Güney Kafkasya'nın stratejik öneme sahip Zangezur Koridoru, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış görüşmelerinde bir kez daha önemli bir dönemeç oluşturuyor. Bu kritik koridor, her iki ülkenin de geleceği için hayati öneme sahip ve son zamanlarda tansiyonun yükselmesine sebep olan bir mesele haline geldi.
2020'de yaşanan Dağlık Karabağ Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak Zangezur Koridoru'nun açılması gündeme geldi. Bu koridor, Azerbaycan'ı doğrudan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ne ve dolayısıyla Türkiye'ye bağlama potansiyeline sahip. Ancak, koridorun geçeceği Ermenistan'ın Syunik bölgesi üzerindeki hak iddiaları ve güvenlik endişeleri, barış görüşmelerini zora sokuyor.
Ermenistan ve Azerbaycan arasında, koridorun yönetimi ve kontrolü konusunda devam eden anlaşmazlıklar, bölgedeki istikrarı tehdit ediyor. Azerbaycan, koridorun açılmasını Nahçıvan ile ana toprakları arasında doğrudan bir bağlantı olarak görürken, Ermenistan bu girişimi kendi toprak bütünlüğüne bir tehdit olarak algılıyor.
Özellikle, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in Zangezur Koridoru'nun açılmaması durumunda Ermenistan ile sınırların açılmayacağı yönündeki açıklamaları, bu hassas konuda tansiyonu daha da artırdı. Bunun yanı sıra, Ermenistan'ın koridor projesine itirazları devam ederken, uluslararası toplumun bu konudaki duruşu da belirsizliğini koruyor.
Bu çıkmazın çözümü için taraflar arasında yapıcı diyalogların sürdürülmesi ve uluslararası toplumun arabuluculuğu kritik önem taşımaktadır. Barış sürecinin devamı için Zangezur Koridoru konusunda her iki tarafın da kabul edebileceği bir çözüm bulunması gerekiyor. Aksi takdirde, bu anlaşmazlık Güney Kafkasya'da uzun süreli bir istikrarsızlık ve güvenlik riski oluşturabilir.
Sonuç olarak, Zangezur Koridoru'nun geleceği, sadece Ermenistan ve Azerbaycan için değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası siyaset için de büyük önem taşıyor. Tarafların bu hassas konuda ortak bir zemin bulması, bölgenin geleceği için hayati bir adım olacaktır. Bu durum, bölgesel barış ve istikrarın sürdürülmesinde kilit bir rol oynayacak ve uzun vadeli çözümlerin yolunu açacaktır.