Merkez Bankası, ekonomide sadeleşme süreci kapsamında yabancı para mevduatlarının kur korumalı mevduata (KKM) dönüşümünü hedefleyen tebliğini yayınladı. Bu kararla birlikte, vadesi gelen KKM hesaplarının standart TL mevduata çevrilmesi zorunlu hale geldi. Bu adımın amacı, faturası 3.4 trilyon liraya ulaşan KKM hesaplarının azaltılması ve döviz kurundaki baskının hafifletilmesi olarak açıklandı.
KKM Nedir?
Kur korumalı mevduat, siyasi iktidarın döviz kurunu düşürmek ve cari açığı kapatmak için 2021 yılında hayata geçirdiği bir sistemdir. Bu sistemde, bankalar yabancı para mevduat sahiplerine TL faizi verirken, döviz kurundaki değişimleri de garanti altına alır. Böylece, mevduat sahipleri hem TL faizi kazanır hem de döviz kurundaki artıştan korunur.
KKM sistemi, iktidar tarafından övünerek getirilen bir sistem olmasına rağmen, ekonomistler tarafından eleştirilmiştir. Ekonomistlere göre, KKM sistemi döviz talebini azaltmaz, aksine artırır. Çünkü bu sistemde, döviz sahipleri hem faiz geliri elde eder hem de kur riskinden korunur. Bu da dövizin cazibesini artırır ve TL’ye olan güveni azaltır.
KKM’den Çıkış Neden Gerekiyor?
KKM sisteminin hayata geçmesinden bir buçuk yıl sonra, Merkez Bankası’nın KKM’den çıkış için ilk adımını atması, ekonomideki yapboz dönemini gösteriyor. Çünkü KKM sistemi, hem Hazine’ye hem de Merkez Bankası’na ağır bir yük getirdi.
Hazine, KKM sistemi nedeniyle bankalara yüksek faiz ödemek zorunda kaldı. Bu da Hazine’nin borçlanma maliyetini artırdı ve bütçe açığını büyüttü.
Merkez Bankası ise, KKM sistemi nedeniyle rezerv kaybetti. Çünkü Merkez Bankası, bankaların döviz kurundaki değişimleri garanti altına alması için onlara döviz satmak zorunda kaldı. Bu da Merkez Bankası’nın rezervlerini eritti ve döviz kurunu baskı altına aldı.
KKM sisteminin faturası ise 3.4 trilyon liraya ulaştı. Bu rakam, Türkiye’nin milli gelirinin yaklaşık yüzde 40’ına denk geliyor.
KKM’den Çıkış Nasıl Olacak?
Merkez Bankası’nın yayınladığı tebliğe göre, bankalar vadesi gelen KKM hesaplarını standart TL mevduata çevirmek zorunda. Bu sayede, KKM hesaplarının azaltılması ve döviz kurundaki baskının hafifletilmesi hedefleniyor.
Ancak bu adımın ne kadar etkili olacağı tartışmalı. Çünkü KKM hesaplarından çıkan mevduat sahiplerinin ne yapacağı belirsiz. Eğer bu mevduat sahipleri TL’ye güven duymazsa, tekrar dövize yönelebilirler. Bu da döviz kurunda yeni bir şok yaşanmasına neden olabilir.
Ayrıca, bankaların TL mevduat faizlerini yükseltmesi de gerekebilir. Çünkü KKM hesaplarından çıkan mevduat sahiplerini TL’de tutabilmek için onlara cazip bir faiz sunmak zorunda kalabilirler. Bu da banka karlarını düşürebilir ve enflasyonu artırabilir.
Uzmanlar Ne Diyor?
Ekonomistler, Merkez Bankası’nın attığı adımın küçük ama önemli bir adım olduğunu söylüyor. Ancak bu adımın tek başına yeterli olmayacağını, ekonomideki temel sorunların çözülmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Ekonomistlere göre, ekonomideki temel sorunlar şunlar:
- Yüksek enflasyon
- Yüksek cari açık
- Yüksek kamu borcu
- Düşük tasarruf oranı
- Düşük yatırım oranı
- Düşük büyüme potansiyeli
- Düşük kurumsal kalite
- Düşük hukuk devleti
- Düşük demokrasi standartları
Bu sorunların çözülmesi için ise, ekonomideki güvenin artırılması, mali disiplinin sağlanması, yapısal reformların hayata geçirilmesi, bağımsız ve şeffaf bir Merkez Bankası politikası izlenmesi, dış finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve siyasi istikrarın sağlanması gerekiyor.
Sonuç
Merkez Bankası’nın KKM hesaplarını azaltma kararı, ekonomideki sadeleşme sürecinin bir parçası olarak görülüyor. Ancak bu kararın etkileri henüz belirsiz. KKM hesaplarından çıkan mevduat sahiplerinin ne yapacağı, döviz kurunun nasıl tepki vereceği, banka faizlerinin nasıl değişeceği ve enflasyonun nasıl etkileneceği merak konusu. Ekonomistler ise, bu kararın tek başına yeterli olmadığını, ekonomideki temel sorunların çözülmesi gerektiğini söylüyor.