Küresel Denge Dernekleri, iklim değişikliğinin etkileriyle ilgili olarak İstanbul için korkutan bir deniz uyarısında bulundu. Dernekler, 22’nci yüzyıla girildiğinde ve karbon emisyonlarında hiçbir değişiklik yapılmadığında, 120 km²’lik bir alanın sular altında kalacağını açıkladı.
Konunun detaylarını İklim Bilimci Prof. Dr. Mehmet Ilıcak ile konuştuk.
Deniz seviyesi yükselmesinin nedenleri
Prof. Dr. Ilıcak, deniz seviyesinin yükselmesinin nedenlerini şöyle sıraladı:
- Sera gazı etkisiyle hava ve suyun ısınması
- Grönland ve Antartika’daki buzulların erimesi
- Deniz buzullarının direkt suya karışması
Ilıcak, “Şu anda en kötü senaryoda 21 yüzyıl sonuna kadar deniz seviyesinin 1 metre ve altında yükseleceğini öngörüyoruz. Ama 22’nci yüzyıla girersek ve hiçbir değişiklik yapmazsak karbon emisyonlarında, o zaman 2 metre ve üzeri bir yükselme ihtimali var. Hatta daha da fazla olabilir, çünkü Grönland ve Antartika’daki buzulların erime hızı artabilir. Bu da deniz seviyesini 6-7 metre yükseltebilir” dedi.
İstanbul’un durumu
Prof. Dr. Ilıcak, İstanbul’un durumunu ise şöyle değerlendirdi: İstanbul’un yaklaşık 120 km²’lik bir alanının sular altında kalma riski var. Bu alanın büyük bir kısmı tarihi yarımada, sahil şeridi ve yeni yapılan yerleşim yerlerini kapsıyor.
Bu durumun önlenmesi için karbon emisyonlarının azaltılması, iklim değişikliğiyle mücadele edilmesi ve şehir planlamasının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor
Yağışlar ve seller
Prof. Dr. Ilıcak, son zamanlarda yaşanan yağışlar ve sellerle ilgili olarak ise şunları söyledi:
Yağışlar ve sellerin direkt olarak iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu söylemek çok doğru değil
Ancak iklim değişikliğiyle birlikte daha şiddetli fırtınalar, yağışlar ve denizin kabarması gibi olaylar görülmeye başlanacak. Bu olayların etkilerini azaltmak için şehir planlamacılığı, altyapı ve afet yönetimi gibi konularda önlemler alınması gerekiyor
Ayrıca ısı dalgalarının da artacağını ve insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri olacağını belirtti. Prof. Dr. Ilıcak, iklim değişikliğinin ciddi bir sorun olduğunu ve herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurguladı.