Türkiye, 28 Mayıs 2023’te yapılan seçimlerden sonra ekonomik olarak zor bir döneme girdi. Seçim vaatleri nedeniyle bütçe açığı arttı, vergiler yükseltildi, enflasyon ve döviz kuru yükseldi, işsizlik ve yoksulluk arttı. Bu makalede, Türkiye’nin ekonomik durumunu, seçim vaatlerinin etkilerini, vergi artışlarının nedenlerini ve sonuçlarını, sosyal yardımların durumunu ve işsizlik sorununu ele alacağız.
Seçim Vaatleri ve Bütçe Açığı
Seçimlerden önce, iktidar partisi emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesi yapmıştı. Seçimlerden sonra ise, en düşük memur aile geliri 22 bin liraya çıkartıldı. Bu vaatlerin maliyeti bütçeye yansıdı. Bütçe açığı 6 ayın sonunda 483 milyar lira oldu. Bu rakam, 2022 yılında 389 milyar lira olan bütçe açığının yüzde 24 arttığını gösteriyor.
Bütçe açığını finanse etmek için devlet borçlanmaya devam etti. Devlet iç borcunun stoku Haziran 2023’te 2 trilyon 700 milyar liraya ulaştı. Devlet dış borcunun stoku ise Mart 2023’te 178 milyar dolara yükseldi. Devlet borcunun milli gelire oranı ise yüzde 40’ın üzerine çıktı.
Vergi Artışları ve Enflasyon
Bütçe açığını kapatmak için vergi artışlarına gidildi. Önce harçlar, şans oyunları vergisi ve motorlu taşıtlar vergisi artırıldı. Sonra katma değer vergisi oranları yüzde 8 olanlara yüzde 18, yüzde 18 olanlara da yüzde 20 olarak yükseltildi. Bu vergi artışları mal ve hizmet fiyatlarını yukarı çekti.
Enflasyon oranı Haziran 2023’te yüzde 58’e fırladı. Gıda fiyatlarındaki artış enflasyonu tetikledi. Gıda enflasyonu Temmuz ayında yüzde 70’i aştı. Akaryakıt fiyatları da ÖTV artışının etkisiyle rekor seviyeye çıktı. Benzinin litresi 37 lirayı geçti.
Enflasyonun yükselmesi döviz kurunu da etkiledi. Dolar kuru Temmuz ayında 27 lirayı aştı. Euro kuru ise 30 lirayı geçti. Döviz kurundaki artış ithalat maliyetlerini ve cari açığı arttırdı. Cari açık Haziran ayında 8 milyar dolara çıkarak rekor kırdı.
Sosyal Yardımlar ve İşsizlik
Ekonomik krizin etkisiyle yoksulluk ve işsizlik arttı. Türkiye’de 86 milyon insan yaşıyor. 15 yaş üstü çalışabilir nüfus 65 milyon. Ancak, sadece 31 milyon kişi çalışıyor. İşsizlik oranı TÜİK verilerine göre geçen ay yüzde 9,6’ya yükseldi.
Devletten sosyal yardım alabilmek için hane içinde kişi başına düşen aylık geliri net asgari ücretin 1/3’ünden (2023 yılı için 3.800,78 TL) az olması gerekiyor. Bu durumda olan 10 milyon insan var. Bu insanların 3 milyonu emekli. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına devletten sosyal yardım almak için başvuranların sayısı ise 20 milyonu buldu.
Devletin sosyal yardım bütçesi ise yetersiz kaldı. Devlet, sosyal yardım alanlara aylık ortalama 1.400 TL veriyor. Bu rakam, asgari geçim haddinin çok altında kalıyor. Sosyal yardım alanların çoğu yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Sonuç
Türkiye, seçim vaatleri, vergi artışları, enflasyon, döviz kuru, sosyal yardımlar ve işsizlik sorunlarıyla boğuşuyor. Ekonomik krizin çözümü için rasyonel politikalar uygulanması gerekiyor. Ancak, iktidar partisi ve Merkez Bankası arasında faiz politikası konusunda anlaşmazlık var. Merkez Bankası Başkanı, politika faizinin yüzde 17.5 olduğu bir ortamda enflasyonun yüzde 58’e çıkmasının rasyonel olmadığını söyledi.