Türkiye'nin gündemini meşgul eden konulardan biri olan imar barışı uygulaması, özellikle Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz'ın eleştirileriyle yeniden tartışma konusu oldu. Bu politikanın, kaçak ve sağlıksız yapıları yasal zemine taşıyarak, onlara yapı kayıt belgesi vermesi, tartışmaların odak noktasını oluşturuyor. Mersin'de 83 bin yapıya verilen yapı kayıt belgeleri ve bu yapıların denetlenmeyişi, kamuoyunda endişelere neden oluyor.
İmar Barışının Finansal Boyutu İmar barışı kapsamında, Türkiye genelinde 3 milyon 599 bin 867 yapının kayıt altına alınması ve bu süreçten 23 milyar 523 milyon 609 bin TL gelir elde edilmesi, ekonomik bir başarı gibi görünse de, Kocamaz'a göre bu durum, uzun vadeli sorunlara davetiye çıkarıyor. Bu gelirin, yapıların güvenliği ve sağlığı üzerine yapılan bir yatırıma dönüştürülmediği iddiası, politikanın sorgulanmasına yol açıyor.
Denetimsizlik ve Güvenlik Endişeleri En çarpıcı eleştiri noktası, yapı kayıt belgesi verilen yapılara herhangi bir inceleme veya denetim yapılmaması. Depreme dayanıklılıkları bile test edilmeyen bu yapılar, olası bir afet durumunda ciddi riskler taşıyor. Özellikle 6 Şubat depreminde, ilk yıkılan yapıların bu kategoriden olması, Kocamaz'ın eleştirilerini güçlendiriyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Rolü Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın sürecin herhangi bir aşamasında etkin bir rol almaması ve sadece beyana dayalı belgeler vermesi, bu politikanın eksikliklerini gözler önüne seriyor. Kocamaz, belediyelerin bu konudaki görev ve yetkilerinin göz ardı edilmesinin, sorunları daha da artırdığını vurguluyor.
Sonuç: İmar Barışının Geleceği ve Dersler İmar barışının, Mersin özelinde ve Türkiye genelinde getirdiği riskler ve olası sonuçlar, Kocamaz'ın eleştirileriyle daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu politikanın geleceği ve alınması gereken dersler, özellikle kentsel dönüşüm ve afet yönetimi açısından büyük önem taşıyor.
Analiz ve Öneriler Kocamaz'ın eleştirileri, imar barışı politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Özellikle deprem güvenliği ve yapıların sağlamlığı konusunda daha detaylı düzenlemeler ve denetimlerin yapılması, bu politikanın gelecekte daha sağlıklı bir şekilde uygulanabilmesi için kritik öneme sahip.Konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu;
''Bu iktidarın en büyük yanlışlarından biri de imar barışı uygulaması olmuştur. İmara aykırı kaçak, ruhsatsız ve sağlıksız yapılar yasayla kayıt altına alınmış, yapı kayıt belgesi verilmiştir. İmar barışı kapsamında 3 milyon 599 bin 867 adet yapıya yapı kayıt belgesi verilerek toplamda 23 milyar 523 milyon 609 bin TL gelir elde edilmiştir.
Sadece Mersin’de 83 bin yapıya yapı kayıt belgesi verilmiştir. Yapı kayıt belgesi verilen yapıların hiçbiri incelenip denetlenmemiştir, depreme dayanıklı olup olmadıklarına dahi bakılmamıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sürecin hiçbir aşamasına dâhil etmemiş, ayakta durmakta zorlanan yapılara hiç görmeden beyana dayalı olarak yapı kayıt belgesi vermiştir.
Hâlbuki imar görev ve yetkileri kapsamında, yapılara ilişkin bilgi ve belgeler belediyelerin kayıtları arasında yer almaktadır, bu durum imar barışında haksızca göz ardı edilmiştir. İmar barışının ne denli yanlış bir karar olduğu 11 ilimizi ve resmî kayıtlara göre 50 binden fazla insanımızın hayatını kaybetmesine neden olan 6 Şubat depreminde de açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Depremde ilk yıkılan yapılar imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi verilen çürük binalardır.'' dedi.