İzmir'de İklim Değişikliğinin Gölgesinde Yükselen Tehlike: Deniz Seviyesi Alarmı!

İzmir'in fırtına ve yağış sonrası yaşadığı deniz taşmaları, iklim değişikliğinin göz ardı edilemez etkilerini gözler önüne seriyor. Prof. Dr. Nüzhet Dalfes'in değerlendirmeleriyle, kent için yükselen deniz seviyesinin riskleri ve alınması gereken önlemler

İzmir, son dönemde yaşanan şiddetli fırtına ve yoğun yağışların ardından ciddi bir deniz taşması sorunuyla karşı karşıya kaldı. Kentte bini aşkın ev ve iş yeri bu doğal afetten etkilendi. İklim Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, bu taşmaların iklim değişikliğinin bir sonucu olduğunu ve deniz seviyelerinin sürekli yükseldiğini vurguluyor.

2023: Rekor Kıran Sıcaklıklar ve İklim Değişikliğinin Gözle Görülür Etkileri

2023 yılı, hem karada hem de okyanuslarda ortalama yüzey sıcaklıklarının rekor seviyelere ulaştığı bir yıl olarak kayıtlara geçti. Temmuz ayında deniz yüzeyi sıcaklıkları, 1991-2020 yılları arasındaki ortalama sıcaklıklardan 0,51 derece daha yüksek ölçüldü. Bu artış, ekstrem hava olaylarının sıklığında ve süresinde artışa yol açıyor ve İzmir gibi kıyı şehirlerini doğrudan etkiliyor.

Deniz Seviyesinin Yükselmesi ve İzmir’e Etkileri

İklim değişikliğinin etkileri yavaşlasa bile, deniz seviyesinin yükselmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Prof. Dalfes, bu durumun Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için büyük önem taşıdığını belirtiyor. Yapılan araştırmalar, özellikle İzmir Körfezi'nde deniz seviyesindeki değişimin ciddi etkiler yaratabileceğini gösteriyor.

Alınması Gereken Önlemler ve Yapılması Gereken Çalışmalar

Prof. Dalfes, özellikle İzmir Kordon’da yer alan rıhtımın, dalgaları kıracak ve yansıtacak şekilde yeniden tasarlanması gerektiğini vurguluyor. Bu tür önlemlerin, deniz taşmasının etkilerini azaltabileceğini belirtiyor. Ayrıca, fırtına ve su baskınlarına ilişkin veri kaydının yetersizliği, bu alandaki araştırmaların ve önlemlerin ivedilikle artırılması gerektiğini gösteriyor.

Kamu Kurumlarının Rolü ve İklim Krizine Hazırlık

İklim krizinin giderek artan etkileri karşısında, kamu kurumlarının bilimsel verilere dayalı bütüncül bir bakış açısıyla hareket etmesi gerekiyor. Geleceğe yönelik tahminlerin yapılabilmesi ve kentlerin iklim krizlerine hazırlıklı olması için bu yaklaşım şart.

Yerel Haberleri