Türkiye'nin İsrail'le Gizli Dansı: Savaşın Göbeğinde İthalat Patlaması!

Kasım ayında Gazze'de çatışmaların şiddetlendiği bir dönemde, Türkiye'nin İsrail'den ithalatı yüzde 60 oranında arttı. Bu durum, Türkiye'nin dış politika ve ekonomik tercihleri arasındaki çelişkiyi gözler önüne seriyor.

Gözler, Gazze Şeridi'nde yaşanan vahşetin yarattığı insani krize çevrilmişken, Türkiye'nin İsrail'le olan ekonomik ilişkileri, beklenmedik bir gerçeği ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre, Kasım 2023'te, savaşın en şiddetli olduğu ayda, Türkiye'nin İsrail'den ithalatı yüzde 60 artış gösterdi.

Bu durum, Türkiye'nin dış politika ve ekonomik tercihleri arasındaki çelişkiyi açıkça gözler önüne seriyor. İsrail ordusunun, 7 Ekim'den itibaren Gazze Şeridi'nde yaklaşık 30 bin noktaya saldırı düzenlediği ve bu saldırılarda 23 bin 968 Filistinli'nin öldüğü, 60 bin 582 kişinin yaralandığı belirtiliyor. Bu vahşet karşısında Türkiye'de protesto gösterileri ve ABD ile İsrail ürünlerine karşı boykot kampanyaları düzenlendi. Ancak ekonomik veriler, Türkiye'nin İsrail'e karşı ekonomik açıdan tepki göstermediğini, hatta aksine ithalatını artırdığını gösteriyor.

Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, "Bir yandan siyasetçilerden sokaktaki vatandaşa kadar İsrail’e karşı esip gürleyelim, sonra da savaşın en şiddetli zamanında İsrail’den görece en yüksek ithalatı yapalım! Ne güzel protesto(!) değil mi?" diye eleştiriyor. Kasım ayında Türkiye'nin İsrail'e 301 milyon dolarlık ihracat yaparken, 128 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdiğini belirten Aktaş, ithalatın ihracata oranının yüzde 42.4 olduğunu vurguluyor. Bu oran, geçen yılın on bir aylık verilerine göre, yüzde 40 sınırının aşıldığı tek ay olarak dikkat çekiyor.

Türkiye'nin İsrail ile olan ticaretinde fazla vermesi, ekim ayında 80 milyon dolarlık ithalat yapılırken, kasım ayında bu rakamın 128 milyon dolara yükselmesi, Aktaş'a göre, Türkiye'nin içinde bulunduğu paradoksal durumu gösteriyor. Savaşın en şiddetli olduğu bir zamanda yapılan bu ithalat artışı, Türkiye'deki ekonomik ve siyasi kararların çelişkilerini ortaya koyuyor.

Bu durum, Türkiye'nin dış politikasında ve toplumsal algısında yaşanan çelişkileri ve buna bağlı olarak ekonomik tercihlerin etkilerini göz önünde bulundurduğunda, önemli bir tartışma konusu oluşturuyor. İthalat ve ihracat rakamları, sadece ekonomik veriler olarak kalmaktan öte, uluslararası ilişkiler ve dış politika bağlamında da analiz edilmeyi gerektiriyor.

İsrail ile yapılan ticaretin yüksek oranları, Türkiye'nin İsrail'e yönelik tutumunun sadece sözde kalmış olabileceği yorumlarını da beraberinde getiriyor. Bu, uluslararası arenada Türkiye'nin dengeli ve istikrarlı bir dış politika izleme kapasitesine yönelik soruları da beraberinde getiriyor.

Türkiye'nin İsrail'den ithalatındaki bu dikkat çekici artış, aynı zamanda ekonomik bağımlılıklar ve ulusal çıkarların, dış politika kararları üzerinde ne kadar belirleyici olabileceğini de gösteriyor. İthalat rakamlarının bu denli artış göstermesi, Türkiye'nin İsrail'e karşı ekonomik boykot çağrılarına rağmen, gerçekte ekonomik ilişkilerin devam ettiğini ve hatta arttığını gösteriyor. Bu durum, Türkiye'nin dış politikasında, özellikle de Orta Doğu'daki gelişmelere yönelik tutumunda, belirli bir çelişki ve karmaşa olduğunu gözler önüne seriyor.

Sonuç olarak, Türkiye'nin İsrail'le olan ekonomik ilişkilerindeki bu önemli değişiklik, sadece ekonomik bir veri olmanın ötesinde, Türkiye'nin dış politikasında ve toplumsal algıda yaşanan derin çelişkileri ve paradoksları da gözler önüne seriyor. Bu durum, Türkiye'nin dış politikasının gelecekte nasıl şekilleneceği konusunda önemli ipuçları sunuyor.

Ekonomi Haberleri