Kilis, 6 Şubat'ın yıldönümünde, Cumhuriyet Halk Partisi'nden bir heyetin ziyaretiyle tekrar gündeme geldi. Bu ziyaretin odağında, Samsun Milletvekili Murat Çan ve beraberindeki heyetin, depremden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Kilis'teki durumu yerinde görmeleri ve yaşananların altını çizmeleri vardı. Kilis, geçen yıl yaşanan büyük deprem felaketinde 188 canını yitirdi, ancak yıkım sadece yapılarla sınırlı kalmadı; sosyal ve ekonomik boyutlarıyla da derinden etkilendi. Milletvekili Çan'ın gözlemleri, bu ziyarette edinilen izlenimlerin çok daha fazlasını anlatıyor.
Kilis'te yapısal yıkımın, sosyal ve ekonomik yıkımla birleşerek kenti bir çıkmazın içine sürüklediğini gözlemleyen Çan, iktidarın bu duruma sessiz kaldığını ve şehri adeta kaderine terk ettiğini belirtiyor. Depremin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen, yapısal onarımların yetersizliği, yüzlerce binanın akıbetinin hâlâ belirsiz olması, yerel ekonominin durma noktasına gelmesi ve esnafın büyük bir umutsuzluk içinde olması, Kilis'teki durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Depremin verdiği hasarın yanı sıra, iktidarın eylemsizliğiyle de Kilis'in daha fazla zarar gördüğünü vurgulayan Çan, iktidarın sorumluluk almak yerine sorunları görmezden geldiğini ifade ediyor. Kilis'te ekonomik hayatın neredeyse durmuş olması, yerli esnafın ve eşrafın büyük bir karamsarlık içinde yaşaması, şehrin sadece fiziksel değil, aynı zamanda moral bir yıkıma uğradığını gösteriyor.
Milletvekili Murat Çan ve beraberindeki heyetin Kilis ziyareti, sadece yıkımın boyutlarını değil, aynı zamanda iktidarın bu duruma karşı takındığı tutumu ve yerel halkın yaşadığı çaresizliği de ortaya koyuyor. Bu durum, Kilis ve benzeri durumda olan diğer şehirler için bir uyanış çağrısı niteliğinde.
Kilis'in yaşadığı bu trajedi, sadece yerel bir sorun olmaktan çıkıp, ulusal bir mesele haline gelmiştir. Samsun Milletvekili Murat Çan'ın bu konudaki açıklamaları, bir yandan yıkımın boyutlarına dikkat çekerken, diğer yandan da iktidarın bu konudaki ihmalkârlığını ve yerel halkın çaresizliğini gözler önüne seriyor. Kilis'teki durum, iktidarın bu tür felaketler karşısında alması gereken sorumlulukları ve yerel toplulukların karşılaştığı zorlukları anlamamız açısından önemli...