VIII. Henry'nin ilk çocuğu, Tudor Hanedanı'nın Jane Grey'den sonra ve I. Elizabeth'ten önce gelen hükümdarı olan Mary, İngiltere'nin dinini kısa bir süreliğine Roma Katolikliğine geri döndürmesiyle ve idam kararlarıyla hatırlanıyor. Tarihe "Mary'nin zulmü" olarak geçen dönemde çok sayıda Protestan lider idam edilmişti. Bu nedenle ismi "Bloody Mary" (Kanlı Mary) olarak da biliniyor. Bu dönemde ülkenin ileri gelenlerinden 800 kadar zengin Protestan sürgüne gitmeyi tercih edip ülkeyi terk etmişti. 1553 yılında 37 yaşındayken tahta geçen I. Mary beş yıl hüküm sürdükten sonra 1558 yılında kanserden öldü. Ölümünden sonra tahta geçen I. Elizabeth'le İngiltere yeniden Protestanlığa dönüş yaptı..
210
"Çalı katilleri" olarak anılan Myra Hindley ve sevgilisi Ian Brady ‹ngiltere'nin en çok nefret edilen çifti. Myra Hindley normal bir çocukluk geçirmişti ve kendini seven ve üzerine titreyen bir ailesi vardı. 17 yaşında okulu bırakıp dans derslerine başladı. İşte bu yıllarda içindeki canavar ruhu ortaya çıkaran Ian Brady ile tanıştı ve birlikte yaşamaya başladılar. Ian, Myra'yı, Hitler tayfasından Rudolf Hess'in anısına "Hessie" diye çağırıyordu. Komşuları çiftin Alman marşlarını ve Hitler'in nutuklarını dinlediğini söylüyordu. Ian ve Myra silah talimi yapıyor, birbirlerinin çıplak fotoğraflarını çekiyor ve ufak hırsızlıklar yapıyorlardı. Büyük bir banka soygunu yapma planları zamanla mükemmel bir cinayet işleme arzusuna dönüşmüştü..
310
1451 yılında doğmuş, 1504 yılında ölmüştür.İspanya kraliçesi I. Isabella Kristof Kolomb'un hamisi olarak da biliniyor. Onun talebi üzerine İspanyol engizisyonunda din temelli temizlik politikası başlatılmıştı. 31 Mart 1492'de Yahudilerin ve Müslümanların sınır dışı edilmesini öngören Elhamra Kararnamesi yürürlüğe girdi. Yaklaşık 200 bin kişi İspanya'dan kovuldu. Kalanlar da din değiştirmeye zorlandı. Fakat büyük bir bölümü Isabella'nın emriyle engizisyon tarafından idam edilmişti. 1974'te Papa VI. Paul I. Isabella'nın kutsanmasını talep etti ve Isabella'nın azize ilan edilmesini sağladı. Terör örgütü El Kaide'nin lideri Usame Bin Ladin ise, İspanya'da yapılan bir saldırıdan sonra Kraliçe Isabella'nın İspanya'daki Müslümanları öldürüşünü ve sürgüne göndermesini unutmadıklarını ve bunun intikamını alacaklarını söylemişti. Satrançta vezir olarak bilinen taşın İngilizce adı olan "queen" de Isabella'yı simgeliyordu..
410
'Ölüm Meleği' lakaplı Beverly Gail Allitt 1991 yılında pediatri hemşiresi olarak çalıştığı çocuk yurdundaki dört çocuğu öldürmekten, beşini de yaralamaktan tutuklanmıştır.Kullandığı cinayet yöntemi çocuğa insülin veya potasyum enjekte ederek kal krizi geçirmesine neden olmaktı.Bu maddeleri bulamadığında da çocuğu boğuyordu.Allitt su.u mahkemeye çıkmadan önce 58 günlük bir sürede çoğu 2 yaşında olan 13 çocuğa saldırdı ve dördünü öldürmeyi başardı..
510
20. yüzyılın başında Indiana'da bir çiftlikte yaşayan, ve 3'ü kendi çocuğu ,14 kişinin ölümünden sorumlu kadın seri katil. Amerika'ya esasen Norveç'ten gelen bir göçmen olup, 3 çocuğu dışındaki kurbanlarını para için öldürmüştür.Şöyle bir sistem geliştirmiştir; ilk önce gazeteye yalnızlık çeken Norveçli bir göçmen olduğu, ve evlenmek için - tercihen norveçli - bir koca adayı aradığına dair bir ilan verir,daha sonra parasıyla beraber gelen ilk norveçli ile evlenir..
610
1832-1873 yılları arasında yaşayan Mary Ann Cotton, para için öldüren bir başka ABD'li seri katildi. 20 yaşında evlendiği William Mowbray'le başladığı cinayet kariyeri, ailenin diğer üyeleri ve kendi çocuklarıyla devam etti. Genellikle zehirleyerek öldürüyordu..
710
Siyasi suçlu hapishaneleri'nin komutanı Karl Otto Koch'un eşi. Buchenwald Toplama Kampı'nda mahkumlara karşı sadist davranışları ve acımasızlığından dolayı Buchenwald Cadısı olarak ünlenmiştir. Dövmeli vücutlara düşkünlüğü ile tanınan Ilse Koch öldürttüğü esirlerin derilerindeki dövmeleri kesip (bazen de derileri kendisi süsleyip) çanta, eldiven, gece lambası, hatta işlemeli iç çamaşırı yapmıştır. Sachsenhausen Toplama Kampında gardiyan ve sekreter olarak çalıştı. 50 bin cinayetten sorumlu olduğu gerekçesi ile ömür boyu hapis cezası verilmiştir. Eylül 1967'de hücresinde demir parmaklığa bağladığı çarşaf ile kendini asarak intihar etti..
810
II. Dünya Savaşı sırasında Ravensbrück toplama kampı, Auschwitz toplama kampı ve Bergen-Belsen toplama kamplarında yaklaşık 30.000 kadın çalışanın sorumlusuydu. Irma Grese küçükken annesini intihar etmesinden dolayı kaybetmiştir. Okuduğu okulunu bırakmış ve hemşire olmak istemiş fakat olamamıştır. II. Dünya Savaşı sırasında Nazi toplama kamplarına gardiyan olarak çalışmak için gitmiştir. Savaştan sonra Almanya yenilmiş; Grese ve bir avuç SS subayı kaçmak yerine kampta kalmayı tercih etmişlerdir. Toplama kamplarında işkence, zevk için öldürme, aç köpekleri insanlara saldırtma gibi suçlamalarla yargılanmakla beraber binlerce insanın gaz odalarına gitmesinden sorumlu tutulmuştur. Mahkemedeki yargılanma sırasında kampın komutanı Josef Kramer'den sonra en çok ilgiyi Grese çekmiştir. İşlediği savaş suçlarından dolayı idama mahkum olmuş, celladın yanlış hesaplamasından dolayı idam sehbasından düştüğü anda boynu kırılmamış, 3 dakika boyunca yavaş yavaş boğularak ölmüştür..
910
1956 doğumlu Knight, Avustralya tarihine ömür boyu hapse mahkum edilen ilk kadın olarak geçti. Eski kocalarını ve çocuklarını önce işkence edip, ardından bıçaklamak suretiyle öldürdü. Hatta kimi organlarını pişirip yedi..
1010
Macaristan asıllı seri katil. Báthory, kendinden "Kanlı Kontes" olarak bahsettirmiştir. Kocası öldükten sonra büyücülükle uğraşmaya başlamıştır. At ve türevleri hayvanların kurban edildiği ayinlere katıldığı da söylenmektedir. 40 yaşına geldiğinde, yaşlanıp güzelliğini kaybedeceği telaşına düşen "Kanlı Kontes", birgün hizmetkarı olan genç bir kızın saçlarını tararken canını acıtması üzerine ona öyle bir tokat atmıştır ki, genç kızın yüzünden düşen bir damla kan Kontes'in ellerine dökülmüştür. Kontes bu kanla, kızın gençliğini ve güzelliğini aldığını zannetmiş ve uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir küvete doldurtup "kan banyosu" yapmıştır. Sonrasında iyice yoldan çıkan Kontes, 612 bakire kızı kaçırtıp, bu kızlara tepesinden asılı bir kafeste, işkence çektirmiş; kafesten akan kanlarla ise duş almıştır. Yaptıkları anlaşılan Báthory hücreye kapatılmış, 1614 yılında ise hücresinde ölü olarak bulunmuştur. Şizofreni hastasıdır.Aynı zamanda Bram Stoker'in Dracula isimli romanının,III. Vlad'dan sonraki en büyük esin kaynaklarından birisidir..