız değil mi? Terör örgütünün çukur eylemleriyle Kürt kardeşlerimize nasıl eziyet çektirdiklerini, kanallar, çukurlar açarak, evlerin altında adeta şehirler açarak, ülkemizi bölmeye nasıl çalıştığını unutmadınız değil mi? Aynı dönemlerde DEAŞ'ın büyük şehirlerimizi nasıl kana ve ateşe boğmak istediğini unutmadınız değil mi? Bu katil sürüleri, başarılı olmayınca 15 Temmuz 2016'da FETÖ ihanet çetesini devreye sokup, darbeye teşebbüs ettiler. Hamdolsun, milletimizle bir olduk, iri olduk, diri olduk, beraber olduk, hep birlikte Türkiye olduk.

Şimdi 16 Nisan'da oylanacak anayasa değişikliğiyle amacımız, ülkemizi bu tür tehditler karşısında daha güçlü hale getirecek bir yönetim sistemine geçmektir. Adana, Türkiye bir daha böyle karanlık günler yaşamasın diye 16 Nisan'da 'evet' diyor mu? Adana, ülkemizin terör örgütlerine karşı verdiği mücadeleyi güçlendirmek için 16 Nisan'da 'evet' diyor mu? Adana, güçlü Türkiye için 'evet' diyor mu? Adana, büyük Türkiye için 'evet' diyor mu? Adana, müreffeh Türkiye için 'evet' diyor mı? Adana istikrarlı Türkiye için 'evet' diyor mu? Allah'ına kurban Adana."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "16 Nisan'da inşallah sandıkların 'evet'le patlamasının ardından yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ülkemizin kalkınması, gelişmesi, büyümesi için ihtiyacı olan istikrar ve güven iklimini güçlendirecektir." dedi.

Erdoğan, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta verdiği mücadelenin asla o ülkelerin iç işlerine karışma amacı taşımadığını söyledi.

Türkiye'nin öncelikle kendi güvenliğini sağlamanın çabasında olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Çok sabrettik. Gaziantep'e girdiler. Bir düğün merasiminde, kına merasiminde 53 kardeşimizi öldürdüler. Sabır, sabır dedik. 'Giriyoruz' dedik ve Cerablus'a girdik" diye konuştu.

Erdoğan, Türkiye'nin Suriye ile 900 kilometre sınırı olduğuna dikkati çekerek, "Sınırı olmayan ülkeler burada. Ne diyorlar? 'Bizi çağırdılar da gittik'. Çağrıldığınız her yere gitmeye mecbur değilsiniz. Bu adam katil Esed'dir. Bu adam devlet terörü uyguluyor. Teröristlerin davetine ne zamandan beri icabet ediliyor? Neredeyse 1 milyona yakın insanı bu katil Esed bugüne kadar ne yazık ki öldürdü. Bu insanların günahı neydi? Senin vatandaşın. Bunları öldürdü. Bunlar eli silahlı teröristler değildi ama bu katil Esed bunları yaptı." diye konuştu.

Tehditler sınırların dışından geldiği için mücadeleyi oralara taşımak zorunda kaldıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Onun için Kandil'e gittik. Tabii bu ülkelerde yaşayan insanlarla bin yıllık kardeşliğimizi unutmuyoruz. Adana yanı başındaki Suriye'de çocuklar, masumlar, kimyasal, konvansiyonel silahlarla katledilirken başını arkaya çevirip bunları görmezden gelebilir mi? Rejimin tehdidinden kaçarak kendisine sığınan kardeşlerine yıllarca ev sahipliği yapan Adana yeni zulümlere rıza gösterebilir mi? Rabbim bizi böyle felaketlerden korusun. Hamdolsun Türkiye kendi güvenliğini kendisi sağlayacak, bununla kalmayıp kendisine el uzatan tüm kardeşlerine yardım edecek imkanlara sahiptir. Adana türküsünde ne diyor? 'Kadir mevlam senden bir dileğim var. Beni muhannete muhtaç eyleme, eğer muhannete muhtaç eylersen kara topraklara gark eyle beni' diyor.

Adana, muhannete muhtaç olmaktansa kara toprağa girmeyi tercih eden yiğitlerin şehridir. Adana, 16 Nisan'da 'evet' diyerek istiklaline ve istikbaline sahip çıkıyor mu? Adana, 16 Nisan'da 'evet' diyerek çocuk katillerine de mesaj veriyor mu? Adana, 16 Nisan'da 'evet' diyerek kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla, konvansiyonel silahlarla yapılan bütün bu katliamlara pel pel bakanlara dersini veriyor mu? Maşallah Adana'ya da zaten bu yakışır. Biz, beşer planında hiçbir gücün önünde eğilmedik. Biz sadece Rabbimizin önünde rükuda, secdede eğiliriz. Başka asla."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'da sandıkların "evet"le patlamasının ardından yeni bir dönemin başlayacağını, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye'nin kalkınması, gelişmesi, büyümesi için ihtiyacı olan istikrar ve güven iklimini güçlendireceğini kaydetti. Yeni sistemde Türkiye için söyleyecek sözü olan, millete vereceği hizmeti olan herkese yarışa girme imkanı getirildiğini, cumhurbaşkanlığı adaylığını sadece partilere ve milletvekillerine bırakmadıklarını, tarihte ilk defa milletin doğrudan, seçim zamanı geldiğinde, 100 bin imza ile cumhurbaşkanı adayı gösterebileceğini belirten Erdoğan, "Bundan daha demokratik, adil bir yarış olabilir mi?" diye sordu.

- "ŞEHİTLERİMİZİN KATİLLERİNİ AFFETME YETKİM YOKTUR"

Alanda bulunanların "idam" sloganı atması üzerine Erdoğan, bu konudaki düşüncelerini söylediğini anımsattı. Erdoğan, "Ne dedim? 16 Nisan aynı zamanda idamla ilgili yasal düzenlemenin gündeme geleceği bir gündür. Sayın Kılıçdaroğlu ne diyor? 'Ben de idamdan yanayım' diyor. Sayın Bahçeli zaten düşüncesini açıkladı. İdamdan yana. Sayın Yıldırım da aynı şekilde düşünüyor. Meclisten geçtiği anda bilesiniz ki cumhurbaşkanınız olarak ben bunu onaylarım. Çünkü şehitlerimizin katillerini affetme yetkim yoktur. Asla böyle bir şey olamaz. Onun için diyorum ki 16 Nisan bir kırılma çizgisidir. Madem ki Kılıçdaroğlu da böyle diyor. Yani George, Hans, Helga ne der bizi bunlar ilgilendirmez. Bizi Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin, Ayşe, Fatma, Hatice ne der, Allah ne der o ilgilendirir." değerlendirmesini yaptı.

- "CUMHURBAŞKANI HÜKÜMETİ, MİLLETVEKİLLERİ MECLİSİ ÇALIŞTIRACAK"

Artık 5 yılda bir iki sandığın milletin önüne geleceğini, birisinin cumhurbaşkanlığı, diğerinin de milletvekilliği sandığı olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu iki sandıktan birisinden cumhurbaşkanı yüzde 50+1 oy almak kaydıyla çıkacak, diğerinden de milletvekilleri çıkacak. Senatör yok bizde. Tek kamaralı bir sistem ama bunu maalesef ana muhalefet halen anlamış değildir. Cumhurbaşkanı hükümeti çalıştıracak, milletvekilleri Meclisi çalıştıracak. Olay bu kadar açık. 'Meclis diye bir şey kalmayacak' diyor. Ayıptır. 'Geldiği gibi Meclisi de feshedecek' diyor. Cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi yok. Yalan söyleme. Her şey ortada. Tam aksine parlamento gerek denetlemede gerek yasama organı olarak yasal düzenlemeler yapmada daha güçlü hale gelecek.

Şu anda beni ihaneti vataniyenin dışında hiçbir suçtan kişisel olarak asla Yüce Divana gönderemezler. Fakat, bu düzenleme ile kişisel suçlarda da belli oranda Meclisten alınacak oyla beni Yüce Divana gönderebilirler. Şimdiki dönem böyle. Bu nedir? Güç katıyor."

Gündem Haberleri