Stresle mücadele başarısı, stresi anlamakla başlar

Stres kavramı, en basite indirgenebilir açıklamasıyla “bireyin kontrol edemediği psikolojik bir güç” olarak tanımlanabilinir ve sözkonusu tecrübe, şahıs üzerinde duygusal bir çatışma ile sonuçlanır.

Duygusal çatışma, bedenin psikolojik ve fiziksel denge durumunun değişmesine yol açar ve vaziyet malesef, vücutta da yapısal istikrarsızlığa sebep olur.

 

Bireyin yaşamı boyunca tecrübe edebileceği pekçok farklı stres çeşidi mevcuttur; bununla beraber stres uyarımı bağlamında en yaygın tetikleyiciler aşağıdaki gibidir:

~ Günlük yaşamda karşılaşılan olağandışı veya felaket durumlarını içeren olaylar.

~ Kişinin günlük rutini ve olayları sırasında ortaya çıkan hafif stres. Ornegin, işe ya da okula gitmek gibi; araba sürmek; akraba, arkadaş veya iş ortaklarıyla yapılan tartışmalar gibi...

Öte yandan orta stres, genellikle evlilik, boşanma, doğum, tanıdıkların ölümü; işte terfi etme veya rutbede indirgenme; bir yarışmada veya sınavda başarısız olma gibi koşulların değişmesi sırasında yaşanabilir.

~ Savaş, doğal afet, cok sevilen bir sahsin ölümü gibi felaket durumlarında ise şiddetli stres yaşanması mümkündür ve durum, pekçok şahıs üzerinde yoğun bir baskı yaratabilmektedir.

~ Genel Stres, diğer taraftan, organizmanın kendini vaziyete tamamen ayarlayamadığı ve vaziyetin vücut için fiziksel bozukluk yaratmasıyla sonuçlanabileceği; daha yüzeysel kapsamlı değişiklikler yaratan, spesifik olmayan yaşam olayı olarak tanımlanabilinir.

~ Spesifik Stres, belirli bir şahısta, belirgin bir rahatsızlığa neden olan spesifik bir bilinçdışı çatışması olarak özetlenebilir ki malum vaziyet, şahısta psikosomatik bozukluğun gelişmesine yol açabilir. Örneğin, bilinçsiz bağımlılık ihtiyacı veya peptik ülsere yatkınlık gibi…

 

Psikosomatik Bozukluk ve Stres:

Psikosomatik etki, şahsın hem bedeni hem de zihni vaziyetini kapsamaktadır. Bununla bağlantılı olarak, Psikosomatik Bozukluk, bedensel bir hastalığın etiyolojisinde yeralan, psikolojik ve sosyal faktörlerin katkıda bulunduğu bir durumdur. Bahsi edilen durum, çoğunlukla bireyin yoğun duygularından ya da o dönemdeki stresinden kaynaklanan, çeşitli fiziksel belirtiler izleyerek de başlayabilmektedir.

Stresin, bireyde psikolojik ve fizyolojik değişikliklere yol açtığını hatırlatmak önemlidir; çünkü stres, rahatsız edilmiş psikolojik/fizyolojik homeostaz durumu yaratmaktadır. Aynı anda, rahatsız edilen psikolojik homeostaz, kişinin fizyolojik savunma mekanizmaları tarafından ayarlanmaktadır; ki rahatsız edildiğinde, özel ayar anatomik olarak hormonal sistemde bir uyarılma durumuna yol açar ve işleyiş neticesinde vücudun hedeflenen organının sağlık durumu değişir.

 

Psikosomatik Bozuklukların Sınıflandırılması:

Psikosomatik bozukluklar vücudun işleyiş sistemlerine göre sınıflandırılırken, aşağıda örneği sunulan bazı bozukluklar, bu özel durumun ana kategorileri arasında görülebilinir:

• Gastrointestinal Bozukluklar: Peptik ülser, irritabl kolon, ülseratif kolit.

• Solunumsal Bozukluklar: Saman nezlesi, bronşiyal astım.

• Kardiyovasküler Bozukluklar: Hipertansiyon, hipotansiyon, koroner arter hastalığı.

• Cilt Bozuklukları: Aşırı terleme, sedef hastalığı; solgunluk, kızarma ve rosacea; akne vulgaris, sebore dermatitis vb...

• Endokrin Bozuklukları: Tirotoksikoz, diabetes mellitus.

~Genital Bozukluklar: İktidarsızlık ve soğukluk; adet öncesi sendromu; menstrüel bozukluklar; menopoz.

~Kas-iskelet sistemi bozuklukları: Kas ağrısı sendromları (baş ağrısı, sırt ağrısı), romatoid artrit.

~Sınıflandırılamayan diğer bazı bozukluklar: Anoreksiya nervoza; obezite; migren; alerjik ve otoimmün hastalıklar.

 

Psikosomatik Bozukluk ve Duygusal Uyarılma:

Duygusal uyarılma, etkilediği şahıs üzerinde duygusal, davranışsal, psikolojik ve fizyolojik değişikliklere yol açar. Duygusal uyarılmanın neden olduğu değişiklikleri tanımlamak için, en yaygın kategorileri aşağıdaki gibi sıralamaya değecektir:

a) Otomatik Değişiklikler: Otomatik sinir sisteminin hem sempatik hem de parasempatik bölünmelerinde ortaya çıkan aşırı bir aktivitedir. Otomatik işlev bozukluğu vücudun organlarındaki fizyolojik ve yapısal değişikliklere yol açar.

Sempatik aşırı aktivite, hipertansiyon veya migren için bir örnek olarak; ve parasempatik aşırı aktivitesi için peptik ülser veya bronşiyal astım belirtilebilir.

b) Endokrin Değişiklikleri:

* Hipotalamus-hipofizer aks tarafından kontrol edilir ve kortikosteroid sekresyonunun yanı sıra ACTH'de artış (adrenokortikotropik hormon, normal olarak hipofiz bezi tarafından üretilen bir hormon ve bazen artrit ve diğer bozukluklar için tedavi olarak alınır) içerir.

* Adrenalin üretiminde artış.

* Tiroidde hiper fonksiyon ve hipofiz-gonad ilişkisinde değişiklik.

c) Bağışıklık ya baskılama ya da iyileştirme olarak değişir: Otonom ve nöroendokrin sistemlerde fizyolojik değişiklikler, psikosomatik bozukluğu üretmek için vücudun belirli bir organına odaklanır.

 

Tedavi Secenekleri:

Stres, dolayısıyla psikosomatik bozukluğun tedavisi asla imkansız değildir. Her şeyden önce, semptomdan etkilenenler için olumlu, gelişmeye açık bir tavır yürütülmesi ve bu semptomun hangi aşamasında bulunuldugu farketmeksizin, gerekirse tıbbi bir yardım alınması çok önemlidir.

Psikosomatik bozuklukların hafif tecrube edilir safhaları sırasında, ‘psikoterapi -bilişsel davranışçı terapisi’ gibi adimlar, strese neden olan bazı temel katkı maddelerinin hafifletilmesinde çok etkili olduğunu kanıtlayacaktır.

 

Kısacası, sorunların arkasına saklanarak, zorlukların yarattığı stresi -ve stresle bağlantılı yukarıda açıkladığımız bazı rahatsızlıkları- içimize atmak yerine, vaziyeti -gerekirse, dost veya konu uzmanları desteğine de dayanarak- analiz etmeli; meselenin kaynağını anlamaya çalışmalı ve mevzuya sağlıklı bir çözüm yolu bulabilme doğrultusuna odaklanmalıyız. Çünkü hayat, sorunlara takılarak, kendimize ve çevremizdekilere zarar vermekten ibaret değil; ama sağlık ve mutluluk ilkelerini takip ederek, geleceğe doğru ilerlemekten ibaret kılınmalıdır.

 

Sağlık Haberleri