İsveç Başbakanı Kristersson: İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır - NATO'ya girmek için Türkiye'nin onayına ihtiyaç duyan İsveç'te son günlerde yaşanan olaylar dün bir yenisi daha eklendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye'ye karşı ülkesinde barındırdığı terör örgütü PKK/YPG sempatizanlarının gösteri yürüyüşü sonrası şimdi de Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i yakan Rasmus Paludan'ın hareketine 'ifade özgürlüğü' denildi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson Kur'an-ı Kerim yakılmasını yanlış olduğunu söyledi. Ancak açıklamalarının içeriğinde kullandığı sözcükler yapılan yanlışı normal karşılayacak biçimde paylaşılması 'özür' maiyetinde açıklamanın bir anlamını kalmıyor.
Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan'ın eylemi Türkiye ve İslam aleminde değil uluslararası alanda tepki çekti. Ancak tepki içerikli açıklamalarda 'ifade özgürlüğü' söylemi yaşanan skandala destek verir nitelikte.
Dünya gündeminde geniş yankı uyandıran Paludan'ın hareketi üzerine tepkiler yağdı. Müslümanlara sempatilerini ileten Kristersson, saygısız davranış diyerek tepkisini ortaya koydu.
'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEMOKRASİNİN TEMEL BİR PARÇASIDIR'
Kristersson sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'İfade özgürlüğü demokrasinin temel bir parçasıdır. Ancak bir şeyin yasal olması mutlaka uygun olduğu anlamına gelmez. Pek çok kişi için kutsal olan bir kitabı yakmak son derece saygısız bir davranıştır. Bugün Stockholm'de yaşananlardan rahatsız olan tüm Müslümanlara sempatimi iletiyorum.' ifadelerine yer verdi.
NATO'ya girmek için 28 Haziran'da İspanya'nın başkenti Madrid'de imzalanan üçlü muhtıraya tabii olacağına taahhüt veren İsveç 7 aydır talep edilen maddeleri yerine getirmekte güçlük çıkartıyor. İnsan hakları ve ifade özgürlüğünü ön planda tutarak ülke Meclis'i ile birlikte yargıda görüleceğini söyleyerek işi yokuşa sürme gayreti ülkesine NATO'nun kapılarını kapattı.
İskadinav ülkeleri dünyada çizdiği imajın karşılık bulması, bozulmaması ve çizdikleri portföyün çizilmemesi adına sergiledikleri tavır ve tutum taleplerinin yerine getirilmesine zorluk getiriyor. Rusya tehdidi savunma eksikliğini gidermek amacıyla NATO çatısı altına girme isteği belki de artık sona erdi denilebilir.