Her şey sosyal medya üzerinden Panorama program yapımcısı Ömer AĞ hocamızın paylaşımları ile dikkatimi çekmişti aslında. Sonra paylaşımlara, yorumlara ve etkileşimlerde bir hak arama çabasına giren öğretmeleri gördüm. Hak mücadelesi verip ve kazanan bir kardeşiniz olarak bunu yazmak boynumun borcudur dedim. Detaylı bir şekilde araştırıp bu sese vicdan dayanmaz dedim ve başladım BİSMİLLAH demeye buyurun.
PİKTES nedir ve sorun nereden kaynaklanıyor;
Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi Projesi (PIKTES) , Geçici Koruma Altındaki çocukların, Türkiye’deki eğitime erişimlerine katkıda bulunmak amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen bir eğitim projesidir. PIKTES bütçesinin tamamı, Avrupa Birliği tarafından, “Türkiye’deki Mülteciler için Mali Yardım Programı (FRIT)” anlaşması çerçevesinde doğrudan hibe yöntemiyle karşılanmaktadır. 03.10.2016 tarihinde başlatılan Proje, halen ülkemizin 26 ilinde sürdürülmektedir. 2018 yılı Aralık ayında 2. fazına başlayan PIKTES Projesi 2021 yılı Aralık ayına kadar devam edecektir. Umarım bilmeyenler anlamıştır çünkü sorunun kaynağını yazacağım.
Dört yıl önce KPSS puanlarına göre bir sıralamaya tabi tutulup, mülakat ile seçilen, sonrasında güvenlik soruşturması temiz çıkan 5 ayrı branştan 3800 öğretmenin Pandemi sürecinde maalesef mağdur oldular. Onları kendi yerime koyarak EMPATİ kurdum. Aslında taleplerinin çok insani oluşu idi beni onlardan biri yapan. Sadece öğretmenlik yapan bu sessiz çoğunluk öğretmenlik yapmaya devam etmek istiyordu ve seslerinin de gür çıkması gerekiyordu. Bende çorbalarına tuz olmaya karar verdim.
Sn.Bakanım ; Kayıp nesillerin önüne geçebilmek için eğitime yatırım yaşamsal bir önem taşımaktadır. Eğitim, sadece Avrupa’da değil tüm dünyada merkezi bir role sahiptir. Eğitim, çocuk gelişiminin desteklenmesi adına da hayati bir önem taşımaktadır; eğitim yoluyla çocukların topluma olumlu katkılar sağlayabilmesinin de önü açılır.
PİKTES öğretmenleri milli bir iş yapıyorlar, çoğunluğu Suriyeli olan mülteci çocuklara Türkçe öğretiyor. Ayrıca geçici koruma altındaki mültecileri Türk eğitim sistemine entegre etmeye gayret gösteriyorlardı. Bunu yaparken öğretmen oldukları halde özlük haklar bakımından işçi kanununa, disiplin bakımından ise 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre çalışıyorlardı. Ta ki ülkemizde Covid19 vakası görüldükten sonra okulların eğitime ara vermesine kadar.
Sonra ne mi oldu? Covid19 Pandemisinin ortaya çıkardığı olumsuz durumlar sonucunda, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler idari izinli sayılarak uzaktan eğitim faaliyetlerine devam ederken ve maaşlarını alabilmekteyken, PIKTES öğretmenleri de uzaktan eğitim faaliyetlerine devam etmelerine rağmen Nisan ayında zorunlu yıllık izinli sayıldılar. Ayrıca, Mayıs ayı itibariyle 4857 sayılı kanunun 40. Maddesi gereği maaş kesintisi ya da iş akdinin dondurulması ile karşı karşıya kaldılar. Bu sürecin belirsizliği Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ile Milli Eğitim Bakanlığımız arasındaki görüşmelerle neticelendirilecek.
Bu belirsizliğin uzadığı süreçten hiçbir maddi ve manevi zarara uğramadan çıkmaları hususunda devletimizin desteğini bekliyorlar. Büyük Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kudretli ve şefkatli eli onların elini tutsun istiyorlar. Bu konuda tüm Türkiye’nin Ziya Hocası Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk ve öğretmen atamalarında her yıl gerekli tüm imkânları Milli Eğitim Bakanlığı’na sunan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onlara bir çıkış kapısı açması için yakarıyorlar.
Eminim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk ve Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan her öğretmene gösterdiği hassasiyeti onlara da gösterecektir. Yeter ki haykırışlarını duysunlar. Pandemi süreci bittikten sonra ise dört yıllık tecrübelerine istinaden dershane öğretmenleri ve ücretli öğretmenlere kadro verilirken devletimizin uyguladığı yöntemin kendi durumlarına daha kolay uygulanacağını düşünüyor ve bu konuda Bakanımız Sayın Ziya Selçuk ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talep ediyorlar.
Hülasa PİKTES öğretmenleri milli bir görev icra edip, hizmet ederken bunu görmezden gelemedim. Siz okuyucularım da EMPATİ kurup bunu görmezden gelmeyin derim. Bırakalım onlar da var olan görevlerini en iyi şekilde icra etsinler.
Hak olanın adaleti göz önüne koyarak geç olmadan teslim edilmesini talepleridir.
Sonraki yazılarda görüşmek ümidiyle.