Metnin Türkçe'si haberin altındadır
‘If we want to bring about real change, as Muslims, we must look inwards!’
The protests across the United States in response to the murder of George Floyd have highlighted institutional racism, but as Muslims we must look inwards if we want to bring about real change.
By Dr Afzal Khan, CBE MP Shadow Deputy Leader of House of Commons (UK Parliament),
The murder of George Floyd was truly shocking. Watching footage of his arrest and death has left many feeling hurt, scared, and angry - feelings I share. My thoughts are with all those protestors across America who, in the midst of their grief, are fighting for a better world.
I have received hundreds upon hundreds of emails from my constituents who are outraged at the events unfolding in the US. But this outrage is also accompanied by a fierce desire to address institutional racism here in the UK.
As a British Asian man, I have confronted racism my whole life. It’s hard not to feel hopeless in the face of all we are up against. But seeing people across the world standing in solidarity with protestors in the US and saying enough is enough gives me hope that real change is possible. If not now, when?
However, as a Muslim it is important that we reflect on our own ways and fully embrace what Islam teaches us about racism and discrimination.
Too often, anti-blackness is seen as a ‘Western problem’. But to dismiss it as such is not only ignorant, it is dangerous. The history of anti-blackness and colourism in the Muslim community is real and must be addressed. Racism divides people into ‘us’ and ‘them,’ based one’s colour and caste.
A report published by Public Health England confirms that Britons of colour are at a significantly increased risk of contracting and dying of Covid-19 compared their white counterparts. This report does little more than tell us what we already knew.
The findings in this report do show that socio-economic inequalities transcend colour and caste, it is affecting BAME people as a whole. It is time that we challenge anti-black narratives within our communities and truly follow the Prophet’s teachings on racism.
As the Black Lives Matter protests enter their third week, the silence of our Government is deafening. However, the Muslim community has a moral obligation to speak in defence of human rights, no matter where in the world they are challenged.
The Muslim Council of Britain said it stands in solidarity with anti-racism and police brutality protesters in the US, UK and beyond, pledging to address anti-Black racism within Muslim communities.
As a Muslim I know full well that Islam teaches us tolerance, justice, and equality. Racism in any form is considered unacceptable and wrong. Muslims believe that all people share in a common humanity. They believe that racism, whether as prejudice or discrimination, undermines the dignity of people.
The history of Islam underscores this.
Islam first spread throughout the Middle East absorbing different nationalities, customs, classes, and religions. Later, it spread through Asia, India, Africa and the Balkans. Prejudice and discrimination were not common in Muslim societies due to the diversity of their inhabitants. This tradition of tolerance is therefore reflected in the teachings of Islam.
The Prophet outlined in his last sermon that, “All mankind is from Adam and Eve, an Arab has no superiority over a non-Arab nor a non-Arab has any superiority over an Arab; also a white has no superiority over a black, nor a black has any superiority over a white -except by piety and good action”.
However, prejudice and discrimination do exist in the Muslim world. There is no doubt that the foundation of Islam condemns racism, but what good is it to recite Quran or the Prophet’s sayings, without practising them?
As Muslims, we should know that our fight for justice is meaningless if it does not call for an end to oppression for people of all faiths and races.
***
İSLAM'DA ırkçılık için yer yoktur!
Müslümanlar olarak, ırkçılığa karşı, gerçek bir farklılık yaratmak istiyorsak, evvela kendi içimize bakmalıyız!”
George Floyd'un öldürülmesine yanıt olarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki protestolar kurumsal ırkçılığı vurguladı. Ancak, ırkçılığa karşı, Müslümanlar olarak gerçek bir değişim yaratmak istiyorsak, evvela kendi içimize bakmalıyız.
By Dr Afzal Khan, CBE MP Shadow Deputy Leader of House of Commons (UK Parliament),
George Floyd'un öldürülmesi gerçekten şok ediciydi. Floyd’un tutuklanması ve ölümünün görüntülerini izlemek, insaniyete dair birçok duyguyu incitti, korkuttu ve kızgınlik hissettirdi. Düşüncelerim, Amerika'da, kederlerinin ortasında, daha iyi bir dünya için cabalayan tüm protestocularla...
Elbette, birçoğumuz için, bu olay, ırkçılığa karşı mücadelede bir dönüm noktası gibi hissediyor. Çok fazla zorluk anının geldiğini ve olaylarin, çok az somut değişiklikle ilerlediğini gördük; bu yüzden bu seferki durusun, daha farklı olduğundan emin olmak artık hepimize bağlı.
ABD'de ortaya çıkan olaylarda öfkelenen seçmenlerimden yüzlerce e-posta aldım. Hatta bu öfkeye, İngiltere'de kurumsal ırkçılığa yönelik duran, sert bir istek de eşlik ediyor.
İngiliz vatandaşı Asya’lı bir ‘insan’ olarak, tüm hayatım boyunca ırkçılığa karşı durdum. Karşı karşıya olduğumuz her zorluga dair bazen umutsuz hissetmemek de mumkun degil. Ancak dünyanın dörtbir yanındaki insanların, ABD'deki protestocularla dayanışma içinde olduğunu görmek, gerçek değişimin mümkün olduğunu umudunu aşılıyor.
Hele artık… Şimdi değilse ne zaman?
Ancak bir Müslüman olarak, kendi yollarımız üzerinde düşünmemiz ve İslam'ın ırkçılık ve ayrımcılık hakkında bize öğrettiklerini tamamen benimsememiz de önemlidir.
Çoğu zaman, ırkçılık 'Batı sorunu' olarak görülür. Ancak bunu sadece batıya maletmek sadece cahil değil, hatta tehlikelidir. Müslüman cemaatindeki siyahlık karşıtı ve renkçilik tarihi de gerçektir ve sorunun ciddiyetle ele alınması gerekmektedir. Cunku malesef, Irkçılık, insanları 'biz' ve 'onlar' olarak kişinin renk ve sınıf ayrıma böler.
Halk Sağlığına dair, İngiltere tarafından yayınlanan bir rapor, ‘renk’ İngilizlerin’in beyaz muadillerine kıyasla Covid-19'dan etkilenme ve ölme riskinde önemli bir artış olduğunu doğruladı. Bu rapor bize zaten ne bildiğimizi anlatmaktan çok daha fazlasını ifade etmektedir.
Bu rapordaki bulgular, sosyo-ekonomik eşitsizliklerin renk ve kastın ötesine geçtiğini, konunun, insanları bir bütün olarak etkilediğini gösteriyor.
Dolayısıyla, topluluklarımızdaki kara-siyah anlatılara meydan okuma ve Hz. Peygamberimizin, ırkçılık öğretilerini gerçekten takip etme zamanıdır.
‘Kara Hayat’ protestoları üçüncü haftasına girerken, Hükümetimizin sessizliği sağır edici. Bununla birlikte, Müslüman cemaati, dünyanın neresinde olursa olsun, insan haklarını savunmak için ahlaki bir yükümlülüğe sahiptir.
Elbette, İngiltere Müslüman Konseyi, ABD, İngiltere ve ötesindeki ‘ırkçılık karşıtı ve polis vahşeti karşıtı’ protestocularıyla, dayanışma içinde olduğunu ve Müslüman topluluklardaki Siyah karşıtı ırkçılığa hitap edeceğini söyledi.
Kendim de bir Müslüman olarak, İslam'ın bize hoşgörü, adalet ve eşitliği öğrettiğini çok iyi biliyorum. Dinimizde, herhangi bir biçimde ırkçılık asla kabul edilemez. Müslümanlar, tüm insanların, hayati, ortak bir insanlıkta paylaştıklarına inanır; Irkçılığın, önyargı ya da ayrımcılık olarak, insanların onuruna zarar verdiğine inanır.
İslam tarihi, bunun altını çizmektedir.
İslam ilk olarak Orta Doğu'ya yayılarak farklı milletlere, geleneklere, sınıflara ve inanclara da hakim oldu. Daha sonra Asya, Hindistan, Afrika ve Balkanlar'da yayıldı. Bu sebeple, Müslüman toplumlarda yaşayanların çeşitliliği nedeniyle; önyargı ve ayrımcılık, dinimizde yaygın değildir. Bu hoşgörü geleneği yine ayni nedenle İslam'ın öğretilerine yansır.
Hz. Peygamberimiz son vaazında, “Bütün insanlığın Adem ve Havva'dan geldigi; bir Arap'ın Arap olmayandan hicbir üstünlüğünün -veya Arap olmayanin, bir Araptan hicbir üstünlüğünün- bulunmadığını vurgulamistir. Ayrıca, bir beyazın, siyahtan üstünlüğü de yoktur; ne de siyahın beyazdan üstünlüğü…
Ancak Müslümanlık dünyasında da bazen, malesef, önyargı ve ayrımcılık olabilmektedir. İslam'ın kuruluşunun ırkçılığı kınadığına dair asla şüphe yoktur; Dolayisiyla, Kur'anı', Hz. Peygamberimizin sözlerini uygulamadan okumak ne kadar iyidir ki?
Yani, Müslümanlar olarak, tüm inanç ve ırklardan mevcut biz insanlar için, ayrımcılık ile baskılara son verilmesini gerektirmezsek; özümüzde yeralan adalet mücadelemizin, anlamsız kalacağını da bilmeliyiz.