Bu gün yarın derken yazılara epey ara verdiğimi fark ettim. Gerçi gündem ara vermeyi bırakın, soluk almağa izin vermeksizin akıp gidiyor. Hatta pek çok sorun kuyruğa girecek de sıranın sonunu bekliyor gibi. O zaman sondan başlayalım. Bir kaç gündür dikkatimi çeken Cumhurbaşkanlığının hazırlattığı 15 temmuz afişleri eminim size de biraz acayip gelmiştir.
Afişlere baktığımda bu süreci idare edenlerin içinde bulunduğu çatışmayı daha iyi anladım. Subliminal cahilliklerini, sadece bir kaç cümleyi bile doğru yazamayacak kadar edebi kültürden bi’haber olmalarını ve daha nice hatayı bir afişte toplayabilmiş olmalarını bir kenara bırakın 80 model ideolojik körlük içinde boğulup kalmışlar. Aşağıda ki Kuzey Kore’nin propaganda afişi ve 15 temmuz afişlerini gördüğümde bunlar Kuzey Kore’den proje yöneticisi mi transfer ettiler diye düşünmedim değil.
50’li lerde başlayan bu furya benim bildiğim Batı da 90’lar da bitti ama bizde hala devam ediyormuş. Teknik değerlendirmeyi bir kenara bırakıp olayın duygusal boyutuna geçeyim.
Subliminal Cahiller;
Siz ki bu afişleri tasarlarken ya da onaylarken belki provokasyon amaçladınız belki de sırf beceriksizliğinizin kurbanı oldunuz. Daha beter cümleler de kurardım da, Zihni (Çakır) abinin başına yeterince dert açtığım için bu yazıyı biraz seyreltip vereceğim size, böylece baş dönmesi ve mide bulantısı gibi yan etkilerini daha az hissedeceksiniz.
Şimdi tasarlayan ve onaylayan Subliman cahiller devamının altını çizerek okusun.
Ben, o gece Genelkurmay Başkanlığının önünde ki eylemlerdeydim. Sizin bilmediğiniz, görmediğiniz daha açık yazayım bir deliğe girip saklandığınız gece ben, bir avuç insanın içinde bir mücadelenin parçasıydım. Neler olduğunu tekrar tekrar anlatmağa gerek yok, yaşayan, yaşamayan herkes o geceyi anlattı durdu! Ama sizin (tasarlayan/onaylayan) anlamadığınız şu, siz saklanırken biz mermiye kafa atıyorduk lakin hiç bir şekilde bu işin mümessili kahraman askerimiz değildi. Kandırılanlar, göz yumanlar o bombaların, mermilerin kafamızdan aşağı yağmasına vesile oldu.
Bu güne kadar da kandırıldık/aldatıldık başlıklı ilenmelere elimden geldiğince saygı gösterip, FETÖ illetiyle mücadele sürecinde yıpratıcı olmamak için sabırlı olmağa çalıştım.
Ama artık yeter... FETÖ ile mücadele edeceksiniz diye sabrımızı zorlamanızın, cahilliğinizi pazarlamanızında bir sınırı vardır...
80 model subliminal cahil misiniz, kamuoyu provokatörümü anlamadım gitti! Ya da meşhur bir Ankara deyimiyle açıklık getireyim, “Neyin kafasını yaşıyorsunuz!”