Yazar İnci Yeşilyurt: Süresiz Nafaka alan kadına özgür demek, özgür kadınlara hakarettir!

AVAZTÜRK, cinnet ve hatta cinayetlere kadar uzanan bir dizi facianın tetikleyicisi haline gelen Süresiz Nafaka konusuna projeksiyon tutmaya devam ediyor.

Toplumsal bir yara olarak kangrene dönüşen Süresiz Nafaka’nın sebep olduğu milyonlarca mağdurun yaşadıklarını sayfalarına taşıyan AVAZTÜRK, bugün de İletişim ve Aile Danışmanı&Yazar İnci Yeşilyurt’u konuk ediyor.

- Bir kadın ve bir aile danışmanı olarak süresiz nafakayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Danışanlariniz arasinda süresiz nafaka problemi yaşayan ya da çevrenizde gördüğünüz örnekler var mı?

- Aile Danışmanlığı kimliğime cinsiyetimi asla katmam. Bu yüzden öncelikli olarak mesleğim açısından nafaka'nın açılımından başlamak isterim. Nafaka her ne kadar kelime olarak "geçimlik" anlamına gelse de, hukukta bir kişinin geçindirmekle yükümlü olduğu kişiye mahkeme kararı ile ödenen para demektir. Zaten problem burada başlıyor. Çünkü, boşanmış kişiler artık aile değildir. Aile olmayan, boşanma ile sonuçlanmış evlilik sonrası eski eşlerin birbirini geçindirmek yükümlülüğü hangi hakla talep edilmektedir? Kadın ve erkek kendi hür iradeleri ile evlilik akdi imzaladığı gibi, yine hakim huzurunda hür iradeleri ile boşanmıyor mu? O zaman çocuk dışında, eski eşe yoksulluk nafakası adı altında uygulanan tam bir hukuk faciasıdır. Üstelik süresiz. Güya, kadın evlenirse nafaka kesilir diye, yine kadını başka bir erkeğin geçindirme yükümlülüğüne yönlendiren madde ise ayrı bir garabet. Üstelik, bir çok kadının sırf nafaka kesilmesin diye evlilik dışı ilişkiyi tercih ettiği hepimizin bilgisinde değil mi?

Türkiye'de son 30 yılın evlilik ve boşanma istatistiklerine dikkat ettiğinizde 6284 No lu yasanın Aile kurumuna koyulmuş adeta dinamitten farkı olmadığını görürsünüz. Yoksulluk nafakası tümden kalkmadıkça, boşanmalar da kadının beyanı esas alındıkça, erkeklerin git gide artan evlilikten uzak durma istekleri, ve haklı korkuları nedeniyle yeni aile kurulmasına nadir olarak tanık olacağımızı gösteriyor.

Öte yandan, mesleğimi bir kenara koyup düşündüğümde, bir kadının boşandığı ve artık elin adamı olmuş erkekten aldığı para ile kendine iç çamaşırı aldığını düşünüyorum. Kahrolması gerek. Ha komşunun kocası vermiş o parayı ha eski kocan. Farkı yok gözümde. Kendine bakmaya gücü olmayana ise kesinlikle devlet bakmalı. Bu zaten sosyal devletin görevi. Hiç bir erkek devletten güçlü değil. Üstelik çocuk yurtlarında bakım dahi 18 yaşına kadar yapılırken, çocuğa iştirak nafakası belli yaşta kesilirken, kadına para ödenmesini haram görüyorum.

- Süresiz nafaka, nafaka alacaklısı kadının hayatını nasıl etkilemektedir? Hayatını yıllarca eski eşinden nafaka alarak sürdüren bir kadın için "özgürdür" diyebilir miyiz?

- Kız çocuklarını yetiştirirken Ailelerin en büyük yanlışı, baba, ağabey, koca adı altında sonuçta bir erkeğin kıza bakmak zorunda olduğunu empoze ediyorlar. Evlilik aslında kızlar için hayalini gerçekleştirip daha özgür olma yolunda bir sosyal basamak oluyor. Bunu kız isteme, nişan, düğün sırasında kız ve ailesinin maddi taleplerinde gözlemliyor um. Ben eşimden düğün istemedim. Gelinlik giymeyi reddettim. Çünkü amacım onunla ömür boyu beraber olma yolunda sadece aile olmaktı. Eşimin ailesi bile bu talepsizliğe tepki gösterdi. Anlamadılar. O zaman düğün masrafını ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı tercih ediyorum dedim. Ve öyle yaptık. Bugün mutluluğu örnek bir ailemiz varsa, eşim yediği her pilavı bile "karımın pilavı kadar güzel değil" diyerek isteksiz davranıyorsa, bazı doğru bilinen yanlışları yapmadığımız için. Keşke kızlarımız evlilik için eş seçmeyip, eş için evlilik yapsa.

Evlilik bitip, boşanma gerçekleştiğinde kadınların önemli bir kısmında intikam ve süründürme isteği oluşuyor. Evlilik içinde şiddet, alkol ve madde bağımlılığı olan erkeklerin eşleri hariç, çoğu kadın bu duygularda. Diğer taraftan kadının yararına olan, sorumsuz, ilgisiz,

bekar gibi yaşayan erkekten boşanmalarda ise kadın intikam değil, uzak durma ve unutma gayretinde. Zaten bu grup kadınlar gerçekten evliliğinde hep sıkıntı çeken taraf olduğu için ya iş hayatına giriyor, ya da bir şekilde kendi geçimini sağlıyor.

SÜRESİZ nafaka alan kadına özgür demek, bizler gibi gerçekten özgür kadınlara hakarettir. Üstelik, eski eş bazen yeniden evleniyor, yeni evliliğinde esas geçindirmekle yükümlü olduğu kişi de kadın. Karısının rızkını el olmuş kadına zorla verdiğinde, nafakayı alan kadının vicdanı rahatsa onun insanlığını neden kimse sorgulamaz. Bu sözlerim yukarıda bahsettiğim hemcinslerim içindir. Kadının kendine bakacak gücü yoksa, devletimiz kesinlikle bu kişiyi rahatlatacak önlemleri, yönlendirmeleri almalıdır. Evlilik, erken emeklilik sistemi değildir. Üstelik, kadının erkekle her durumda eşit olmasını en çok isteyen kadınlardan biriyim. Bunu sözde kadın dernekleri gibi boş efelikler yaparak değil, kadını üretime, iş hayatına, kendi geçimini kendi sağlayacak duruma kazandırdığımızda başardık demektir. Bu yüzden öncelikli olarak her doğuranın ana, her çocuk yapabilenin baba olamayacağını bilmeli, yoksulluk nafakası adı altında kadını ikinci sınıf cins yapan yasanın kalkması için uğraşmalıyız.

- Peki biraz da nafaka borçlusu erkeklerden bahsedecek olursak, bir erkeğin ömür boyu eski eşine nafaka ödemesi, nasıl travmalara sebep olmaktadır? Ekonomik boyutları bir yana, sosyal ve psikolojik acıdan değerlendirebilir misiniz?

- Erkek veya kadın fark etmez. Her kim kazandığı parayı, karşılığında hiç bir mal veya hizmet almadan bir başkasına zorla, istemeden veriyorsa bunun adı tek kelime ile, gasp tır. Üstelik parayı alan bunu süresiz ve arttırarak alıyor. Ödemeyen hapis yatıyor. Evlilik sırasında kim kusurluysa zaten tazminat ödeme durumu var. Kusurun maddi manevi tazminatı ödendikten sonra nafaka mı olurmuş? Erkekler bu yüzden özellikle genç erkekler, evlilikten kaçma çabasında. İnsanın sırasında anne ve babası bile çocuğuna süresiz her ay düzenli ödeme yapmıyor, elalem olmuş erkek doğal olarak kendini kullanılmış, hayatı prangalanmış görüyor.

- Son olarak, Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu'nun çalışmaları hakkında ne düşünüyorsunuz? Ayrıca eklemek istediğiniz hususlar nelerdir?

- Bir kıvılcım şarttı. O kıvılcım şimdi nafaka problemi kalkmadıkça sönmeyecek güçlü bir ateşe döndü. Tek yürek olarak, çözümü hakkaniyete kavuşana kadar beraberiz.

 

AVAZTÜR

Röportaj Haberleri