Suriye'nin doğusunda, stratejik öneme sahip Deyrizor ilinde yaşanan son terör saldırısı, bölgede güvenlik ve insan hakları konularında ciddi endişelere yol açtı. PKK/YPG teröristleri tarafından Fırat Nehri'nin batı yakasında meşgul olan sivil balıkçılara yönelik yapılan saldırıda, 2 sivil hayatını kaybetti ve 5 sivil yaralandı. Bu acımasız saldırı, bölgedeki karmaşık çatışma ortamında masum sivillerin nasıl hedef alındığını bir kez daha gözler önüne serdi.

Yerel kaynaklardan edinilen bilgilere göre, teröristler Deyrizor'da işgal ettikleri alandan Fırat Nehri'nin batı yakasında yer alan Aşşara, Elbukemal ve Elmeyadin ilçelerindeki balıkçılara ateş açtı. Açılan ateş sonucu Aşşara ve Elbukemal ilçelerinde birer sivil yaşamını yitirdi, aralarında çocukların da bulunduğu 5 kişi yaralandı. Deyrizor'a bağlı Şinan köyünde bir okulda mevzilenen teröristlerin, 10 gün önce gerçekleştirdikleri başka bir saldırıda da N.E.A. isimli bir çocuk hayatını kaybetmişti.

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), bu saldırıların sadece son dönemde yaşanan trajedilerden birkaçı olduğunu belirtiyor. SNHR'nin yaptığı yazılı açıklamada, terör örgütünün Deyrizor'da gerçekleştirdiği saldırılarla uluslararası insan hakları hukukunu ihlal ettiği ve bu ihlallerin faillerinin sorumlu tutulması gerektiği vurgulanıyor.

Deyrizor, uzun süredir çeşitli silahlı grupların kontrolü altında. Özellikle ABD ordusunun desteğiyle DEAŞ'la mücadele adı altında PKK/YPG tarafından işgal edilen bölgelerde yaşananlar, bölgenin Arap nüfusunu zor durumda bırakıyor. Terör örgütü, işgal altındaki topraklarda yaşayan çocuk yaştaki Arapları zorla silah altına almakta, bölgedeki kuyuları ele geçirerek elde ettiği petrolü kaçakçılar aracılığıyla satmakta ve sağladığı gelirleri kendi faaliyetleri için kullanmaktadır. Bu durum, bölge halkını temel hizmetlerden ve yardımlardan mahrum bırakmakta, yaşam koşullarını daha da zorlaştırmaktadır.

Fırat Nehri'nin doğusunda yer alan Deyrizor toprakları, ABD destekli terör örgütü PKK/YPG'nin işgalinde bulunurken, il merkezi ve diğer kırsal bölgeler Beşşar Esed rejimi ve İran destekli grupların kontrolü altında. Bu durum, bölgede bir güç vakumu yaratmakta ve çeşitli silahlı grupların siviller üzerinde baskı kurmasına olanak tanımaktadır.

Bu son saldırı, Suriye'deki çatışmanın siviller üzerindeki yıkıcı etkisini ve uluslararası toplumun bu krize müdahaledeki yetersizliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Sivil kayıpların önlenmesi, insan haklarının korunması ve bölgede kalıcı bir barışın sağlanması için uluslararası toplumun daha etkin bir rol oynaması gerektiği açıkça ortada. Bu trajediler, sadece rakamlardan ibaret değil; geride kalan aileler, yıkılan hayatlar ve kaybolan umutlar demek. Deyrizor'daki son saldırı, Suriye'de devam eden insanlık dramının acı bir hatırlatıcısı olarak hafızalarda yerini alıyor.