Suud Krala fötr şapka

Sosyolog / BETÜL BAYKAL DİNÇ

Dünya büyük bir savaşa gebe.

Ancak nereden ve nasıl başlayacağı henüz tam kestirilemiyor.

Her yerde bir kargaşa ortamı hakim, herkes bir plan peşinde…

 

Dünyadaki savaşlar, verilen mücadeleler ne için? 

Elbette iktidar olmak ve dünyaya hükmetmek için… 

Her şey anlaşılır açık ve net! 

Türkiye parçalanacak, 

Ekonomik anlamda zayıflayacak, 

Terör ve acıyı iliklerine kadar yaşayacak ve bir daha ayağa kalkamayacak. 

Büyük İsrail kurulacak,

Mezhep savaşları başlayacak,

Ortadoğu savaşların merkezi,

Paramparça edilmiş devletler,

Viraneye dönmüş şehirler, bir lokmaya muhtaç olmuş milletler, birbirlerine kan davalı olmuş aşiretler…

Dünya birbirine girerken,

*

“ARAP BAHARI “ (al-tın) vuruşlarla son bulurken,

*

AVRUPA BAHARI başlarken,

*

Yeni “SIZINTI”lar dünya ile paylaşılırken,

*

Dünya geniş çaplı üçüncü paylaşım savaşının içinden geçerken, önümüzdeki birkaç ayda tüm bölgede temelden ve artçı sarsıntılarla sallanacak gibi…

Suudların ılımlı İslam açıklaması,

Hariri’nin istifası,

İsrail’in İran’a pabuç bırakmam ihtarı,

ABD’de Teksas katliamı,

Birinci Dünya Savaşı sonrası Ortadoğu’da suni sınırlar ile kurulan Suudi Arabistan o yıllarda sadece varoluş mücadelesi verirken, 1930’larda bulunan petrol ile küresellerin gözdesi haline gelmişti.

Ortadoğu coğrafyasında yaşanan sıcak krizler, son on yılda yaşanan büyük dönüşümler, Irak’ın işgali, İsrail’in Lübnan ve Filistin’de süregelen saldırıları, Arap Baharı süreci ile birlikte Tunus, Mısır, Libya ve Yemen gibi ülkelerde yaşananlar, Suriye’de katliama dönüşen iç savaş, İran ve son olarak Suudi Arabistan yaşadığımız coğrafyadaki hızlı dönüşümün dışa yansımalardı.

Vatikan’ın üçüncü bin hayali için heyecanlı prensler bulunmaz bir nimetti.

Üçüncü bin yılda hedefte Ortadoğu ve Orta Asya vardı.

Sinsi bir misyonerlik dalgası ILIMLI İSLAM adı altında pazarlanacaktı.

Ortodoğu’da kartlar yeniden dağıtılırken…

ABD Suriye bozgununu intikamını almak istiyor.

İngiltere kendisini yeni bir düzene monte etmenin peşinde yeni bir yol arıyor.

Suudi Arabistan’da bizzat kral tarafından yürütülen operasyon var, bir çeşit ön alma operasyonu gerçekleşiyor.

Hanedanın “din elden gidiyor” diyerek yönetime el koymasının önlenmesi amaçlanıyor.

Şu anda çıkıntılık yapanların veya yapma ihtimali olanların önü kesiliyor.

Suudi Arabistan’da prenslerin izini sürerseniz sokağın sonunun İsrail’e, Vatikan’a ve Birmingham’a çıktığını görürsünüz.

FETO projesi tutmayınca, dün radikallere payanda görevi verdikleri çıkıntı ve sızıntılar bugün vehabilik üzerinden İslami ılıtarak siyasi niteliğini iğdiş etmenin yeni yöntem ve tekniklerini deniyorlar.

Bir not daha: Osmanlı döneminde, Yahudi ve Hıristiyan kökenli gizli örgüt Milletin inancını bozmak üzere bazı tarikat ve cemaatleri ele geçirirken bir taraftan da devlet idaresine kendi adamlarını yerleştirmiştir.

Osmanlı döneminde cizyesini ve ödeyen ve önemli makamlara gelen Yahudiler 1492 yılında İspanya’dan kovulup, Osmanlıya sığındıktan sonra örgütlenmiş ve yaklaşık elli yıl sonra gittikçe devlette söz sahibi olmaya başlamışlardır.

Devlet yönetiminde ağırlıkları artan Yahudiler, Osmanlı rejiminin değişmesinden, padişahın görevinden azline kadar en etkin rolü oynamış, Osmanlıya fötr şapka takmışlardır.    

Yani anlayacağınız yüz yıl önce Osmanlıya taktıkları fötr şapkayı

Bugün küresel efendiler Suudi Arabistan’a takıyor.