Emeklilikte yaşa takılanlar, 8 Eylül 1999 sonrası sigortalı olanlar ve birkaç gün ya da ay yüzünden 17 yıl daha çalışmak zorunda kalanlar, kademeli emeklilik için mücadele ediyor. Bu mağduriyeti yaşayan yaklaşık 4,5 milyon kişi, Çalışma Bakanı Vedat Işık’tan söz aldı. Bakan Işık, bu konuda bir çalışma yapıldığını ve sorunun giderileceğini belirtti.
Emeklilikte Adalet Derneği
Emeklilikte Adalet Derneği, kademeli emeklilik mağdurlarının sesini duyurmak için kuruldu. Dernek başkanı Mihriban Uğurlu, kendisi de Ocak 2000 girişli bir sigortalı olarak bu haksızlığı yaşadığını söyledi. Uğurlu, 18 yaşından beri çalıştığını ve 8100 gün prim ödediğini ancak emekli olamadığını ifade etti.
Dernek, İstanbul Kadıköy’de bir ofis açarak afişler basmaya ve sosyal medyada kampanyalar yürütmeye başladı. Afişlerde “Bir günle 17 yıl kaybeden”, “2 gün sonrası girişlerin suçu ne?” gibi sloganlar yer aldı. Dernek, Ekim ayında İstanbul’da bir miting düzenlemeyi planlıyor.
Kademeli Emeklilik Nedir?
Kademeli emeklilik, sigortalılık başlangıcı ve prim ödeme süresine göre emekli olma yaşının değiştiği bir sistemdir. Bu sistemde, sigortalılık başlangıcı erken olanlar daha erken emekli olabilirken, geç olanlar daha geç emekli olmaktadır. Bu şekilde, emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği sağlanmaya çalışılmaktadır.
Ancak bu sistem, 8 Eylül 1999 tarihinden sonra sigortalı olanlar için büyük bir mağduriyet yaratmaktadır. Çünkü bu tarihten sonra sigortalı olanlar, 60 yaşını doldurmadan emekli olamamaktadır. Bu da, birkaç gün ya da ay farkla sigortalı olanların arasında büyük bir adaletsizlik doğurmaktadır.
Örneğin, 7 Eylül 1999 tarihinde sigortalı olan bir kişi, 25 yıl prim ödedikten sonra 50 yaşında emekli olabilirken, 9 Eylül 1999 tarihinde sigortalı olan bir kişi, aynı süre prim ödedikten sonra ancak 60 yaşında emekli olabilmektedir. Bu durumda, iki gün farkla sigortalı olan iki kişi arasında 10 yıl fark oluşmaktadır.
Bu nedenle, kademeli emeklilik mağdurları, sigortalılık başlangıcı ve prim ödeme süresine göre kademeli olarak emekli olma yaşının belirlenmesini istemektedir. Bu sayede, emeklilik sisteminin sürdürülebilirliği korunurken, mağduriyet de giderilmiş olacaktır.