Karamollaoğlu, siyasi parti liderlerinin gerginliği azaltmak yerine artırdıklarını kaydetti. Kutuplaşma ortadan kalkmadan ülkeye huzur gelmeyeceğini belirten Karamollaoğlu, "Biz bütün milletimizi kucaklama kararındayız ve kucaklamayı da mutlaka gerçekleştireceğiz. Bu bizim şiarımız, bu bizim siyaset anlayışımız, bu bizim farkımız." diye konuştu.
Karamollaoğlu, ülkede adaletsizlik olduğunu savunarak, "Adalet mekanizmasına güven kalmadı. Hukuk rafa kaldırıldı. Bunu hükümet bilerek yaptı." dedi.
'ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR'
Karamollaoğlu, ihtilal denemesinin üstünden 2 yıla yakın zaman geçmesine rağmen olağanüstü hal (OHAL) ile seçime gidildiğini belirterek, "En yüksek kademede bulunan insanlar bile, bir kişinin kararnamesiyle görevlerinden uzaklaştırılabiliyor. Böyle bir mantık olmaz. Böyle bir yönetim anlayışı olmaz. Ülkeye huzur getirmez. Adalet mülkün temelidir." değerlendirmesinde bulundu.
OHAL'in yöneticilere olağanüstü yetkiler verdiğini kaydeden Karamollaoğlu, göreve geldiği takdirde hızla ele alacağı konulardan birinin OHAL'i kaldırmak olacağını söyledi.
'İSABETLİ KARAR VEREBİLMEK BECERİ İSTER'
Karamollaoğlu, Türkiye'nin ekonomisinde sorunlar yaşandığını ifade ederek, "Yapılan inşaatları kalkınmanın işareti olarak görüyor bu arkadaşlar. İnşaatı herkes yapar ama fabrikayı herkes kuramaz. Siz insanların işsizliğini ortadan kaldıracak bir projeyi kuramazsınız." dedi.
Türkiye'de birçok sorunlu alan olduğunu öne süren Karamollaoğlu, "Dış politikada isabetli karar verebilmek beceri ister. Dış ticaret açığını kapatmak beceri ister. Tarımda, hiç olmazsa buğday ve et ithal etmemek bile bir beceri ister. Ama bizi getirdiğiniz noktaya bir bakın." ifadelerini kullandı.
'BİZİ PARÇALAYIP BÖLMEK İSTİYORLAR'
Dış politikanın yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Karamollaoğlu, şöyle konuştu:
"Dünya yeniden şekilleniyor. Bu şekillenmede kendi etrafımızda bir oluşum sağlamaya, bizim üzerimize oynanan oyunları bertaraf etmeye mecburuz. Bizi parçalayıp bölmek istiyorlar. Bizi kutuplara ayırıp her birine kendileri hükümran olmak istiyorlar. Ama biz başta D-8'de, İslam ülkeleri olmak üzere, kalkınmakta olan geri kalmış bütün ülkeleri kucaklamak mecburiyetindeyiz."