Alman Yeşiller Partisi resmen kafayı kırdı. Bolivarcı Sosyalist Venezuela'yı kurmak için kelle koltukta mücadele eden devlet başkanı Nicolas Maduro için "Diktatör" iddiasıyla uluslararası izolasyan talebinde bulunmuşlar. ABD'nin İkinci dünya savaşı sonrası Alman Solunu nasıl devşirdiği sonun da gün yüzüne çıktı. Bu iddia elbette Alman kamuoyu için yabancı değil de bizim için çok yeni. Zaten 12 Eylül darbesinden kaçan solcu amca ve teyzelerin Sovyetler dururken (ve/veya Sosyalist Pakta üye ülkeler) Almanya, Fransa ve benzeri kapitalist ülkelerden sığınma hakkı alıp (ki bir devrimci için en büyük ayıptır SIĞINTI olmak) Türkiye karşıtı her eylemde başrolü oynayarak bize demokrasi dersi vermesi acınası bir güldürür -ki buna trajikomik de diyor entel saftirikler-.
Kendi kültürünü reddederek başka bir kültüre yaranma çabasındakilerin ele başı durumunda ki Alman Yeşillerin eş başkanı Cem Özdemir bu konu da tek kelime edemedi. Nicolas Maduro'ya diktatör demek en hafif tabiriyle LİBERAL EMPARYALİST YAVŞAKLIKTIR.
Lakin beni şaşırtan dün Avazturk'te manşet yaptığımız Sola temayüllü basının tavrıdır. Zihni abi (Çakir) ile konuşurken bu haberin başlığı ne olmalı diye, sonunda "Basının Soluna Felç İndi" cümlesinde karar kıldık. Birgün, Odatv, Evrensel ve Cumhuriyet resmen sol kulağının üstüne yattı. Çünkü gün gelirde desteklerine ihtiyaç olursa kulaklarını çektirmek zorunda kalmamalılar...
DEVRİMCİ ile SIĞINTI ile arasında ki farkta tam olarak budur... Arkadaşları vuruşurken Samanlığı Seyran Eden Ertuğrul Kürkçü'nün, 12 Eylülde yanlışlıkla (!) tahliye edilip yıllarca Almanya'da tedrisattan geçip sonra ayağının tozuyla çevre meselelerine dalarak birden Bergama Aslanı kesilerek Alman Vakıflarıyla birlikte Necip Hablemitoğlu'na karşı savaşan Aydın Engin’in, yıllarca çalıştığı gazetenin PKK ile uyumundan habersiz olduğunu söyleyen 70'in de ki Necmiye Alpay ve diğerleri Devrimci çürümüşlüğün en somut örnekleridir. Artık 70'inde olan birisi için dik durmaktan ne zarar gelir, zaten ne düğünün kalmış ne bayramın! Ama o de ne, Devrimci Nine hakimi görünce aynen tornistan. Ve elbette sağından soluna kadar her gazete ve köşe yazarı, bu isimler için tutuksuz yargılanmalıdır diye feveran ediyor! Aynen katılıyorum. Tutuksuz yargılanmalılar, çünkü bu ve daha fazlası devrim tarihinde vicdanen idama mahkum edilmiş işbirlikçilerdir.
Peki içinde bu kadar işbirlikçi, dönek ve sülük olan Sol Basının Maduro'yu sahiplenmesi, söz konusu olabilir mi?