Esenyurt'un Kıraç mahallesinde güneşli bir öğle vakti, masum bir alışveriş girişimi beklenmedik bir kabusun başlangıcı oldu. 12 yaşındaki M.F.A., ailesinin güvenle sokaklara saldığı, her çocuğun özgürce dolaşabildiği bu mahallede, soda almak için evlerinin yakınındaki bakkala yöneldi. Ancak bu sıradan gün, M.F.A. için unutulmaz bir travmaya dönüşecekti.
M.F.A. bakkalın soğuk dolabından seçimini yaparken, ani bir saldırıya maruz kaldı. Tanımadığı bir adam, ona "Parkta sen mi benim kafama vurdun?" diyerek saldırdı. Bu suçlamayla ne alakası olduğunu dahi anlamadan çocuk, şiddetli yumrukların hedefi oldu. Bakkal sahibi kadının araya girmesiyle saldırı son buldu, ancak bu korku dolu anlar M.F.A.'nın hafızasına kazındı.
Olayın ardından, yüzünde ve vücudunda morluklar, darp izleri ile hastaneye kaldırılan M.F.A.'nın ailesi, adalet arayışına girdi. Çocuklarının daha önce geçirdiği bir operasyon nedeniyle koluna platin takılmış olan Acar ailesi, şimdi de bu anlamsız şiddetle baş etmek zorunda.
Güvenlik kameraları, bu vahşi saldırıyı saniye saniye kaydetti. Görüntüler, acımasızca gerçekleşen saldırının şiddetini ve aniğini gözler önüne serdi. Baba Esat Acar'ın ifadesi ise yürekleri burktu: "Çocuk sadece soda almaya gitmişti. Hiçbir suçu yokken bu saldırıya uğradı. Biz adalet istiyoruz."
Polis, kaçan saldırganı bulmak için geniş çaplı bir arama başlattı. Bu arada, M.F.A.'nın cesareti ve adalet arayışı, toplumun her kesiminden destek görüyor. Mahalle sakinleri, bir araya gelerek çocuklarına yönelik şiddetin her türlüsünü kınadı ve daha güvenli bir toplum için çağrıda bulundu.
Bu trajik olay, şiddetin ne denli ani ve beklenmedik şekillerde hayatımıza girebileceğinin acı bir hatırlatıcısı oldu. Aileler, çocuklarının güvenliği için daha fazla önlem alınmasını talep ediyor. Bu arada, M.F.A.'nın hikayesi, toplumda şiddete karşı birlik olma ve her çocuğun güven içinde büyümesi için adımlar atma ihtiyacını bir kez daha gündeme getiriyor.
Esenyurt'ta yaşanan bu olay, herkesi derinden etkilemiş durumda. Adaletin sağlanması ve benzer olayların önlenmesi adına yetkililer ve toplumun duyarlılığı bu süreçte büyük önem taşıyor. Bu trajedi, bir kez daha gösteriyor ki; toplum olarak çocuklarımızın güvenliği ve huzuru için hep birlikte mücadele etmeli, onları korumak adına gerekli tüm önlemleri almalıyız.