Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarda, Powell’ın ekonomi politikalarını eleştirerek, Fed Başkanı'nın Amerikan ekonomisini olumsuz etkilediğini ifade etti.

Başkan Trump’ın açıklamalarına göre, Powell’ın yönetimindeki Federal Rezerv, düşük faiz oranlarıyla büyümeyi desteklememiş ve aksine ekonomi için zararlı adımlar atmıştır.

Trump, Fed’in faiz oranlarını artırma kararlarını ve bu kararların ekonomik büyümeyi yavaşlatan etkilerini sıklıkla dile getirmişti.

Özellikle 2018 ve 2019 yıllarında faiz artışlarının, yatırımcıların güvenini sarstığını ve borsa üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulamıştı.

Trump’a göre, düşük faiz oranları ekonomiyi canlandırmak için daha gerekliydi, ancak Powell’ın aksine aldığı kararlar bu hedefle çelişmişti.

Trump, Powell’ın politika tercihlerini “yanlış” olarak nitelendirmiş ve bu durumun Amerika’nın küresel ekonomideki rekabet gücünü de zayıflattığını iddia etmiştir.

Trump’ın açıklamaları, Powell’ın görevde olduğu süre boyunca tartışmaları da alevlendirdi. Trump, daha önce de Fed başkanını değiştirmek için çeşitli ifadeler kullanmış ve Powell’ı “ekonomiye zarar veren” bir lider olarak tanımlamıştı.

Başkan Trump, Federal Rezerv’in para politikalarını daha fazla gevşetmesi ve faiz oranlarını daha da düşürmesi gerektiğini belirterek, Powell’ın bu konuda adım atmadığını savundu.

Bu durum, Trump ile Powell arasında bir güç mücadelesinin simgesi haline gelmişti. Trump, Powell’ın seçimdeki ekonomik stratejileriyle uyumlu olmadığı düşüncesindeydi ve bu sebeple kendisinin daha uygun bir başkan adayı olduğunu vurgulamıştı.

Trump’ın bu çıkışları, Fed’in bağımsızlığına da meydan okuyan bir duruş olarak yorumlanmıştı. Başkan, sıklıkla Fed’in bağımsızlığının bazı noktalarda ekonomiye zarar verdiğini ve daha fazla müdahale edilmesi gerektiğini belirtmişti.

Trump, Powell’ın görevde olduğu süre boyunca, para politikasının genelde ekonomiyi destekleyici olması gerektiğini belirtmiş ve Fed’in kararlarını bazen popülist politikalarla uyumlu hale getirmek istemişti.

Ancak Powell, ekonomi için bağımsız bir para politikası izleme gerekliliğini savunmuş ve faiz oranlarının ekonomik dengeyi sağlamak amacıyla makul seviyede tutulması gerektiğini belirtmişti. Trump’ın bu eleştirileri, Amerika’daki merkez bankası ve hükümet arasındaki ilişkinin karmaşıklığını daha da derinleştirmişti.

Fed Başkanı Jerome Powell, Trump’ın eleştirilerine rağmen görevine devam etmiş ve bağımsız bir şekilde para politikalarını belirlemeye devam etmiştir.

Ancak Trump’ın açıklamaları, Fed üzerinde sürekli bir baskı yaratmakta ve Powell’ı daha dikkatli olmaya zorlamaktadır.

Başkan Trump’ın bu tutumu, ekonomiye dair politikaların şekillendirilmesinde daha fazla aktif bir yönetim anlayışını savunduğu bir dönemi işaret etmektedir.

Trump, Amerikan halkına yönelik açıklamalarında, daha düşük faiz oranlarıyla ekonominin daha hızlı büyüyeceğini, iş gücünün artacağını ve daha fazla yatırım yapılacağını savunmuştur.

Başkan, faiz oranlarındaki artışların ve sıkı para politikalarının, ABD’nin uluslararası ticaretteki rekabet avantajını zayıflattığını belirtmiştir.

Ayrıca, Trump, Fed Başkanı Powell’ın ekonomiyi anlamadığını ve politikalarının ülkenin ekonomik çıkarlarına hizmet etmediğini ileri sürmüştür.

Trump’tan Powell’a Sert Eleştiri: Faizler Düşmeli, Görevine Son Verilmeli

Donald Trump’ın Jerome Powell’a yönelik eleştirileri ve onun görevden alınması gerektiği yönündeki çağrıları, Amerikan ekonomisinin geleceği üzerine geniş çaplı bir tartışma başlatmış ve Federal Rezerv ile hükümet arasındaki ilişkiyi yeniden gözler önüne sermiştir.

Trump’ın bu talepleri, yalnızca para politikaları üzerindeki etkiyi değil, aynı zamanda merkez bankalarının bağımsızlığı konusundaki küresel tartışmaları da canlandırmıştır.

ABD ekonomisinde büyüme ve enflasyon konularındaki tartışmalar, Federal Rezerv’in (Fed) faiz politikalarını yeniden ön plana çıkarmış durumda.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz indirimi uygulamaya devam ederken, ABD’de de benzer bir adım atılacağına dair beklentiler artmış durumda.

Bu gelişmelerin ardından, eski Başkan Donald Trump, Truth Social üzerinden Fed Başkanı Jerome Powell’ı sert bir şekilde eleştirdi.

Trump, faiz oranlarının düşürülmesinde sürekli olarak geç kalındığını ve Powell’ın görevine bir an önce son verilmesi gerektiğini belirtti.

Trump, yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: "Bir an önce faiz oranları düşürülmeli. Avrupa Merkez Bankası, faiz oranlarını 7. kez düşürmeye hazırlanırken, her zaman yanlış adımlar atan ve geç kalmış olan Fed Başkanı Jerome Powell, dün bir başka karmaşık rapor yayınladı! Petrol fiyatları düştü, market fiyatları (hatta yumurtalar!) düştü ve ABD, tarifelerle zenginleşiyor.

Bay 'Çok Geç' Powell, ECB gibi çok daha önce faiz oranlarını indirmeliydi, ancak şimdi artık kesinlikle faiz oranlarını düşürmeli. Powell’ın görevine son verilmesi için sabırsızlanıyorum."

Trump’ın sözleri, Powell’ın görevine olan eleştirilerini net bir şekilde ortaya koyarken, ECB’nin faiz indirimine gitmeye devam etmesi, ABD’de de benzer bir adım atılacağı beklentisini güçlendiriyor.

Avrupa Merkez Bankası, bugün piyasa beklentilerine paralel olarak 3 temel politika faizini 25 baz puan düşürdü.

Fed Başkanı Jerome Powell’ın görev süresi ise 2026 yılında sona erecek. Ancak, Powell, Kasım 2024’te verdiği bir demeçte, Trump’ın kendisini görevden almasının yasal olarak mümkün olmadığını belirterek, bu konuda herhangi bir talep olursa istifa etmeyeceğini vurgulamıştı.

Powell, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir etkinlikte ise ekonominin karşılaştığı zorluklara dikkat çekerek, Fed’in enflasyon ve istihdam hedeflerinin arasında bir gerilim olduğunu belirtti.

Powell, bu durumun bankanın politikalarını daha da zorlaştırabileceğini ifade etti. Ayrıca, Trump yönetiminin ticaret, göç, maliye politikası ve düzenlemeleri gibi alanlarda yaptığı önemli değişikliklerin, ekonomi üzerinde hâlâ belirsiz etkiler yarattığına dikkat çekti.

Powell, tarifelerin enflasyonu geçici bir şekilde artırmasının muhtemel olduğunu ancak bunun kalıcı bir etki yaratabileceğini de ekledi.

Powell’ın uyarıları, Amerikan ekonomisinin içindeki belirsizliklerin giderek arttığını ve Fed’in ekonomik hedeflere ulaşmasının giderek daha zor hale geldiğini gösteriyor.