Erdoğan, BM teşkilatının tüm eksiklerine rağmen dünyada herkesin sesini duyurabildiği, sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme getirebildiği yegane küresel çatı olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
TEHDİTLER ARTIK DEĞİŞMİŞTİR
"Ancak dünya artık Birleşmiş Milletlerin kurulduğu dönemdeki dünya değildir. İkinci Dünya Savaşı artık gerilerde kaldı ve o dönemdeki beş ülkenin daimi üyeliğiyle geleceğe yürümek, bu adaletle bağdaşır bir durum değildir, dünya barışını da sağlamaya yönelik bir yapı asla değil. Ülke sayısı misliyle artarken, tehditler de biçim ve ölçek de artık değişmiştir.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'İN REFORME EDİLMESİ ŞARTTIR
Bu tehditlerle mücadele için yeni yöntemler geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Birleşmiş Milletler'in, değişen şartlara ayak uydurmak için reforme edilmesi şarttır. Örneğin bu yılki gündemde reform var ama bu reform yine bizim anladığımız bir manada bir reform değil.
Asıl olan Birleşmiş Milletler'in yapısı üzerindeki reformdur. Bu reform gerçekleşmediği sürece sağlıklı bir Birleşmiş Milletler yapısı veya çalışması görmek de mümkün değildir."
Türkiye'nin, kurucu üyesi olduğu BM'nin ihtilafların önlenmesi ve çözümü, barışı koruma faaliyetleri, kalkınma ve insani yardımlar gibi çalışmalarına önemli katkılarda bulunduğuna işaret eden Erdoğan, bölgesel merkez olma yolunda hızla ilerleyen "İstanbul'un aynı zamanda BM Merkezi olmasını" teklif ettiklerini anımsattı.