SGK'nın Azalan Sağlık Harcamaları Halkın Cebini Zorluyor
Sosyal Güvenlik Kurumu'nun sağlık harcamalarındaki düşüş, vatandaşların sağlık giderlerindeki artışı gözler önüne seriyor. 2010'dan 2023'e detaylı bir analiz ile SGK'nın politikaları ve vatandaşın cebine olan etkileri ele alınıyor.
Son yıllarda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) sağlık hizmetleri ve ilaç harcamalarındaki gerileme, vatandaşların kişisel sağlık giderlerinin artmasına neden oluyor. SGK'nın faaliyet raporlarına göre, kişi başına yapılan yıllık sağlık harcamaları 2010'dan 2023'e kadar sürekli bir düşüş gösterdi. Bu durum, sağlık hizmetlerine erişimde önemli bir endişe kaynağı haline geldi.
2010 yılında 294 dolar olan kişi başına sağlık harcaması, 2023'te 271 dolara geriledi. Bu düşüş, özellikle ilaç harcamalarında belirginleşti. SGK'nın kişi başına ödediği ilaç harcaması 2010'da 123 dolar iken, 2023'te 87 dolara düştü. Reçete başına yapılan ödeme de 33 dolardan 17 dolara gerileyerek, vatandaşların cebinden daha fazla ödeme yapmasını gerektirdi.
Cumhuriyet gazetesinden Merve Kılıç'ın raporladığına göre, bu veriler vatandaşların sağlık hizmetleri için daha fazla ödeme yapmak zorunda kaldığını ortaya koyuyor. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası'ndan Kubilay Yalçınkaya, SGK'nın ödemeleri azaldıkça, vatandaşların sağlık için daha fazla harcama yapmak zorunda kaldığını belirtiyor. Yalçınkaya'ya göre, bu durum vatandaşların diğer temel ihtiyaçlarından kısmasına ve dolayısıyla daha fazla hastalanmasına neden oluyor.
Yalçınkaya, devletin vatandaşları bu kısır döngüden çıkarması gerektiğini vurguluyor ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlanma sürecinde SGK'nın durumu üzerine sorular soruyor. SGK'nın geçmişte mülk zengini olduğunu ve bu mülklerin akıbetinin, kurumun gelir-gider dengesini sağlama çabalarında önemli bir faktör olduğunu belirtiyor.
Bu durum, SGK'nın sağlık harcamalarını azaltma kararlarının vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini nasıl etkilediğini ve bu politikaların sosyal ve ekonomik sonuçlarını daha derinlemesine sorgulamamız gerektiğini gösteriyor. Vatandaşlar, sağlık hizmetleri için daha fazla ödeme yaparken, devletin sağlık politikaları ve sosyal güvenlik sisteminin yönetimi konusunda daha şeffaf ve hesap verebilir olması büyük önem taşıyor.
SGK'nın sağlık harcamalarındaki bu düşüş trendi, sağlık hizmetlerinin finansmanı ve vatandaşların sağlığa erişimi konusunda ciddi bir diyalog başlatılmasını gerektiriyor. Sağlık hizmetlerine adil erişim, her bireyin temel hakkıdır ve bu, devletin sağlık politikalarında öncelikli bir hedef olmalıdır. Devletin, vatandaşlarını sağlık hizmetlerine erişimde desteklemesi ve kapsamlı bir sağlık güvencesi sağlaması, toplumsal refahın ve ekonomik istikrarın temel taşlarından biridir. Bu nedenle, SGK'nın sağlık harcamalarındaki azalış ve bunun vatandaşların üzerindeki etkileri, derinlemesine incelenmeli ve gerekli politika değişiklikleri yapılmalıdır.