Ankara adliyesinde geçtiğimiz günlerde yaşanan görev değişiklikleri en çok KPSS mağdurlarını ayağa kaldırdı. Sosyal medya üzerinden de örgütlenen 15 bine yakın 2010 KPSS’nin atanamayan mağdurları, FETÖ’nün KPSS gibi önemli sınavlardaki soru hırsızlığı konusunda yıllardır hiçbir baskıya aldırmadan soruşturmalarını sürdüren Ankara Cumhuriyet Savcılarından Yücel Erkman’ın bu görevden alınmasının, soruşturma ve yargılamayı olumsuz etkileyeceği ve haklarının verilmesinin önüne geçeceği düşüncesi taşıyor. Mağdurlar, 6 yıldır verdikleri hak mücadelesinde en azından haklarını gasp edenlerin gerekli cezalara çarptırılması gerektiğini, bu konuda kararlı ve dirayetli bir duruş sergileyen soruşturma savcısı Yücel Erkman’ın görevden alınmasının kendilerini hayal kırıklığına uğrattığını belirtiyorlar.
AVAZTÜRK’e yaşadıkları hayal kırıklığını anlatan 2010 KPSS’nin atanamayan mağdurları, süreci şöyle aktardı:
“Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın hazırladığı iddianamelerde şüphelilere, daha önce aynı suçlamalarla açılan davalarda olduğu gibi ‘Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak’, ‘kamu kurum ve kuruluşları zararına zincirleme dolandırıcılık’ ve ‘resmi belgede zincirleme sahtecilik’ suçlamaları yöneltildi.
İddianameler, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Bu mahkeme, KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 7 ayrı davada 583 sanığı yargılıyordu. Son gönderilen iddianamelerin tamamının kabulü halinde 2010 KPSS ile bağlantılı iddianame sayısı 427, şüpheli sayısı ise bin 3'e yükselecek. Şüpheliler de 14 yıl 9'ar aydan 36'şar yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak. Üstelik sadece 2010 KPSS değil tüm sınavların üstüne korkusuzca gitti. İddianamelerde, KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin daha önce hazırlanan iddianameler anımsatılarak, 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013'teki KPSS, 2012, 2013 ve 2014'teki ALES ve 2013'teki YDS sorularının, FETÖ mensuplarınca ele geçirildiğine yer verildi. Bu zamana kadar kul hakkını bilmeyen eli kanlı örgüt çeşitli şekillerde onu yıldırmaya çalıştı ama başaramadı. Hatta o kadar kendilerinden emindiler ki savcımızı canıyla ailesiyle bile tehdit edecek kadar küstahlaştılar. Ama maalesef savcımızın tüm direnişleri sonuçsuz kaldı. Neden mi onu biz de tam bilmiyoruz ama bu zamana kadar tüm sınavlarda yapılan yolsuzlukları bir bir çıkarırken şimdi durdurulması manidar. Hele ki ülkemiz referandum gibi sancılı bir süreçteyken millete çelme takma pahasına 2010 KPSS gibi kara bir lekenin üstünü örterek sanki hükümet bu şekilde istiyormuş gibi göstererek el altından FETÖ kendi pisliğini hükümete yüklüyor sanki. Belli ki savcımız içerde bulunan kripto FETÖCÜ’lerden birine ya da yakınına uzandı ki bir anda görevinden alındı.”
Savcı Erkmen’in FETÖ’nün soru hırsızlıklarının da yer aldığı soruşturmalardan alınmasının, soruşturmayı ve yargılamayı etkilemesinden korktuklarını da söyleyen KPSS’nin atanamayan mağdurları, “Onun bu dosyalardan alınmasından hemen sonra tahliyeler de birbirini kovaladı. 7 soru hırsızı bir anda suçsuz bulundu ve tahliye edildi bile. Tabii bunun arkası da gelecek maalesef. Şimdi soruyoruz; madem ki bizler hukuk devletinde yaşıyoruz ve ülkemizde adalet var peki o zaman neden bir savcı sırf görevini layıkıyla yaptı diye görevinden alınır? Hak hukuk adalet bu şekilde mi sağlanıyor? Adaletin eli yüksek mevkide birine uzandığı an hemen o el kesilerek, kişi susturularak mı sağlanıyor? Eğer biz böyle bir hukuk devletiysek gerçekten çok yazık!” diyerek de tepkilerini ifade ettiler.
OLAYIN KISA GEÇMİŞİ VE YAŞANANLAR
KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin daha önce toplam 583 sanık hakkında 7 dava açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu defa 420 şüpheli hakkında ayrı ayrı iddianame düzenleyerek mahkemeye gönderdi.
Edinilen bilgiye göre, KPSS'ye ilişkin daha önce toplam 583 sanıklı 7 ayrı dava açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bu defa her şüpheli hakkında ayrı iddianame düzenledi.
Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın hazırladığı iddianamelerde şüphelilere, daha önce aynı suçlamalarla açılan davalarda olduğu gibi "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak", "kamu kurum ve kuruluşları zararına zincirleme dolandırıcılık" ve "resmi belgede zincirleme sahtecilik" suçlamaları yöneltildi.
İddianameler, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Bu mahkeme, KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 7 ayrı davada 583 sanığı yargılıyordu. Son gönderilen iddianamelerin tamamının kabulü halinde 2010 KPSS ile bağlantılı iddianame sayısı 427, şüpheli sayısı ise bin 3'e yükselecek. Şüpheliler de 14 yıl 9'ar aydan 36'şar yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
İddianamelerde, KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin daha önce hazırlanan iddianameler anımsatılarak, 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013'teki KPSS, 2012, 2013 ve 2014'teki ALES ve 2013'teki YDS sorularının, FETÖ mensuplarınca ele geçirildiğine yer verildi.
Sınav sorularının kamu tarafından hazırlanan, kamu kurumunun tüzel kişiliğine ait ve muhatapları için menfaat niteliğinde kamu malı sayıldığı belirtilen iddianamede, soruların sınava kadar açıklanması, paylaşılması, kullanılması yasaklanan gizli bilgiler olduğu ve ekonomik değer taşıdığı ifade edildi.
Soruları sınavdan önce örgütlü olarak elde eden adayların kamuya ait malı kamuyu aldatarak ve haksız şekilde edinerek kullandıkları ve haksız başarı elde ettikleri kaydedilen iddianamede, bunun sonucunda ÖSYM'nin 9 milyon 111 bin 138 lira 13 kuruş zarara uğradığı bildirildi.
KPSS soruşturmaları kapsamında daha önce hazırlanan bilirkişi raporunun anımsatıldığı iddianamede, iptal edilen 2010 KPSS Eğitim Bilimleri Testi'nin tekrar sınavına giren 2 bin 52 adaydan 35'inin puanlarını artırdığına, 18'inin aynı puanları aldığına, bin 999'unun ise puanlarını düşürdüğüne işaret edildi.
Tekrarlanan ve daha kolay olduğu belirtilen ikinci sınavda adayların yüzde 97,4'ünün puanlarını düşürmesinin normal olmadığı vurgulanan iddianamede, bu doğrultuda şüphelilerin ilk sınavda aldıkları yüksek puanların başka etkenlerden kaynaklanabileceğine yönelik "güçlü kanaat oluştuğu" ve adayların sınav sorularını cevaplamalarında kendi yeteneklerinden başka faktörlerin etkili olduğu belirtildi.
İddianamelerde, bazı şüphelilerde FETÖ mensuplarının şifreli haberleşme programı ByLock bulunduğu ifade edildi.
Bir kısım şüphelinin ise "Bank Asya’yı kurtarma operasyonu" olarak da bilinen dönemde, buradaki mevduatlarında artış olduğu kaydedildi.
AVAZTÜRK