Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), finans dünyasını şaşırtan bir kararla politika faiz oranını 500 baz puan artırarak yüzde 50’ye yükseltti. Bu karar, enflasyon görünümündeki bozulmaları dikkate alarak alındı ve piyasalarda hızlı bir tepkiye neden oldu.

Faiz Artışının Arka Planı

TCMB’nin bu kararı, son aylarda enflasyon oranlarının beklentilerin üzerinde seyretmesi ve şubat ayında tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) yıllık yüzde 67,07 artış göstermesi gibi faktörlerin ışığında geldi. Özellikle hizmet enflasyonundaki katılık ve jeopolitik riskler, enflasyon baskılarını artıran unsurlar arasında yer alıyor.

Operasyonel Çerçevede Değişiklik

TCMB, aynı zamanda operasyonel çerçevede de bir değişikliğe giderek, gecelik borçlanma ve borç verme oranlarını bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla -/+ 300 baz puanlık bir marj ile belirleme kararı aldı. Bu, önceki -/+ 150 baz puanlık marjın iki katı bir artış anlamına geliyor.

Piyasa Tepkileri

Kararın açıklanmasının ardından dolar/TL kuru 32,41’den 31,95’e, Euro/TL ise 35,50’den 34,94’e geriledi. Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi dalgalanma yaşarken, bankacılık endeksi karar sonrası yükseliş gösterdi. Piyasadaki genel beklenti, seçim öncesi faizlerin sabit tutulacağı yönündeydi, bu nedenle karar sürpriz olarak değerlendirildi.

Enflasyonla Mücadelede TCMB’nin Rolü

TCMB’nin sıkı para politikası duruşu, enflasyonla mücadelede kritik bir rol oynuyor. Kurul, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana kadar bu duruşu sürdürmeyi planlıyor. Ayrıca, parasal aktarım mekanizmasına destek olacak makroihtiyati politikaları da göz önünde bulunduruyor.

Geleceğe Bakış

TCMB’nin aldığı bu kararlar, Türk lirasının değerlenmesine ve enflasyon beklentilerinin düzelmesine katkı sağlayarak, 2024 yılının ikinci yarısında dezenflasyon sürecinin başlamasını hedefliyor. Bu süreç, yurt içi talepte dengelenme ve makro finansal istikrarın korunmasına yardımcı olacak.