Tüm insanlığa biraz merhamet!

Sosyolog / BETÜL BAYKAL DİNÇ

İnsan uygar topluma geçiş ile birlikte güvenlik içinde yaşamak için sadece dürtülerinden değil aynı zamanda merhametinden de vazgeçmek zorunda kalmıştır.

Varlığa gelmiş her türlü madde ve ruhu anlaşılabilir kılmak, zihinlerimizde bir anlam kazandırabilmek için bir oyana bir bu yana koşuşturup duruyoruz.

Kendini ve ötekini anlamaya çalışan (BİZ) insanoğlu…

 

Bu ülkede cehaleti yenemedik.

*

Kim ne derse desin, feodaliteyi yıkamadık.

*

Yetmiş iki millete bir gözle bakamadık.

*

Karunları ve nemrutları öldüremedik.

*

Kusura bakmayın, “ÖNCE LİYAKAT VE EHLİYET “ diyemedik.

*

Takva yarışında olamadık.

*

Tarihten dersler, ibretler alamadık.

*

Yusuf Kıssasını okumadık.

*

Devamlı “Vay nefsim, vay ben… dedik.

*

Sözde kaldık, özümüze dönemedik.

*

Şefkati, muhabbeti, sevgiyi, saygıyı, merhameti öğrenemedik, öğretemedik.

*

Hep ben dedik

*

Can taşıyan bir varlık olarak insan, evrendeki candan sorumludur.

Can taşımak, içinde candaşlarını taşımaktır.

İnsan eksik bir varlıktır. Sürekli geliştirmeye çalışsa da bilgisi hep eksiktir.

Gerçekleştirdiği bilimle, okuduğu ilimle ulaştığı bilgi sınırlıdır.

Eksiktir can, bunun için öbür canlara ihtiyacı vardır. Bir can olabilen insan, can olduğunu da unutmuştur.

Merhamet sessizdir, ılıktır, kişiseldir, içinizde yaşarsınız.

Varlığı da ağlatır bazen yokluğu da, sevgiyi bilmenin aynasıdır aslında.

 Ruh merhametle şahlanır, merhametle sevebilir.

EN ÇİRKİN MERHAMET HEDEFİNİ ŞAŞIRANDIR…demiş ya hani PEYAMİ SAFA..

İnsan sadece yaptıkları ile değil, yapmadıkları ile de merhametli olur aslında, sessiz bir tarafıdır insanın, yani bağıra çağıra, kendini öne atarak yapılan yardımlar ve gösterilen sevgiler insanı merhametli yapmaz.

Başkasını alçaltmadan yapılan iyiliktir,

İnsanın özüne duyulan hürmettir,

Merhamet; bireysel ve toplumsal etkileşimlerimizi kolaylaştırarak biz olmayı sağlar, insan olduğumuzu hatırlatır.

Kendi farklılıklarımızı görerek, ötekinin de farklı olabileceğini gösterir.

MERHAMET…

Cana katkıdır, insanlaşma çabasıdır.

Bir varoluş biçimi, kendini yaradana teslim etmedir.

Yalnızca acı çeken, hırpalanan varlığa acıma değil, duygudaşlıktır.

Sarıp sarmalama, sıcaklık, anlayış, bencilliğimizi aştıkça kök salan en insani duygudur.

Bazen zaman ayırmak, bazen elinden tutmak, yeri gelince başkasının çarığını giyebilmek, bir denge, bir kabullenme halidir.

Erdem sofrasında ki en güzel duygudur MERHAMET!

Hayat…

Değerler alışverişinin yapıldığı bir pazar yeri gibi,

Kendimizce değerli bulduğumuz şeyleri elde etmek için, kendi değerlerimizden veriyoruz.

Her geçen gün insanlığımızdan biraz daha kaybediyoruz.

İnsanlığın  ve dünyanın fena halde merhamete ihtiyacı var.

Yeni bir yıla girerken…

CAN OLMA YOLCULUĞUNDA İNSANLARDAN İSTİRHAMIMDIR.

MERHAMETE MERHAMET EDİNİZ…

Efendim…

İyi Seneler...