Türkiye'yi bölme planını Diyarbakır'da masaya yatırdılar siz de 'öylece' baktınız öyle mi?

ZİHNİ ÇAKIR

Kimse kusura bakmasın; bu ülkenin bölünme senaryosunun bir “parçasına” destek arayışı için bu topraklarda ‘Çalıştay’ düzenlenmesine izin vermek, buna göz yummak, ihanetin dik alasıdır.

Terörle mücadele bağlamında itlaf ettiğiniz on binlerce bölücünün verdiği/vereceği zarar bile “Kürdistan Özgürlük Referandumu Çalıştayı” adı altında oynanan ihanet tiyatrosuna bu topraklarda göz yumarak verilen zarar kadar değildi, olamazdı da.

Bugün AVAZTÜRK’te okumuşsunuzdur. AVAZTÜRK’te okumuşsunuzdur diyorum zira “iktidara yakın medyadan bilgilenenler” dahil kimse için başka bir şans yoktu. Birileri yağlama-yıkama ve dahi yalama eyleminden başını kaldırıp böylesine büyük bir SKANDALI göremedi ya da görmedi.

Malum; Türkiye, Kuzey Irak’ta yapılacak olan ‘Bağımsızlık Referandumu’na Türkiye’nin egemenlik ve toprak bütünlüğünü tehdit gördüğü için karşı çıkıyor. Bu en yetkili ağızlardan deklare de edildi. Geçtim siyasi iradeyi bu bir devlet politikası olarak deklare edildi üstelik. Ayrıca; Küresel Sistemin kendini yenileme hamlelerinden biri olan ve Ortadoğu’yu boğma planının bir parçası olan Irak’ı parçalama planına da karşı Türkiye. Bu bağlamda, referandumu Irak’ın toprak bütünlüğünden yana bir tavırla reddettiğini de açıkladı.

Batının paramparça bir Ortadoğu projesinin Türkiye ayağı olduğunu söylemek için de kahin olmaya gerek yok. 15 Temmuz kanlı darbe ve işgal girişimi de o plana hizmet eden bir girişimdi diyebiliriz.

Irak’tan yaratılacak bir Kürdistan’ın, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusunu hedef alan “bölünme” planının zemini olacağı on yıllardır konuşulan bir realiteyken, Bağımsızlık Referandumuna karşı çıkışın bir devlet politikası olduğunu tartışmak bile yersiz.

Hal böyle iken, Eylül ayında yapılması kararlaştırılan Bağımsız Kürdistan Referandumu için en kapsamlı organizasyonun Türkiye’de düzenlendiği ortaya çıktı.

Türkiye’de faaliyet gösteren 6 partinin, ‘Kürdistan Bağımsızlık Referandumu’nu desteklemek amacıyla Diyarbakır’da bir ‘calıştay’ düzenlediğini AVAZTÜRK’te okudunuz. Okumayanlar http://www.avazturk.com/haber-bunun-adi-ihanettir-diyarbakir-da-egemenligimizi-tehdit-eden-bagimsiz-kurdistan-icin-referandum-calistayi-duzenlediler-32642.html linkinden okuyabilir.

***

Irak’ın toprak bütünlüğünden yana bir devlet politikası deklare edilmişken, Bağımsız Kürdistan projesinin Türkiye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünü tehdit olacağı ilan edilmişken, bu topraklarda Bağımsız Kürdistan Referandumunu desteklemek maksadıyla hem de Diyarbakır’da etkinlik düzenlenmesine izin veren bir devlet otoritesi olabilir mi?

Ya da soruyu şöyle sorayım; böylesine ihanet dolu bir etkinliğe izin verenin, meşru devlet mekanizması değil Paralel Devlet çarkı olabileceği yönünde bir tespitte bulunsak buna kim itiraz edebilir?

Hiç kimse…

Skandal bununla da sınırlı değil…

Türkiye’nin toprak bütünlüğünün bile tartışma konusu yapıldığı ortaya çıkan çalıştayı düzenleyenler, Türkiye’de faaliyet gösteren ‘partilerden’ Azadi Hareketi, PAK, PDK-Bakur, PDK-T, PSK ve ÖSP.

Bu partilerden Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel’in konuşması ile çalıştay sonuç bildirgesi ise tam skandal.

Bozyal, Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğusu için “Kuzey Kürdistan” ifadelerinin altını çizerek yaptığı Çalıştay konuşmasında, “Kürdistan bölgesinde yapılan bağımsızlık referandumunun Kürdistan'ın her parçasının kaderini belirlediğini” vurgulayıp, "Bunun için Kuzey Kürdistan'da seferber olmamız lazım. Kürdistan bölgesinin yalnız olmadığını dünyaya, dosta ve düşmana göstermemiz gerekiyor. Bu büyük Kürdistan meselesidir” diyor.

Madem Wikipedi’ye erişimi engellediniz, bari açın devletin arşivlerine bakın, orada görürsünüz “Büyük Kürdistan”dan kastedilen haritanın sınırlarının nereye kadar uzandığını…

Biliyorum bu zahmete bile katlanmayacaksınız, o yüzden tarihe büyük bir ihanet olarak kaydedilecek çalıştay sonuç bildirgesini aktarayım, orada da o sınırların ne olduğunu deklare etmişler zaten.

İşte sonuç bildirgesindeki o bölüm: “…Türkiye, İran, Irak, Suriye ve tüm bölge devletlerini kendileri için istedikleri tüm hakların başka halklara da verilmesi gerektiği konusunda empati geliştirmeye ve  Güney Kürdistan halkının irade beyanı ve kararına saygı duymaya çağırıyoruz.

Bağımsızlık referandumu kararı Kürt milleti ve Kürdistan halkının özgürlük mücadelesinde tarihi bir adımdır.”

Zannedersem buradaki “tarihi adım”ın, Küresel Sistemin kendini yenileme hamlesinin bir parçası olan bölünmüş Türkiye planının ilk ayağı olduğunu söylememe gerek yok.

Kuşkusuz “göz yumulan” bu çalıştay, Küresel Sisteme, Türkiye’yi bölmek için 80’lerden bu yana PKK terörüyle kat edemediği yolun bin misli yol kat ettirmiştir.

Böyle bir ihanete göz yumduktan, Türkiye’yi bölmeye yönelik bir projeye bu topraklarda destek arattıktan sonra istersen 10 bin PKK’lı itlaf et, neye yarar!

O yüzden mücadelesinde samimi olanlara düşen, her kim olursa olsun bu ihanete göz yumanlardan hesap sormasıdır. Gerisi suç örten hamasi nutuktan milim öteye gitmez.