Ak Parti düne kadar her sorunda iktidara sığınırken ne ilginçtir ki bugün iktidara sıkıştı. “Başarılarımızı kıskanıyorlar Dünya’ya entegre oluyoruz” diyerek bütün fantezileri denediler. Sonra her biri başlarına bela olduğunda artık kıskanılacak başarı hikayesi de kalmayınca bütün muhalefeti toptan Fetö’cü ilan ederek iktidara sıkıştıklarını da göstermiş oldular. Tek müsebbibi de kendileri... Ne demek iktidara sıkışmak?
2002’de iktidara geldikleri günden itibaren hep bir güç yanlarında iken bir başka güçte karşılarında idi ya da onlar öyle hissettirdiler. Son referandum sonucuna bakıldığında eğer karşılarına doğru dürüst bir rakip çıkmazsa, sıkıştıkları iktidar çizgisinden kurtulamıyorlar. Dile kolay 15 senedir ne istedilerse yaptılar şimdi bahane de kalmadı. Önceden kendilerine bahane ettikleri herşeyi şimdi kendileri yapıyor ya da başlarına geliyor. Darbeci diye suçlanacak ordu da kalmadı, dış mihraklı medya da... Ohal’i istedikleri gibi uzatıp KHK’larla gönül eğlendiriyorlar. Çünkü iktidar gibi düşünmek, davranmak ve yaşamak zorundalar. İşte tam olarak budur iktidara sıkışmak. İş bu sebeple sabah akşam Kılıçdaroğlu ve CHP üzerinden yürüyorlar. E-e saolsun Truva Atı ve bindirme vekilleri de Erdoğan’a bütün gollük pasları sunuyorlar. Neyse biz Zarrab Senfonisini dinlemeğe başlayalım.
ABD, askerimizin kafasına çuval geçirirken kendisine “Nota verecek misiniz” diye soran gazetecilere “Müzik notası mı?” cevabı veren Erdoğan, iş Zarrab’a gelince senfonik beste yaptı nerdeyse nota vere vere...
Bu güne nasıl geldik özetleyelim...
Fetö darbe yaptı! (Muhterem Hocaefendi diye göz yaşı döküyorlardı)
ABD YPG’yi silahlandırdı! (ABD müttefikleriydi)
AB az kaldı istenmeyen adam ilan edecek! (AB yolunda adım atıyoruz ayağına az kalsın nikahsız yatağa sokacaklardı memleketi AB ile hem de her bir ülke ayrı ayrı damat olurken Gelin bir tek biz olacaktık)
HDP hendeğe soktu, asker – polis bir oldu zor çıkarttı! (Dolmabahçe’de mutabakat bile imzaladılar)
Esad’a Suriye’den girecektiler, daha giremeden Soçi’den çıktılar! (3,5 milyon Suriyeli’yi kucağımızda bulmamız da cabası)
ABD, Suriye’yi füzelerle vurdu, bir tek Erdoğan tebrik etti. (Dünya tarihinde bir ilktir bir ülke başka bir ülkeyi vurduğu için tebrik eden lider profili)
Barzani ile Megri Megri dedi Haşdi Şabi az kalsın sınıra dayanıyordu!
Komşularla sıfır sorun dediler, birbirimize girmediğimiz komşu kalmadı! (Irak ve Suriye zaten yok, Yunanistan adalara çöktü, Rusya ile domates, turist ve nükleer derken ağır aksak gidiyor)
Ergenekon, Balyoz davaları açtılar asker darbe yapacaktı (ABD kozmik odayı bastı) biz bağırsakları temizliyoruz dediler!
AB’den gün aldık bugün değil yarın giriyoruz dediler! (Hollanda Bakanı kovdu, Almanya salon vermedi. Avusturya g*tü yese savaş bile açacak. Diğerlerini hiç sormayın)
Nato’da ki en önemli müttefikimiz ABD’dir. Birlikte hareket ediyoruz dediler! (ABD az kalsın silahlı kuvvetleri iğdiş ediyordu)
Bilcümle Zarrab değerli iş adamıdır, ülkemize döviz kazandırıyor vesaire dediler herif gitti ABD’nde bunları ispiyonluyor...
Kim kandırıyorsa vicdana gelsin artık, yazıktır günahtır. Koskoca devlet ricali bu hale düşürülmez. 15 senedir kandırdınız yeter bırakın kendi kendilerine kalsınlar, valla billa daha az iş açarlar başlarına... Gerçi Bekir Bozdağ daha net özetledi; “Bu kadar önemli görevlerde bulunan birisinin ‘Ben yanıltıldım’ demeye hakkı yoktur.”
Neyse ki durum Ak iktidar için o kadar da kötü değil. Zarrab bugün ki ifadelerine Çin ve Kore’yi de ekleyerek siyasi bir davanın tanığı olduğunu ispatladı. Bellli ki ABD ele geçirdiği bu Şamaroğlanı üzerinden gözüne kestirdiği kim varsa yüklenecek.
Anlamadığımsa Kılıçdaroğlu mevcut belgeleri yayınlamak için neden Zarrab davasının başlamasını bekledi. Yoksa belgeler ona bu şartla mı servis edildi. Cezaevinde ki vekil gazetecisi gibi belgeyi yayınlatacak kimseyi bulamayınca kendisi mi servis etmeğe karar verdi. Muhalefet medyanın, medya yargının, yargı iktidarın görevlerine talip olduğu sürece başımıza bu gelenler az bile...
* Kısa süreli ortaklıklara halk arasında Hac Ortaklığı denir.