Yargı çevrelerinde KÖZ diye tanımlanan ekibin yönettiği bilinen bu operasyonların en yoğun yaşandığı yer Yargıtay olarak göze çarparken, Yargıtay Başkanlığına yeniden seçilen İsmail Hakkı Cirit de hedef isimlerden biri olarak öne çıktı.
Derin operasyonlarla, Yargıtay Ceza Daireleri ile İctihadlar Genel Kurulunda hakim olmaya çalışan KÖZ’ün, şimdi de Yargıtay Genel Sekreterliği’ni kendine yakın bir isimle doldurup “Yargıtay’ın mutfağına” hakim olmayı hedeflediği öğrenildi.
YARGITAY BAŞKANI CİRİT’İ, FİRARİ FETÖCÜ İLE VURMA OPERASYONU
Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Dairelerden sonra Yargıtay’ın mutfağı olarak bilinen Genel Sekreterliği, kendine yakın bir isimle kontrol altına almaya çalışan KÖZ’ün, Cirit’in yeniden Yargıtay Başkanlığına seçilmesinin hemen ardından, 2015’te Kırgızistan’a firar eden eski polis şefi Osman Karakuş’u gündemde tutmaya çalışması, Çirit’e yönelik bir şantaj olarak değerlendirildi.
DEVLET AJANSI OPERASYONA TEŞNE Mİ YAPILDI
Yargıtay Başkanlığına yeniden seçildikten sonra ayağının tozuyla katıldığı, Adalet Bakanlığı “Bilirkişilik Çalıştay”ında yaptığı konuşmada, “sahte dijital delil” ve “gizli tanık” uygulamaları üzerinde duran Cirit, “Sahte belge ve sahte dijital delil üretilmesinin, hukuki güvenlik ve toplumsal barış üzerindeki risklerini ortadan kaldırmaya yönelik önlemlerin alınması da önceliklerimiz arasında yer almalıdır” ifadelerini kullanarak, isim vermeden hem FETÖ’nün kendi mecrasından çıkararak bir kumpasa dönüştürdüğü Ergenekon, Balyoz gibi soruşturma ve yargılama süreçlerine hem de 15 Temmuz’dan sonra yürütülen FETÖ ile mücadeleyi manipüle etmek için örgütün kamudaki hücreleri eliyle üretildiği kuşkusu olan ve çok sayıda mağduriyet oluşturan dijitallere işaret etti.
Cirit’in bu konuşması, FETÖ ile mücadeleden doğan alanı doldurmaya çalışan ve bu mücadeleye yönelik kamuoyu desteğini kırarak uyuyan hücrelerini perdelemeyi amaçlayan KÖZ’ü panikletmiş olmalı ki; bir anda Cirit’i itibarsızlaştırmak için 2015’te Kırgızistan’a firar etmiş bir isim üstelik “Muğla’da yakalandı” diye gündeme taşındı.
Anadolu ajansı 13 Şubat 2019 günü saat 17 sularında garip bir “yalan haber” geçti abonelerine… Haberde, “FETÖ'nün firari emniyet müdürü Osman Karakuş’un Borajet'in eski sahibi Yalçın Ayaslı'nın sağ kolu olarak bulunan Zahide Üner ile birlikte yurt dışına kaçarken Muğla'da yakalandığı” iddiası yer alıyordu.
Ajans daha sonra “FETÖ'nün firari eski emniyet müdürü Osman Karakuş'un da isminin yer aldığı soruşturmanın şüphelilerinden olan ve Borajet'in eski sahibi Yalçın Ayaslı'nın sağ kolu Zahide Üner, yurt dışına kaçarken Muğla'da yakalandı” şeklinde bir düzeltme haber yayınlasa da ilk haberin başlığının, 2015’te yurt dışına firar eden “Karakuş’un Muğla’da yakalandığı” üzerine kurgulanmış olması, haberde sehven bir hata olmadığını gösteriyordu.
Karakuş’un Kırgızistan’a firar ettiği, Bişkek’te görüntülendiği ve bu firarının FETÖ Çatı Davası iddianamesine bile girdiği bilinirken devletin ajansının geçtiği bu haber sıradan bir hatanın ötesini işaret ediyor.
Anadolu Ajansı’nın, kimler tarafından yönlendirildiği öğrenilemeyen ve adeta bir pas olan bu “yalan haberi” Oda TV tarafından İsmail Hakkı Cirit’i hedef alan bir analizin zeminini oluşturdu. Analizde, firari FETÖ’cü Karakuş’un 17/25 Aralık öncesinde Emniyet Genel Müdürlüğü 1. Hukuk Müşavirliği ve POL-SAN (Polis Bakım ve Yardım Sandığı) Başkanlığı ve Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunurken o dönemlerde Yargıtay 13. Ceza Dairesi Başkanı olan İsmail Hakkı Cirit ile yaptığı telefon görüşmeleri ön plana çıkarıldı.
16 CEZA DAİRESİ VE CEZA GENEL KURULU BASKISI DA MI VAR
Bu arada FETÖ ile mücadelede önemli bir yeri olan Yargıtay 16. Ceza Dairesi ve Ceza Genel Kurulu’nun kararlarının ve karara bağlanması beklenen dosyaların da KÖZ’ün yakın takibinde olduğu, özellikle çok sayıda mağduriyete sebep olan ByLock ve SD kart fişleme listelerine yönelik Ceza Genel Kurulu’ndan çıkması beklenen kararların da Cirit’e yönelik operasyonun bir gerekçesi olabileceği öne sürüldü.
FETÖ ve YEDEK FETÖ olarak bilinen KÖZ’ün mücadeleyi sulandırarak uyuyan hücrelerini perdelemeyi amaçlayan bir strateji güttüğü, ByLock ve dijital fişlemelerle mağdur kitleler oluşturup bu mücadeleyi kilitlemeye çalıştığı, bu sebeple de Yargıtay 16. Ceza Dairesi ve Ceza Genel Kurulu’nun mağduriyetlere sebep olan iki konu ile ilgili vereceği kararı etkilemeye çalıştığı öğrenildi.
AVAZTÜRK Özel