Kanser tedavisinde umut veren gelişmeler 

Bilim adamları artık kanserin türü değil, kansere yol açan genetik değişimlerle ilgileniyorlar. AR-GE firması Bayer’in araştırmacıları, bu genetik değişikliklere 4 farklı yoldan müdahale ederek, onlarca kanserin tedavisinde kullanılabilecek ilaçlar üzerin

Çalışmalarını kanser, kalp damar ve kadın hastalıkları üzerinde yoğunlaştıran dünyanın önde gelen AR-GE firmalarından Bayer, en büyük araştırma merkezinin bulunduğu Almanya’nın Berlin kentinde uluslararası medya temsilcilerine yönelik olarak düzenlenen toplantıda, geliştirilmekte olan yeni ilaçlarla ilgili bilgi aktardı.

Bayer’in AR-GE’ye yılda 3 milyon Euro yatırım yaptığını açıklayan Bayer AG İlaç Bölümü Başkanı Dieter Weinand, kanserle savaşın 4 koldan devam ettiğini söyleyerek, “Yeni AR-GE çalışmalarımızı gen mutasyonunu hedef alan ilaçlar, nükleer maddelerle güçlendirilmiş ilaçlar, kanser hücresinin yüzeyindeki tümöre özgü proteinleri tanıyan ilaçlar ve immünoterapi üzerinde yoğunlaştırdık” dedi.

KANSERİN TÜRÜ DEĞİL GENİ ÖNEMLİ

Kanser çok çeşitli yollarla gelişiyor. Bu yollardan biri de tümörün büyümesine yol açan genetik değişimler. Yaygın kanserlerin yüzde birinde, nadir kanserlerin ise tamamında bozulduğu görülen Tromopomiyozin reseptör kinaz (TRK) adı verilen bir gen üzerinde çalışmalar yapan Bayer araştırmacıları, hücrelerde genetik değişime yol açan kontrolsüz TRK sinyalizasyonu üzerinde etkili olacak 2 molekül keşfettiklerini açıkladılar. Yeni ilaç adayı moleküllerle yapılan çalışmalar sırasında TRK genindeki bozulmanın 17 farklı kanser türünde görüldüğü ve yeni ilaç adayının bu kanser türleri üzerinde etkili olduğu ortaya çıkmış. Molekül meme, kalın bağırsak, akciğer, safra yolu kanserleri, bağ dokusu kanserleri ve tiroid kanserlerinin yanında sarkoma gibi nadir kanserler üzerinde de deneniyor. Molekülle yapılan klinik çalışmalarda, yeni ilaç adayının çocuklarda merkezi sinir sistemi tümörlerinde yüzde 75 oranında işe yaradığı ortaya konmuş. Bayer Onkolojik Stratejik İş Birimi Başkanı Robert LaCaze, “Elde ettiğimiz sonuçları bu yıl ASCO’da sunduk ve büyük ses getirdi. Çalışmalarımız gösterdi ki, genç ya da yaşlı, kolon ya da akciğer kanseri olmanız önemli değil. Eğer TRK mutasyonunuz varsa, bu bileşiğe cevap verme ihtimaliniz yüzde 75 oranında. Yani faydası çok ciddi. Klinik çalışmaların ilk sonuçlarına göre ölümcül bir kanseriniz varsa ve bu bileşiği kullanırsanız, bunun kronik hastalığa dönüşme ya da hastalığı tamamen ortadan kaldıracak bir ameliyata girebilme ihtimaliniz çok yüksek. Bu alanda geliştirilmekte olan ilk hedefli tedavi” dedi. Yeni ilaç adayı, mevcut tedavilerin işe yaramadığı ve başka bir tedavi seçeneği olmayan hastalarda deneniyor. Hap şeklinde, hedefe yönelik yeni bir kanser tedavisi adayı olan bu molekülün ABD’deki ruhsat onayının 2018’de alınması bekleniyor. 

KANSERDE KİŞİYE ÖZEL TEDAVİLER

Gelenekselleşmiş, standart kanser tedavisinin artık bir kenara bırakıldığını, kişiselleştirilmiş tedavilerin ön plana geçtiğini söyleyen Robert LaCaze, “Mesela 20 yıl önce akciğer kanserinde bambaşka bir tedavi metodu izleniyordu. Şimdi Akciğer kanseri hastası önce genetik olarak inceleniyor ve tümörün özelliklerine en uygun tedavi yöntemi araştırılıyor. Verilen ilaç bile hastanın tümörüne uygun olarak seçiliyor. ABD’de artık kanser teşhisi konulan hastaların yüzde 60’ına genetik test istiyor. Bu bütün onkologların yapması gereken önemli bir sorumluluk”dedi.

YENİ NESİL İMMÜNOTERAPİ İLACI

İmmünoterapiler konusunda son 5 yılda önemli gelişme kaydedildiğini ve bu alanda bir çok ilacın piyasaya verildiğini anlatan LaCaze, yeni nesil immünoonkolojik ürünler üzerinde çalıştıklarını belirtti. Hastaların sadece yüzde 30’unun piyasadaki mevcut immünoonkolojik ilaçlardan faydalandığını söyleyen LaCaze “Hastaların yüzde 30’nun tümörleri azalıyor ancak yüzde 70’i 12 ay içinde başka türden bir ilaca ihtiyaç duyuyor. Çünkü bu süre zarfında ya kanser mutasyona uğruyor ya da immünoonkolojik yaklaşımı bir şekilde bypass edebiliyor” dedi.

"ÖLÜMCÜL PROSTAT KANSERİNDE HÜCRE BÜYÜMESİNİ DURDURUYOR"

Bayer Onkolojik Stratejik İş Birimi Başkanı Robert LaCaze,  TRK genindeki değişiklikleri izleyerek geliştirilen moleküllerden bir diğeri de prostat kanserinin tedavisi ile ilgili olduğunu söyledi. LaCaze, “Başka organa atlamış hormona duyarlı ve yüksek riskli prostat kanseri hastaların tedavisinde kullanılması planlanan ilaç, hormon reseptörlerine bağlanarak tümör hücre büyümesini durdurmayı hedefliyor. Faz 3 klinik çalışmaları süren ilacın 2019’da piyasaya çıkması düşünülüyor” diye konuştu.

LENFORMA HASTALARINA YENİ UMUT

Lenfomanın “Foliküler lenfoma” adlı bir türünde, daha önce iki tedavi almış ancak kanseri tekrarlamış hastalar için artık yeni bir tedavi seçeneği daha var. 

ABD’de 2017 yılında onaylanan ilaç, mevcut ilaçlardan farklı bir yol izleyerek kanserin direnç geliştirmesini engelliyor. Damardan uygulanan tek tedavi olan bu ilaç da tümörün sinyal yollarını kesmeyi hedefliyor. İlacın farklı lenfoma tedavileriyle ilgili araştırmalar sürüyor. 

PROSTATA RADYASYONLU İLAÇ GELİYOR

Hedefe yönelik kanser tedavisinde, sağlıklı hücrelere zarar vermeden, kanser hücresini öldürmek için nükleer bir madde olan toryum elementinden de faydalanılıyor. Bayer bilim adamlarının üzerinde çalıştığı projelerden biri de, direkt tümör hücresine bağlanan yüksek enerjili Alfa radyasyonun kullanıldığı ilaç üretmek. Bu radyasyonlu ilaç, önümüzdeki yıl prostat kanserinde denenecek. 

DİREKT KANSER HÜCRESİNE BAĞLANAN MOLEKÜL

Bayer’in ikinci faza gelmiş ilaç çalışmalarından biri de akciğer zarı kanseri tedavisi için geliştirilmekte olan ilaç. Bu molekül, kanser hücresi yüzeyindeki tümöre özgü proteinleri tanıyarak, direkt olarak kanser hücresine bağlanıyor. Bağlandıktan sonra tümörlü hücreyi yok edecek maddeler salgılayarak tümörün fonksiyonunu durduruyor.

Ziyneti Kocabıyık – BERLİN/Türkiye gazetesi

Sağlık Haberleri