Bakan Fidan, Katar merkezli Al Jazeera televizyonuna verdiği bir demeçte, İsrail'in Gazze'deki saldırıları ve uluslararası toplumun bu konudaki çabalarını değerlendirdi. Fidan, bölgenin barış, istikrar ve ekonomik kalkınma ihtiyacına vurgu yaparak, Filistin meselesinin çözülmesinin bölgedeki istikrar için hayati önem taşıdığını belirtti.
Ayrıca, İslam ülkelerinin diplomatik ve insani araçlarını kullanarak sorunu çözme yolunu tercih ettiğini ifade etti. Bu bağlamda, Türkiye, Endonezya, Nijerya, Ürdün, Mısır, Katar ve Suudi Arabistan'dan oluşan bir eylem grubunun önümüzdeki haftalarda çeşitli başkentlerde temaslarda bulunacağını açıkladı.
Batı'nın Sessizliği ve Çifte Standartlar
Fidan, Batı dünyasının, özellikle ABD'nin Gazze'deki zulme sessiz kalmasını en büyük kriz olarak nitelendirdi. Bölge ülkeleri, İslam ülkeleri ve Batı dışındaki diğer ülkeler arasındaki dayanışmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'a, İsrailliler öldürüldüğünde gösterilen tepkinin Filistinliler için de gösterilmesi gerektiğini belirterek, çifte standartlara dikkat çekti. Fidan, Gazze'deki nüfusun tehcir edilmesini kabul etmediklerini de vurguladı.
Hamas'ın Konumu ve Uluslararası Algı
Bakan Fidan, Hamas'ın konumuna da değinerek, Batı ülkeleriyle aynı düşünmek zorunda olmadıklarını dile getirdi. Hamas'ı bir terör örgütü olarak tanımadıklarını, Filistin'in devlet sistemi içerisinde faaliyet gösteren bir parti olarak gördüklerini ifade etti. Aynı zamanda, sivillere karşı şiddeti tasvip etmediklerini ve Hamas'a da bu durumu ilettiklerini belirtti. Eğer Hamas sivilleri öldürüyorsa, bunu İsraillileri kınadıkları gibi kınamak gerektiğini vurguladı.
Sonuç: Denge ve Tarafsızlık Zorunluluğu
Bakan Fidan'ın açıklamaları, Orta Doğu'daki barış sürecinde iki taraflı bir yaklaşımın önemini ortaya koyuyor. Hem İsrail hem de Filistin tarafındaki insan hakları ihlallerine karşı aynı derecede tepki gösterilmesi, bölgedeki uzun vadeli barış ve istikrar için kritik bir adım.